Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '13

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Bebek Sahibi Olmaya Hazır Mısınız Gerçekten?

Bebek Sahibi Olmaya Hazır Mısınız Gerçekten?
 

Herkes anne/baba olamaz. Çünkü annelik ya da babalık bir çocuğu dünyaya getirmekle sınırlı değildir. Hayattaki pek çok başka başlangıç gibi anne olmak için de hazır olmak gerekir. Bunun da birtakım şartları olmalıdır. Toplumun evlendikten sonraki beklentisi budur diye çocuk sahibi olmaya kalkışmayı doğru bulmuyorum. Her şeyden önce duygusal, ruhsal ve maddi açıdan hazır mısınız bunun cevabını verebilmeniz gerekir.

  • Bir başka canlının kendi kendine yetmeye başlayana kadar sorumluluğunu almaya hazır mısınız?
  • Eşinizin bu konuda size tam destek sağlayacağına emin misiniz? İlişkinize ve eşinize en ufak bir şüphe olmadan güveniyor musunuz?
  • Maddi imkanlarınız bir çocuğun sağlıklı ve mutlu bir şekilde yetişmesine yeterli mi?
  • Bütün kötü alışkanlıklarınızı bıraktınız mı?
  • Hayatınızın tamamen değişmesine hazır mısınız?
  • Bir bebeği 9 ay boyunca taşımaya, bu süre içinde kendinize her zamankinden daha iyi bakmaya, bebek/çocuk bakımı konusunda sürekli okuyup/öğrenmeye, vücudunuzun şeklinin bozulmasına ve hamileliğin getirebileceği başka bir sürü değişikliğe hazır mısınız?
  • Bebeğiniz dünyaya geldikten sonra sağlıklı ve mutlu olması için her şeyinizle çalışmaya hazır mısınız?
  • Kariyerinizi yoluna koydunuz mu? Bebek size engel teşkil eder mi?
  • Kendinizi olgun ve sorumluluk alacak kapasitede hissediyor musunuz?
  • Eşinizle nasıl bir çocuk yetiştirmek istediğiniz konusunda hemfikir misiniz?

Bu soruların 1 tanesine bile hayır cevabı verdiyseniz büyük ihtimalle çocuk sahibi olmaya hazır değilsiniz demektir. Her şeyden önce kendinizi ve eşinizi bu fikre alıştırmalı ve hazır olmayı beklemelisiniz. Aksi takdirde hem kendiniz mutsuz olursunuz hem de çocuğunuzu mutsuz edersiniz.

Hazır olduğunuza emin olduktan sonraki aşama tabii ki yumurtlama (ovulasyon) günlerinizi takip ederek programınızı yapmak ve çalışmalarınızı bu günlerde yoğunlaştırmak... Sağlıklı çiftlerin yaklaşık %50si ilk 4-5 ayda hamile kalıyor. %70'i ilk 9 ayda, %85'i ise ilk 1 senede hamile kalıyor. Eğer 30 yaşın altındaysanız ve ilk 1 senede hamile kalamadıysanız birtakım testler için bir uzmana görünmenizi tavsiye ederim. Eğer 35 yaş ve üzerindeyseniz ilk 6 aylık denemeden sonra bir doktora görünmelisiniz. Bu bölümde hamile kalma çalışmalarınız sırasında fertilitenizi arttırmak için yapabileceklerinizden bahsetmek istiyorum.

1.   Strese engel olun

Bebek çalışmaları sırasında yapabileceğiniz en kötü şeylerden biri strese girmektir. Hiçbir sorununuz yoksa da, infertil (kısır) teşhisi konulmuşsa da, hamile kalmanıza engel olacak bir rahatsızlığınız varsa da yoksa da stres, var olan durumu büsbütün beter hale getirir. Neyse ki stres, üzerinde çalışırsanız engel olabileceğiniz bir şey.

Her şeyden önce infertilitenin çözümsüz olmadığını düşünün. FertlilteRehberi’nde okuduğunuz gibi her türlü engelin muhakkak bir doğal tedavisi var. Doğal yöntemlerin yetmediği durumlarda da tıbbın verebileceklerinden faydalanabiliriz. Her geçen gün tedavi ile hamile kalma teknikleri daha da ilerliyor. Önemli olan pozitif bir bakışla hamile kalabilmek için elinizden geleni yapmaya hazır olmanız.

