Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

14 Temmuz '12

 
Kategori
Siyaset
 

Becerememek

Becerememek
 

Son F4 kriziyle birlikte bir nokta açıkça ortaya çıktı. Türk dış politikası uzunca bir zamandır yönetilemiyor. Krizlerle başa çıkılamıyor. Olmayacak açıklamalar yapılıyor, sonra vaz geçip tam tersi söyleniyor, iktidar ve muhalefet kadroları her olayı içinden çıkılamayacak kadar karıştırıyor kısacası beceremiyor.

Başbakan Erdoğan ve siyasi kadroları ve ana muhalefet, son F4 uçağının düşürülmesinde tam anlamıyla sınıfta kaldı. Başlangıç ta olay Başbakan için ne güzeldi. Yeni bir siyasi rant kapısı aralanmıştı. Başkanlığa soyunduğu şu günlerde Suriye ile yaşanacak siyasi gerginlik çok prim yapardı. Olayın ne olduğu nasıl olduğu kimin suçlu olduğu o kadar önemli değildi. Hatta küçük çapta bir çatışma bile göze alınabilirdi. Nasıl olsa büyüklerden biri araya girer, düdüğü çalar ve maçı bitirirdi. Bu durumda Türk uçağı düştüğü ile, Suriye aldığı askeri ve siyasi darbe ile yetinmek zorunda kalırdı. Tam kazan kazan olayı idi bu ve yararlanılmalıydı.

İsrail ile ilişkileri koparan, aklı başında  hiç bir dış politika yorumcusunun anlıyamadığı bir üslupla, Türkiye, Başbakan seviyesinden, üst perdeden açıklamalara başladı. İşi o kadar ileriye götürdüki , gazabımızın Suriyeyi kahredeceğini bile söylendi. Geleneklere göre bu türden aşırı yapışkan dış politikaya denge unsuru olması gereken Dışişleri Bakanı Davutoğlu da liderinden aşağı kalmadı, ayni sert söylemi sürdürdü.

Askerler ne yapacaklarını şaşırmış durumdaydılar. Kendilerine hazır olun gidiyoruz diyen kimse yoktu. Ayrıca yılların süzgecinden geçmiş kriz politikaları uygulanmıyor, bunun yerine sadece Başbakanın sert çıkışları ortada dolanıyordu. Bu arada Dışişlerindeki deneyimli bürokratlar bu işin içinden nasıl çıkılacağını bilemeyip saçlarını başlarını yolmaktaydılar. Başta Bakan Davutoğlu olmak üzere kimse onların fikrini almak şöyle dursun, görüşmüyordu bile.

Sonunda Asker kendi kriz politikasını uygulamaya başladı ve Suriye sınırına asker ve hava savunma sistemleri yığınağı yapmaya başladı. Bu arada şehit düşen iki yiğit pilotun denizden çıkarılmasına yarayacak ekipmanların çok eski yıllara ait olduğu ve o derinlikte işe yaramadığı ortaya çıktı. Hernedense IMF ye beş milyar dolar borç veren üçyüz küsür milyona VIP uçağı sipariş eden bu ülke yirmi milyon dolar verip bu işi yapacak gemiyi donatamamıştı. Her zamanki gibi ABD den yardım istendi , uçağın düştüğü yer bulundu ve şehitler denizden çıkarıldı.

Başbakan ve kurmayları buldukları her mikrofona Suriyeyi çok fena yapacağımızı söylerken, uluslararası dış politika çarkları biraz da bizimkilerin teşvikiyle dönmeye başladı. Bölgedeki en büyük elektronik istihbarat üssüne sahip İngilizler ellerindeki, kendilerine göre tüm verileri verdiler. Ruya dışişleri bakanı,  uçağın düşmesiyle ilgili her türlü bilgi ve belgenin olduğunu açıkladı. Aslında AKP kurmayları Bu iki açıklamayı da herzaman olduğu gibi okuyamadılar. Halbuki durum açıkça orada dur ve daha ileri gitme açıklamasıydı. Dışişlerini kimse dinlemediği için onlarda bu mesaja seslerini çıkarmadılar.

Durum karışıyordu. Hemen arkasından ABD büyük elçisi nin açıklaması geldi. Konuya ilşkin ellerindeki bilgi ve belgeyi Türk hükümetine vermişlerdi. Bu mesajda okunamadı.

Bu arada askerler tuhaf bir işe başladılar. Denizden çıkarılan uçak parçalarında patlayıcı analizlerini gene tuhaf bir şekilde kendi labaratuvarlarında kontrol ettiler. Yapılan açıklamaya göre patlayıcı izi yoktu bu durumda uçak bir füze veya uçaksavar ateşi ile düşmemişti. Siyasiler, özellikle iktidar kanadı bu açıklamay çok kızdılar, Genelkurmayın üzerindeki baskı yoğunlaştı ve hemen ertesi gün söylenenin tersi açıklandı.

Bu arada CHP lideri herzamanki evlere şenlik açıklamalarına devam ediyordu. Ona göre AKP bu işi becerememişti. Kendilerine doğru bilgi verilmemişti. Anlaşılan CHP liderinin söyleyeceği yeni bir şey yoktu. MHP lideri Bahçeli ise meselenin Ulusal bir mesele olduğundan bahsederek Hükümete destek verebileceklerini açıkladı. Her halde sonradan çok pişman olmuştur. BDP liler açıkça Suriye ile girilecek çatışmayı istemediklerini söylediler. Mesele kuzey Suriye ise orası kürt bölgesi idi ve kardeşlerini ezdirmezlerdi. Bu arada Berzani Suriyenin kuzeyindeki, ve Irakın kuzeyindeki kürtleri toplayarak ciddi bir siyasi adım attı. Bu mesaj da  Başbakan tarafından okunamadı

Peki aslında ne yapılabilirdi. Herşeyden önce büyük devletseniz, en azından böyle bir iddianın savunucusu iseniz, durumu, uyguladığınız vıcık vıcık politikayla çözemezdiniz. Orada bir Türk uçağı, üstelik silahsız bir uçak düşmüş veya düşürülmüştü. Sebep ve sorumlu kim olursa olsun anında karşılık vermeliydiniz. Bu Suriyeye hemen kara birlikleri kullanacağınız anlamına gelmezdi. Suriye hava savunma sisteminin kuzeydeki bölümünü çökertebilir, bölgede devriye gezen suriye savaş gemilerinden en azından birini kullanılamaz hale getirebilirdiniz. Ondan sonra oturur konuşurdunuz. Bu duruma ne Rusyanın nede ABD nin söyleyebileceği bir şey olmazdı. Suriye açıkça uçağı düşürdüğünü söylemişti bu harekete geçmek üzere yeterli sebepti.

Sonuç şu; AKP kurmayları siyasi rant sağlamayı umdukları bir krizi yönetmeyi becerememiştir. Ana muhalefet partisi yeni birşey söylemeyi becerememiş, Hükümetin ne yanında ne karşısında olabilmiştir. Özet olarak siyasiler bu işi BECEREMEMİŞTİR...

Sakın biz sıradan insanlar bu duruma alışmış olmıyalım...

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..