Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Beğenilmek ve sevilmek..

Beğenilmek ve sevilmek..
 

" En korkuncu ne, biliyor musun. "
" Ne? "
" Kendini değersiz hissederken birini çatlayacak kadar sevmeye başlaman!.. "
" İyi ya... Sevmek insanı toplar, toparlar... Değerine inanmaya başlarsın yavaş yavaş... "
" Bunlar işin cilalı laf kısımları, öyle olmuyor iste! Bir yandan aşkın yapışkanlaşmaya başlıyor, öte yandan endişelerin, güvensizliğin
büyüdükçe büyüyor. ' Tavuk suyuna şehriye ' kitaplardaki gibi olup bitmiyor bu işler. Sen bana sor! "
" Sordum say... "
" Bazen sevgilinin dilinden fark edilmeden dökülmüş tek bir sözcük yaranı deşmeye yetiyor. Değersizliğin yüzüne vurulmuş gibi hissediyorsun kendini; çok çirkin gibi, asla beğenilmemişsin gibi hissediyorsun... Aynaya bile bakamıyorsun ondan sonra... "
"Haklısın galiba!"
"Aşk ilişkisi, flört, su bu, ne dersen de. O tür bir ilişkide bir kez kendini değersizmiş gibi hissetmişsen; aslında beğenilmediğinden kuşkulanmışsan, yanmışsın demektir! Artık iki yol vardır önünde."
"Bir dakika, motor gibi konuşmayı bırak, sakin ol!
Nasıl iki yol?.."
"Ya ilişki içinde ve ilişkin için yerlerde sürüneceksin..."
"Yada?"
"Ya da yerde sürüneceğin korkusuyla ilişkiyi yok yere bitireceksin!"
"Hıımmm..."

Sevilmek isteriz.. Sevmekten daha çok sevilmek isteriz. Hatta çoğu zaman sevilmek için, severiz. Beğenilmek isteriz...
Bazen sevilmekten çok daha büyük bir arzuyla beğenilmek isteriz.
(Bu yüzden hesapsız kitapsız sevmeye ve su gibi duru sevgilere düpedüz
ihanet ederiz ya, bu ayrı konu!)
Ve değerli olmak isteriz, değerimiz bilinsin isteriz. İsteriz ki severek, sevilerek şu dünyadaki varlığımız onaylansın, değerimiz bilinsin ve bütün bunlardan ayn olarak sevenin gözünde yeni ve farklı değerler taşıyalım.
Fakat...
Ne tuhaf ve ne acıdır ki, sevilmekle beğenilmek her zaman barışık değildir. Her zaman birbirlerini besleyip büyütmezler. Modern ilişkiler dünyasının en pis, en tatsız, en mide bulandıran çatışma ve ayrılık noktalarından biridir bu. Ama gizleriz bu gerçeği kendimizden.

Şu yazıyı okurken bile bu gerçekle yüzleşmek korkutur çoğumuzu, bilirim...
Oysa dost dertleşmeleri, psikoterapist divanları, gizli günlükler bu berbat çatışmanın izlerine tanıktır.
Leyla, Ahmet'in kendisini sevdiğinden emindir ama beğendiğinden bir
türlü emin olamaz.
Ahmet, Necla'nın aşkla bağlandığından emindir ama onun gözünde değerinin ne ve ne kadar olduğundan bir türlü emin olamaz... Bal gibi biliyoruz ki böyle liste çıkartsak, uzar gider, sonu gelmez.

Şimdi bir parantez açarak özdeğerini bilme ve öz-beğeni üzerine Amerikan tarzı bir sosyal psikoloji araştırmasının sonucundan söz edeyim. İnsanlar yüzde 70'e yakın oranda kendi değerlerini bilme konusunda başkalarının görüş ve yaklaşımlarını hiç kaale almadıklarını iddia ediyorlar. (Eh, bunun için araştırmaya gerek yok aslında. Kime sorsan "başkasından bana ne, ben kendimi bilirim" der, sonra da tam tersi yolda hayatını heba eder!)
Ama biraz daha ince eleyip sık dokunduğunda, bu kişilerin tamamının
"sosyal göz"ün kendilerini nasıl değerlendirdiğine büyük önem verdikleri ve özbeğenilerinin tamamen başkalarının bakışına dayandığı ortaya çıkıyor.
Matrak, değil mi?
Ama aslında normal olanı da bu...
Açıkçası özbeğeni ve kendi değerini bilmenin yolu "kendinden" değil başkalarından geçiyor, özellikle de değer verilen başkalarının gözünden ve sözünden...
Parantezi burada kapatıyor ve ilişki dünyamızın acı verici gerçeğine dönüyorum.

Güven vermeyen bir sevgi... Nasıl da yoksul! Beğenildiğine inandırmayan bir sevilme biçimi... Nasıl da cılız, nasıl da içten içe hırpalayıcı!

Düşünüyorum da...
Sevme biçimlerimiz bir estetik cerrahın neşterinin yapabildiğinin yansı kadar bile güzelleştiremiyorsa sevdiğimizi...
Sevme biçimlerimiz sevgilimizin patronunun kıytırık bir takdir ifadesi kadar bile "değer" bilir olmuyor, olamıyorsa.. Ve çoğumuz bizi sevenin "gözünden düşeceğimiz" endişesiyle perişan oluyorsak...
Demek ki, şu modern zamanlara has sevgide garip bir yamukluk, derin
bir yanlış var...

Öyle değil mi?

 
Toplam blog
: 23
: 2153
Kayıt tarihi
: 12.02.07
 
 

Hayatla doğrudan ilgiliyim, hemen hemen her konu ilgimi çeker, ancak mistik, metafizik, tarih ve ..