Elbette hepimiz hazır olduğumuz anda hamile kalabilmeyi isteriz ama ne yazık ki  bu her zaman herkes için geçerli olamıyor. Eğer istediğimiz anda bebeğimiz olmadığında moralimizi bozar, stresin bizi ele geçirmesine müsaade edersek içinden çıkılmaz bir kısır döngüye gireriz. Stres fertiliteyi etkiler, infertilite stresi arttırır. İnfertiliteyi bizzat yaşamış biri olarak bunu söylemenin yapmaktan çok daha kolay olduğunu biliyorum ama mümkün olduğunca sakin olalım, olumlu olalım, umutlu olalım ve bebeğin hazır olduğunda gelip bizi bulacağına inanalım.

Çinliler bebeklerin ailelerini kendilerinin seçtiklerine inanırlar. Bizim de bu inanca katılmamızın sakıncası olmaz herhalde. Varsayın bebeğiniz hala arıyor sizi, bir türlü seçemiyor milyarlarca insan arasından doğru anneyi... Belki bebeğin işini kolaylaştırmak için dua edebilirsiniz, meditasyon yapabilirsiniz, yoga yapabilirsiniz, vs. İnancınızın gereği her ne ise ibadetlerinizi umutsuzlukla huzursuzlukla değil de rahatlamak için yapın, kendinizi iyi hissetmek, huzur kazanmak için yapın.

Eğer işiniz çok yorucuysa ve saatlerinizi azaltma şansınız varsa öyle yapın. Böylelikle ekstra zamanınızı kendinize ayırabilirsiniz. Müzik dinlemek, uzun yürüyüşlere çıkmak, spor yapmak, romantik ya da komik filmler izlemek, temiz havada gezmek ya da sizi iyi hissettirecek ne varsa onu yapmak stresi yenmenize yardımcı olacaktır. En büyük yardımı da bu konuda sizinle empati yapabilecek ailenizden ve arkadaşlarınızdan alabilirsiniz. Eşinizin tam destek vermesi şarttır.  Eğer aileniz ve dostlarınız yeterli olmuyorsa profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz. Bunun muhakkak bir psikolog ya da terapist olması şart değil elbette, aklına ve anlayışına güveneceğiniz bir din insanı da olabilir. Bunların yanında sizinle benzer şeyleri yaşayan insanlarla tanışabileceğiniz forumlara üye olmayı da düşünebilirsiniz. Sizi en iyi anlayacak insanlardan biri benzer duyguları hisseden ve benzer yollardan geçen bir insandır. Paylaşacağınız pek çok şey karşınızdakine anlamlı gelecektir.

Sitenin farklı yerlerinde de değindiğim gibi yoga ve/veya meditasyonun stresi yenmenizde, an azından azaltmanızda yardımı çok büyük olacaktır. Bunların yarattığı en belirgin duygu rahatlama hissidir. Yoga ve meditasyonun yanında masaj, derin nefes egzersizleri, dua etmek ve vizüalizasyon (hayalinde canlandırma) da benzer etkiyi yaratacaktır, Biliyorum, bunları yapmak çok zor ama bebek fikrini düşüncelerinizin endişe başlığından çıkarıp umut kısmına koyun. En azından deneyin.

2.   Kafeini kesin

Kahve içmeyi bırakın. Bazı uzmanlara göre kahve gebeliğe engel olabilir. Ancak miktarı konusunda çelişkili görüşler var. Kimisi 2 bardaktan fazlası zararlı diyor kimisi 4. Bu durumda tamamen güvende olmak için hiç içmemek en iyisi olur diye düşünüyorum. Aynı şekilde kafein içeren diğer tüm içeceklerden uzak durmak gerekir. Dr. Jacob Teitelbaum’a göre kola, gazoz gibi içecekler hamile kalma olasılığınızı %50 oranında düşürür.

3.   Vitamin ve Mineral almaya başlayın

Kaliteli bir multivitamin almaya başlayın. Aldığınız vitaminin içinde en az 400mcg folik asit olmasına özen gösterin. Aynı zamanda içinde en az 50mg B6 vitamini ve magnezyum da olmalı. Demir seviyenizin de sağlıklı bir sınırda olması gerekir. Eğer herhangi bir şüpheniz varsa bir ferritin testiyle seviyenizi öğrenebilirsiniz. 40 ng/ml den aşağıda olan bir ferritin seviyesi ile hamile kalmanız güç olabilir. Yapılan bir çalışmaya göre; ferritin seviyesi 40’ın altında olup infertil (kısır) olan kadınların yarısı demir takviyesi alınca hamile kalmış. Eğer demir eksikliğiniz varsa aldığınız multivitaminde demir de bulunmasına özen göstermelisiniz. Ayrıca, günlük aldığınız vitamin C 1000mg’ı geçmemeli, 500mg ideal bir miktardır.

