Bedellinin bedeli ve Kamer Genç'in sünneti!

Memleket yangın yerine dönmüş…

Depremin yıktığı Van’da halk yığınları öbek öbek batı illerine göç ediyor. Van’da kalanların yaraları bir türlü sarılamıyor. Toplanan yardımların nerelere, kimlere gittiği belli değil. Yardımları aralarında paylaşan Cemaat üyeleri ve terör örgütü mensuplar, halkın soğuktan, açlıktan, yangından ölmesini, bir kenara çekilmiş kıs kıs gülerek izliyorlar.

Aylardan beri İsrail’e özür diletmeye çalışan iktidar, buna muvaffak olamayınca, soluğu Suriye’de aldı. Suriye’yi devamlı tehdit edip, intikam naraları atmaya başladı.

Biz ülke olarak Suriye ile yatıp, Suriye ile kalkarken, Rusya Akdeniz’e, Suriye Karasularına gemilerini gönderip, şimdiden Suriye’yi koruma şemsiyesi altına aldı bile…

Ülkeyi yönetenler, vahşi kapitalizmi son kertesine kadar uygulamakta bir sakınca görmezken, mecliste Başbakan tarafından açıklanan Bedelli Askerlikle ilgili toplumdan ses seda çıkmıyor. Oysa Bedelli Askerlik gelir dağılımındaki en adaletsiz bir uygulama.

Çıkartılacak olan Bedelli Askerlik, bu güne kadar suç işlemekte bir sakınca görmeyenlere verilmiş en güzel yılbaşı hediyesi olarak, tarihteki yerini alıyor.  Asker kaçağı olarak 30 yaşına gelmiş birisine, “sen bana 30 bin lira ver, askeri elbise bile giymeden teskereni al” diyorsun.

Bu Bedelli Askerlikten yararlanacakların sayısı Milli Savunma Bakanına göre 467 bin. Bu kadar insan 30 yaşına kadar askere gitmiyorsa, suç işliyor demektir. Bu durum, ülkemizin suçlular cenneti olduğunu göstermiyor mu?

Bu kadar asker kaçağı olan bir ülkede, bu parayı kaç kişi verebilir? Paran varsa, boş ver askere falan gitme! Bir gün gelir Bedelli Askerlik çıkar, sen ayağına bir asker postalı bile giymeden, askerliğini yapar, teskereni alırsın!

Ülkenin gelir dağılımının ne kadar bozuk olduğu bu uygulama ile bir kere daha kendini gösterecek. Gerçi bu zamana kadar askere gitmeyen birisi, bu parayı ödeyebilecek maddi güce de sahiptir. Olan yine garibana olacak ve gariban çocukları hayatlarının baharında ölecek!

Geçtiğimiz ileri demokraside, vatanseverler, terörle mücadele edenler, gazeteciler yargılanırken, yazılmamış kitap taslakları nedeniyle insanlar sorgusuz sualsiz tutuklanırken; ülkede bu kadar sorun varken, bizim televizyonlar nasıl program yapıyor?

Seda Sayan'ın programına katılan Hayal isimli bir kadın, CHP Tunceli milletvekili Kamer Genç'in Viagra kullandığını, Meclis'teki odasında Kamer Genç'le birlikte olduğunu ve Genç'in sünnetsiz olduğunu iddia etmiş.

Bu tür programları izlemesem de, Kamer Genç’in verdiği cevap beni epey güldürdü.

Kamer Genç konuk olduğu bir televizyon kanalında; 'Bundan 15 yıl önce bu iddiaları ben hukuki açıdan yalanladım. Tazminat kazandım. Seda Sayan da çıkmış yok sünnetsizmişim falan diyor. Ben Seda Sayan'a bir şey teklif ediyorum, gelsin baksın bakalım ben sünnetsiz miyim sünnetli miyim? Değil mi yani? Bir görmesi lazım...' diyerek, ülke gündemindeki yerini sağlamlaştırdı!..

Ülkenin bu kadar çok sorunu varken ve her hangi bir çözüm üretilmezken, Kamer Genç’in sünnetli mi, sünnetsiz mi olduğu tartışılıyorsa, bu kuşatma altındaki İstanbul’da papazların ‘melekler erkek mi dişi mi?’ tartışmasına benziyor mu?

Kamer Genç’e bir kere daha helal olsun. Şeyiyle bile ülke gündemini sarsabiliyor! Oysa Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın CHP Milletvekili Haydar Akar’a kürsüde konuşurken küfür etmesi, ne yazılı basında, ne de görse basında kendine yer bulamıyor!

Kamer Genç’in meclis kürsüsünden tekme tokat indirilmesi bile bu kadar ülke gündemini meşgul etmemişti. Meğer Kamer Genç’te ne şey varmış ki ülke gündemini meşgul edebiliyor.