Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '10

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Bedelli askerlik: Ekonomi penceresinden bir bakış

Bedelli askerlik: Ekonomi penceresinden bir bakış
 

Bedelli Askerlik


Son günlerde, belki de gündem değiştirme çabalarıyla, ülkenin en çok tartıştığı konu; bedelli askerlik. Bu konu üzerinde çok konuşulması ve tartışılması gerekir ve üstünkörü popülist yaklaşımlarla değil, akılcı ve yapıcı fikirler ekseninde yapılmalıdır. Çünkü askerlik meselesi, 20 milyon genci ve ekonomik, sosyolojik ve güvenlik gibi birçok düzlemde ülke menfaatlerini etkileyen bir konudur. Biz askerliğin ülkemizin sosyal dokusu ve güvenlik üzerine etkilerinin incelenmesini uzmanlara bırakıyor, meselenin ekonomik anlamda ülkemize etkileri üzerinde fikir yürütmek istiyoruz.

Öncelikle şu anda yürürlükte olan askerlik uygulamasını irdelememiz gerekiyor, daha sonra uygulanabilecek senaryoları tartışabiliriz. Hali hazırda yüksek öğrenim görmüş gençlerimiz 6 ay “kısa dönem” er ve 12 ay “uzun dönem” yedek subay olarak, diğer gençlerimiz ise 15 ay “uzun dönem” er olarak askerlik hizmetini yapmaktadır. Fakat yüksek öğrenim görmüş gençler, 12 ay yedek subay olarak askerlik yaptıklarında ayrıca Türkiye şartları için iyi sayılabilecek bir maaş da almaktadır. Yani yüksek öğrenim mezunları her iki durumda da diğerlerine göre çok avantajlı şartlarda askerlik yapmaktadır. Ayrıca yurtdışında 3 yıl çalışmış gençler de bedelli askerlik hizmetinden faydalanmakta ve bedelini ödeyerek 28 gün askerlik yapmaktadır. Yani bedelli askerlik aslında uygulanmaktadır. Tabii ki memleketinde çalışmayıp, yurtdışındaki ülkeler için değer üreten “beyin göçleri” bedelli askerlik uygulamasından sorgusuz sualsiz faydalanmaktadır. Bir nevi, hep engellenmek istendiği söylenen “beyin göçü”, aslında teşvik edilmektedir!

Gördüğümüz gibi zorunlu askerlik hizmeti konusunda çok farklı uygulamalar bulunmaktadır. Peki, bu uygulamaların devletimize dolaylı ve dolaysız yönden ekonomik maliyeti nedir? Belirttiğimiz gibi farklı uygulamalar olduğundan hepsini ayrı ayrı incelemeli ve hesaplamalıyız. Türkiye’nin askeri gücü en güncel verilerle 514.850 kişi olarak görülmektedir.* Bu rakamın yarısı (207.000) zorunlu askerlik kapsamında silah altında bulunan gençlerimizden oluşmaktadır. Bu rakamın da yüzde beşinin (10.350) yedek subay olduğu, geri kalanın (196.650) ise er olarak askerlik yaptığı varsayılabilir. Bir askerin de devlete maliyetleri aldığı ücret, giyim, sağlık hizmetleri, yiyecek ve ısınma gibi ana kalemlerden oluşmaktadır. Bu maliyetler için de bazı varsayımlarda bulunmamız gerekiyor.** Yedek subayların aylık maliyeti 2500 lira civarında, erlerin ise 500 lira olarak varsayılabilmektedir. Maliyetin hesaplanmasını da aşağıdaki tabloda görebilirsiniz:

Sayı Aylık Kişi Maliyeti Aylık Maliyet Yıllık Maliyet
Yedek Subay 10.350 2.500 25.875.000 310.500.000
Er 196.650 500 98.325.000 1.179.900.000
Toplam 207.000 124.200.000 1.490.400.000

Gördüğümüz gibi bu kadar çok sayıda gencimizi zorunlu askerlik hizmeti kapsamında silah altına almanın yüksek bir maliyeti olduğu hesaplanmaktadır. Ayrıca hesaplaması çok da mümkün olmayan dolaylı maliyetlerin de en az bu kadar olduğunu tahmin edebiliriz. Dolaylı maliyetlerden kastımız da kalifiye iş gücümüzün sivil hayatta gerçekleştirebileceği katma değer olmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin ve tabii ülkesini seven her vatandaşın isteği eminim dünya üzerinde etkin ve vurucu gücü yüksek bir orduya sahip olmaktır. Bu amaca ulaşmak için de izlenecek yolun ordunun profesyonelleşmesi olduğunu birçok platformda yüksek rütbeli komutanlarımızın belirttiğini biliyoruz. Ayrıca son zamanlarda uygulamaya geçen uzman erbaş alımları da, ordunun profesyonelleşmesi yönünde atılan adımlardır. Profesyonelleşen ordunun hareket kabiliyeti artmakta ve ayrıca vurucu gücünü de artırarak savaş ortamından önce barış ortamında caydırıcı bir güç konumuna getirebilmektedir. Zorunlu askerlik kapsamında gençlerimize harcanan bu paralarla, kaliteli teçhizatlara sahip daha profesyonel bir ordu kurulabilir diye düşünüyorum. Bütün ülkesini seven vatandaşların da isteği ve arzusu da bu yöndedir eminim ki.

Bu bilgilerin ışığında bedelli askerlik konusuna gelelim. Gördüğünüz gibi çok farklı uygulamalarda gençlerimiz askerlik hizmetini yapmaktadır. Genelkurmay başkanımızın da dediği gibi bu durum eşitlik ilkesini bozmaktadır ve üstüne üstlük bedelli askerlik uygulaması da bu eşitsizliği daha da derinleştirecektir. Bedelli askerlik uygulansa bile, bu durumdan faydalanabileceği öngörülen 80.000 kişinin 5.000 dolardan vereceği 400 milyon dolar, sadece zorunlu askerlik hizmetindeki gençlerin bir yıllık masraflarını bile karşılamamaktadır. Ayrıca kısa vadede bedelli askerlik ordunun ihtiyaçlarının karşılanmasını engelleyip, zafiyet yaratabilecektir.

Askerlik konusunda, yüksek öğrenim gören - görmeyen, yurtdışında çalışan – çalışmayan, herkesi eşit şekilde kucaklayacak uygulamaların yapılması ekonomik anlamda da ülkenin menfaatine olacaktır. Bu eşit yaklaşımında günümüz şartları göz önünde bulundurularak siyasilerimiz tarafından değerlendirilmeli, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görüşleri alınarak yeni bir yapılanma içine girilmelidir.

Sonuç olarak, askerlik hizmetinin toplumdaki her kesime daha eşit yaklaşacak şekilde düzenlenmesi tabii ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değil, yasa yapma hakkına sahip TBMM’nindir. Giriş kısmında dediğimiz gibi konuya popülist yaklaşımla “bedelli askerlik” gibi kısa süreli çözümlerle değil uzun vadede ekonomik olarak avantajlı hale getirecek ve tabii ki toplumsal eşitliği göz önünde bulunduracak çözümler getirilmelidir.

* http://csis.org/files/media/csis/pubs/060626_asia_balance_powers.pdf sayfa 32.

** Bu rakamlar varsayım olduğu için hata payına sahiptir.

 
Toplam blog
: 11
: 1417
Kayıt tarihi
: 08.02.10
 
 

1985 yılında Elazığ'da doğdum. İlkokulu Namık Kemal İlköğretim Okulu'nda, ortaokulu Elazığ Anadolu L..