4.    Beslenmenize dikkat edin

Mümkün olduğu kadar asidik yiyeceklerden uzak durun ve alkalin ağırlıklı beslenmeye özen gösterin. Kırmızı eti ve hayvansal gıdaları mümkünse kesin, değilse çok az tüketin. Ağırlık vermeniz gereken yiyecekler: Badem, ceviz, elma, salatalık, brüksel lahanası, pancar, limon, kuşkonmaz, avokado, brokoli, kereviz, havuç, pazı, soğan, kavun, üzüm, kayısı,  armut, erik, tatlı patates (yam), enginar, şeftali, papaya, mango, kivi, turp, karnabahar, ıspanak ve koyu renkli diğer sebzeler olmalı.  Ancak üzüm, armut gibi şeker oranı yüksek meyveleri çok fazla tüketmemelisiniz çünkü hamile kalma çalışmaları sırasında mümkün olduğunca şekerden uzak durmanız gerekir. Şeker ihtiyacınızı sadece ve sadece doğal yiyeceklerden karşılamalısınız.

Dengeli beslenmenin doğurganlıkla ilişkisi hakkındaki ayrıntıları Beslenme Bozuklukları ve Fertilite başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

5.   Alkolü azaltın

Eğer yumurtlama (ovulasyon) probleminiz varsa alkolü tamamen bırakmanızda fayda var. Yapılan çalışmalara göre alkol prolaktin hormonunun yükselmesine neden olabiliyor. Hamile kalmaya çalışırken bu hormonun normal sınırlar içerisinde olmasına ve yükselmemesine  ihtiyacımız var. Eğer tamamen bırakmakta zorluk çekiyorsanız minimuma indirin. Haftada en fazla 2 ya da 3 kadeh ideal olacaktır.

Alkolün doğurganlıkla ilişkisi hakkındaki ayrıntıları Alkol Tüketimi ve Fertilite başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

6.   Düzenli uyuyun

Hamile kalmaya çalışırken hayatınızda bir rutin oluşturmanız çok önemli. Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmalısınız. En az 8 saat uyumalısınız. Fazla uyku da az uyku da ne fertiliteniz ne de genel sağlığınız için iyi değildir. Hafta sonları da düzenden sapmamaya özen göstermelisiniz. Uyumakta zorluk çekiyorsanız papatya çayı iyi gelebilir. Ancak uyumanıza yardim etmesi için melatonin alıyorsanız, bırakın. Prolaktin hormonunu yükselterek hamile kalma şansınızı düşürebilir.

Bu yazıyı okumadan okumadan önce konunun ilk kısmı olan Bebek Sahibi Olmaya Hazırım. Şimdi Ne Olacak? başlıklı yazımı okumanızı tavsiye ederim.

7.   Egzersiz yapın

Haftada en az 4 gün düzenli egzersiz hem genel anlamda sağlığınız hem de fertiliteniz için yararlıdır. Yalnız egzersizde aşırıya kaçmamaya özen göstermelisiniz. Hamile kalabilmek için vücudunuzda belli bir miktar yağ olmalı. Günde 1 saati geçirmemeye çalışın. Egzersiz stresi kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Spor sırasında ve sonrasında  vücudunuz endorfin salgılar bu da kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olur. Aynı zamanda kilonuzu koruyabildiğinizi ve fiziğinizin iyiye doğru değiştiğini görmek sizi mutlu edecektir. Düzenli olarak ve kalp atışlarınızı hızlandıracak şekilde hareket ettiğiniz müddetçe ne çeşit egzersiz yaptığınızın fazla bir önemi yoktur. Yürüyüş de yapabilirsiniz, koşabilirsiniz, yüzebilirsiniz, bisiklete binebilirsiniz veya hepsini birden yapabilirsiniz.

