Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

Bebeklere kıymayın efendiler!

Bebeklere kıymayın efendiler!
 

Bebelere Kıymayın Efendiler


Bir can büyür içinde. Herşeyiyle sana bağımlı. Herşeyiyle sen... Büyür yüreğinde. Büyür gün be gün. Nice hayallerin olur onun için. Nice umutlar büyütürsün içinde. Hayal edersin büyüdüğünü... Güldüğünü... Ona dair umutların olur. Ona dair düşlerin.

Canından can kattığın minik bebeğini kucağına verirler sonra. Korkarsın önce. Nicedir pençesinde debelendiğin korkuların ezer seni. Hayata dair kuşkuların onu tüm benliğinle içine bastırmana engel olur. Korkuların... Ah dersin doğru zaman mı? Doğru kişi miyim onun için acaba? Nasıllar yer beynini. Nasıl büyüyecek, nasıl bakılacak...vs.

Düşler kurarsın ona dair. Minicik elleriyle hayata bağlar seni. Sonra inanamazsın bu kadar ufak bir yaratığın hayatını ne kadar da değiştirdiğine. Şaşar kalırsın her seferinde yaptıklarına. Gülüşleri gökkuşağı olur yüreğinin yağmurlarına. Gülüşleri umut... Gülüşleri yaşam...

Tüm kötülüklerden korumaya çalışırsın onu, korkuların seni yönetmesin diye en büyük savaşın yine kendinle olur. Bıkmadan usanmadan savaşmak zorunda kalırsın kendinle. Zayıf noktan olmasın diye çabalar durursun. Birey olsun diye TEK olmayı aşılamaya çalışırsın ona. Daha 'Anne' bile diyemezken. 'Hayır'ı öğretirsin sonra. Hepsi zor, hepsi güzel.

Hayallerin vardır ona dair. Dokuz ay taşıdığın yüreğinden ellerine düşecek diye. Geceler, günler boyu ona dair kurduğun hayallerin hemen olsun diye ellerine versinler istersin. İlk karşılaşmayı hayal edersin... İlk ağlamayı...

Ama sonra bir şeyler ters gider sırf Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsun diye. Bir şekilde sorunlu doğum yaptığın için bebeğini alıp koydukları odalardan alamazsın geri. Hastane enfeksiyonu derler. Küçücük mikroplar alır götürür elinden onu. Daha kucağına alamadan, çoğu zaman bir kutuda teslim ederler bebeğini. Hayaller uçar. Hayallerin kabus olur.

Çarpık sağlık sisteminin sayılara tekabül eden istatistiklerinde kaybolur umutların. İzmir'de olduğu gibi. Birkaç ay önce Ankara'da olduğu gibi. Bir gecede 13 bebek ölür daha hayatlarının başında. Bir gecede kayar giderler birer birer. Önlenebilir nedenler önlenemediği için. Sağlığa gereken destek ve önem verilmediği için.

Doktor açıklama yapar sonra. 'Aslında odalarımız çok konforlu' diye. Konforlu odalarda ölüm daha kabul edilebirdir herhalde! Özelleştirilen sağlık sisteminin çöküntüleri arasında toplarız bebelerimizin ölülerini. Satın alamamışızdır ama bu defa hayatlarını.

O anda 'Azrail' kime denk gelmişse orada onun bebeği ölür. Benimki değil ama onunki. Yarın benimkinin de başına birşeyler gelmeyeceğinin hiçbir garantisi olmaz artık. Yarın o anne- babalarla aynı üzüntüleri yaşamayacağımın hiçbir güvencesi olmaz. Öznelleşen hayatlar erir gider özelleşen sağlık sistemi karşısında.

Bazen bebek olur hastane enfeksiyonuyla ölürsün, bazen hayatının en güzel çağlarında hastane koridorlarında doktorsuzluktan can çekişerek gidersin. İkisi aynıdır. İkisinde de canın yanar.

Düşünür müsün acaba; bunların olacağını ta ötelerden beri birileri söylemiştir. Duymamazlığa gelmişsindir muhtemelen. Onlar senin için dayak yerken sen küfür etmişsindir. Anlamamışsındır sonunda bunların olacağını. Denetimden yoksun bırakılmış, herkesin kendi atını koşturduğu bu ortamda olanın bizlerin bebelerine olacağını düşünmemişsindir. Şimdi kapıda ölüm bekler bebelerimizi bizimle beraber. Kim galip gelecektir o da şansa kalmıştır.

Tek yapabileceğin artık haykırmaktır bu ölümlere göz yumanlara:

'BEBELERE KIYMAYIN EFENDİLER!'

 
Toplam blog
: 9
: 635
Kayıt tarihi
: 21.07.08
 
 

1980 Adana doğumluyum. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden 3. sınıftan ayrıldım. Evl..