Fertiliteniz için yapabileceğiniz en iyi egzersizlerden biri de yogadır. Yoganın fertiliteye klinik çalışmalarla kanıtlanmış faydası vardır. Belli bir takım yoga pozisyonları üreme organlarında kan dolaşımını kolaylaştırarak yumurtlamaya (ovulasyon) yardımcı olur ve rahmi gebeliğe hazırlar. Şüphesiz stresinizi azaltmanıza da yardımı çok olacaktır. Önemli olan düzenli olarak devam etmenizdir. Eğer tüp bebek tedavisine başlayacaksanız yogaya da mutlaka başlamanızı tavsiye ederim. Başarı oranlarını etkilediği bilindiğinden Amerika’daki çoğu tüp bebek merkezi hastalara yoga hizmeti de sunmaktadır. Benzer etkileri meditasyonla da yaşayabilirsiniz ancak meditasyonda terlemeniz, kalp atışlarınızı hızlandırmanız ve kalori harcamanız mümkün değildir. O yüzden meditasyonu egzersiz olarak yapmamalısınız. Ancak yoga veya bir başka bir çeşit sporla birlikte sürdürebilirsiniz.

Meditasyon ve/veya yoganın en belirgin etkisi yarattığı rahatlama halidir. Stres kısmında da değindiğim gibi bu egzersizler, derin nefes egzersizleri, esneme hareketleri, masaj ve dua olabilir.

8.   Kilonuzu normale düşürün

Eğer kilonuz normalin üzerinde ya da altında ise en kısa zamanda normale dönmelisiniz. Hem aşırı zayıflık hem de aşırı şişmanlık sağlıklı bir gebeliğe engel olabilir. Hollanda’da yapılan bir çalışmaya göre adetleriniz düzenli olup infertiliteye neden olabilecek herhangi bir hastalık teşhisi konulmamış olsa bile, kilonuz normal sınırlar dahilinde değilse hamile kalmakta zorluk çekebilirsiniz. Kilonuzun normal olup olmadığını anlamak için vücut kitle indeksi (VKİ) hesabı yapabilirsiniz. Eğer VKİ 18,50'nin altında ise kilonuz düşük, 18,50 ile 25,00 arasında ise normal, 25,00 ile 30,00 arasında ise fazla kilolusunuz. VKİ, 30,00 ve üzerinde ise obez kategorisine giriyorsunuz. Normal sınırların dışında iseniz bir an önce bir diyetisyenle görüşüp sağlıklı bir kiloya ulaşmalısınız. Aşırı kilo yalnız fertilite için değil genel anlamda sağlığınız için de zararlıdır, beraberinde pek çok hastalığı getirebilir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun Kasım 2011’de açıkladığı verilere göre Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun %16,9'u obez, %33'ü ise fazla kilolu. Bu rakamlar geçmiş yıllarla kıyaslandığında nüfusumuzun giderek şişmanladığı sonucu ortaya çıkıyor. Bunun pek çok nedeni var elbette ama başta doğru beslenmeyi bilmemek, bilinçsizce yiyecek tüketmek ve hareketsizlik gibi nedenler sayılabilir.

Doğru beslenmek ve ideal kilo sadece kadının değil erkeğin fertilitesini de etkiler. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki fazla kilolu erkeklerin sperm kaliteleri ve sayıları düşük, anormal sperm sayıları yüksek oluyor. VKİ arttıkça anormal sperm sayısı da doğru orantılı olarak artıyor. Aynı zamanda sebze, balık ve tam takıl ağırlıklı dengeli bir beslenme şekli spermin kalitesini arttırıyor. Neyse ki geri dönüşü olmayan bir durum değil bu. Sağlıklı beslenmeye ve egzersiz yapmaya başladığınızda kilo vereceksiniz. Bu da sperm kalitenizin artmasına yardımcı olacak. Önemli olan fazla zaman kaybetmeden ve yaşınız çok ilerlemeden sağlıklı bir kiloya düşmek için çalışmaya başlamak.

9.   Vücudunuzu tanıyın

Hamile kalmanızı kolaylaştırmanın en kolay yollarından biri vücudunuzun nasıl çalıştığını öğrenip ilişki zamanlamanızı vücudunuzun programına göre ayarlamaktır. Eğer kitaplarda anlatılan gibi tıkırında, asla şaşmayan bir döngünüz yoksa doğal yollarla gebe kalma yöntemleri bölümünde açıklamaya çalıştığım yöntemleri öğrenin ve uygulayın. Her şeyden önce yumurtlamanın (ovulasyon) gerçekleşip gerçekleşmediğine emin olmanızda fayda var. Ateş Ölçme yöntemi bunun için yardımcı olabilir.

Uygulayabileceğiniz diğer yöntem ise servikal sıvı kontrolüdür. Bu yöntemle fertil kalite sıvıyı üretmeye başladığınız günleri kolaylıkla takip edebilir zamanlamanızı ona göre yapabilirsiniz. Bu yöntemin güvenilirliği %97- %99 dur. Ovulasyondan ortalama 6 gün önce bu sıvıyı üretmeye başlar vücudumuz. Fertil kalite sıvının özelliği spermlerin hareketini kolaylaştırarak yumurtaya ulaşmalarının yolunu açmasıdır. Vajinanın dışında bile bulunsa bu sıvı spermlerin yumurtaya ulaşmasını sağlaması mümkündür. Bu yüzden gerçek bir ilişki gerçekleşmese bile fertil dönemde servikal sıvıyla spermin bir şekilde karşılaşması hamileliğe ortam saplayabilir. Bu kalitedeki sıvıyı üretmediğiniz günler hamile kalmanız imkansıza yakındır.

Bunların yanında elbette ovulasyon zamanını idrarla test etmenizi sağlayacak testler alabilirsiniz fakat ben bunları gereksiz masraflar olarak görüyorum. Zaten gebelik testine her ay maaşınızı bağışlıyorsunuz bir de bunların bütçenizi sarsmasına lüzum yok:)

10. Sigarayı Bırakın

Sigarayı az içmek diye bir opsiyonunuz yok! Bırakmak zorundasınız. Evet, tanıdıklarınız var sigara içtiği halde hamile kalan ama bu asla bebek çalışmaları sırasında sigaraya devam etmeniz için bir neden olamaz. Kendinize ve doğacak bebeğinize yapabileceğiniz en büyük kötülüktür sigara. BIRAKIN! Sigara ve fertilite başlığında bu konudan ayrıntılarıyla bahsettim.

11. Fertilite Testlerinizi yaptırın

Eğer 6 ayın sonunda zamanlamanız doğru olduğu halde hamile değilseniz bir doktora görünüp hormon testleri yaptırmanızda yarar görüyorum. Elbette sperm kalitenizi de test ettirmelisiniz.  Doktorunuzun yapacağı testler adetinizin 3. Gününde FSH, LH, E2, TSH, T4 testleri olacaktır. Bunların yanında uygun gördüğü başka testler de olabilir ve ultrasonla yumurtalıklarınızın ve rahminizin durumuna bakmak isteyebilir. Bütün bunların sonucu normal sperm durumunuz da normal ise hamile kalmamanız için bir neden yok demektir. Yapmanız gereken tek şey burada bahsettiklerimi hayatınızın içine katmak. Bu maddeler sadece fertiliteniz için değil genel anlamda sağlığınız için de iyi olacaktır. Kendinizi kısa zaman sonra çok daha iyi, çok daha enerjik, zinde ve mutlu hissedeceksiniz. Ruh haliniz böyle olduğu müddetçe bebeğinizin sizi bulması ve ailesi olarak seçmesi de an meselesi olacaktır.

Çalışmalarınızı görevmiş gibi değil de eğlenerek yapın. Eşinizle sürekli iletişim halinde olun, hislerinizi paylaşın. Eğer iletişim kurmakta zorluk çekiyorsanız birlikte bir dostunuzla konuşun ya da bir terapistten yardım alın. Evliliğinizin her aşamasında eşinizle sürekli iletişim halinde olmak ve anlaşmak çok önemlidir ama bebek yapmaya karar verdikten sonra daha da önemlidir. Sağlıklı çocuklar sağlıklı ailelerde büyürler. Mümkün olduğunca bebeklerle, çocuklarla vakit geçirin. Eğer çocuklarla olmak size mutluluk değil de acı veriyorsa muhakkak bir  uzmanla görüşmelisiniz. Bu ruh hali içerisindeyken hamile kalmanız doğru olmayabilir. Unutmayın ki hamileyken nasıl hissettiğiniz sadece sizi değil aynı zamanda bebeğinizi de etkileyecektir. Hamile kaldığınızda mutlu, huzurlu ve sağlıklı olmalısınız.

 
 
Toplam blog
: 66
: 6042
Kayıt tarihi
: 24.04.12
 
 

Bir Mart ayında doğdum ve cocukluğumun ilk yıllarını Türkiye'de geçirdim. Sonra biraz Almanya, bi..