Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '17

 
Kategori
Güncel
 

Beka Sorunu; Varlık Mücadelesi

Beka Sorunu; Varlık Mücadelesi
 

Bir ülkede insanlar uzun yıllar bastırılmış, maddi çıkarlarına ideoloji hatta din veya mezhep adı vermişse adına ne denirse densin, insanlar hayatta kalabilmek adına çeşitli kılıklara girerler. Bu durum; zamanla kişiliksiz özgüvensiz hareketlerin çeşitli isimler adı altında sunulması bir seçim olmak zorunda kalınması çok acı da olsa yapacak çok şey vardır.

Türkiye’de son yıllarda inanılmaz şeyler oluyor. Halk içinde düşünenleri geçmişte önce dini bir cemaat kisvesine bürünen birileri sustururken, onun öncesinde 12 Eylül yönetimi, ondan önce terör ortamının silahları, silahlıları susturdu. Maddi çıkarları kısa vadede kazanç sayan bir toplumun balık hafızası ile uzun vadeli planlardan kurtulmaması, atılan yüzlerce ağdan birine düşmemesi imkânsızdı. Tuzağa düşme ihtimali olmayanlar da son zamanlarda bir kez daha iyi anlıyoruz ki, kısa vadeli planlanan oyun planları tarih, strateji bilgisi olmadan bir anlam ifade etmiyor. Topluma yutturulan rol modellere bakınız, toplumu onlarca yıllar boyunca ne hale getirdiklerini görebiliyoruz. Filmler, komedi programları, basın, birçok araçla susturulan kanaat önderi olma potansiyeli taşıyacak kişiler hem itibarsızlaştırıldı hem de yok edildi. Gerçekten de siperden başını çıkaramayacak kadar yoğun ateş altında kalan vatan evlatları bu dinleri ne olursa olsun farklı şeylere inansalar da aynı şeyi düşünen ve algılayan kimselerin birbirine düşman edilmesi süreci 1947 yılı sonrası, Türkiye’ye uygulanan güçlerin çembere aldığı ortak akıl genellikle susturuldu ve susturulmaya devam edecek.

Başkasının parasıyla iş yapılmaz. Başkasının aklıyla iş yapılmaz, bir millet için doğru olan sistem veya düşünce şekli diğerleri için aynı olmaz, olamaz. Şartlar, iklim doğa, kısacası her şey farklıdır. Bu biraz okumuş bir kesimin Finlandiya eğitim sistemini Türkiye’ye getirip monte etmek gibi sığ ve kopyala yapıştır bir anlayışı savunan sözde aydınlar, sözde düşünürler; Finlandiya’nın topu topu dört buçuk milyon nüfusa sahip olduğunu unuttukları gibi, toplum içinde farklılıkların da ne kadar Türkiye ile benzeşmediğini bilmeden bunu söylerler. Avrupa’nın demokrasisi bizden farklı kültür ve tarihi altyapıda işlerken, bizdeki demokrasi kültürü ve saygısı olmadığı için, tarihi dinamiklerden yoksun, dini vecibelerde ise sözde bir ezbere ve genellikle işaret edilenin menfaatini din sandığı ve gerçekte dini anlamadığı, anlayanların da anlatamadığı veya işine gelmediği bir topluma dönüştüğü için; gecenin saat ikisinde şehir ortasında bangır bangır müzik çalıp gösteriş yapmak, bunu ancak sonradan görmelerin yapacağı bir iticiliği kültür olarak sunan bir demokrasi anlayışı doğarken, zübükzade gibi anlayışlar kaynaklı ve tek amacı adına ne denirse densin ortadaki, az sahipli malı çeşitli isimler takınarak aşırmayı prensip edinen maskeli balonlar söndüğünde maskeler ortadan kalkıp gerçek yüzler ortaya çıktığında çok geç olacaktır.

Umut, unutma tabanlı bir düşünce sisteminde yeri olmayan, olmaması gereken bir fiildir. Dünya döner, yağmurlar dereleri besler, dereler nehir ve gölleri sürekli besler, diğerleri koşar siz dururken, koşanlar; dünya ve fizik, kimya, matematiğin öncülüğünde bilime sarılırken, durup taşa sarılıp kalanlar; günümüzde toplumlarını geçmişin taş devrinde bırakmaya mahkûmdurlar.

Yakın bir zamanda güneyde hemen güneyimizde bir ordu donatıldı. Aslında Kürt denilen ve gerçekte kendilerinin Kürt olduğuna ikna edilen bir ordu kuruldu. Dost dediklerimiz, dostluğumuza ihtiyaçları olmadıklarına karar verdiler. Bizler onların dost olmadıklarını kardeş, kardeşi vururken, 12 Eylül öncesi aynı araçtan indirilen silahlarla birbirini öldürürken de anlamamıştık, şimdi de anlamayacak gibi görünüyoruz. Tarih tekerrür ediyor ve gerçekten de ülkemizde ve bölgemizde tüm sözde olumlu haberlere rağmen beka sorunu şaka değil ve bunu toplumumuzun bir an önce anlaması ve kurtarıcı, yeni bir Atatürk, Hz. Muhammed beklemek gibi  seçeneklerinin olmadığını anlamak zorundadır. Dahası Paygamberle rüyalarında konuştuklarını iddia edenler, Atatürk'ün mirasının yılmaz bekçisi olduğunu savunanlar da söylediklerinden farklı misyonlar üstlenmiş, durumu lehine çeviren uyanıklar olabilecekleri gibi, görev adamı da olabilirler. Bunu anlamanın birçok yolu olmakla birlikte, en basit yolu yan gelip yatarken, rahat batanlardır.  Bir ülkede insanlar uzun yıllar bastırılmış, maddi çıkarların adına ideoloji hatta din veya mezhep adı vermişse veyahut maddi çıkar sağlama eyleminin adına ne denirse densin, insanlar hayatta kalabilmek, çıkarlarını sağlama almak adına çeşitli kılıklara girerler. Zora sokulanlar, zor duruma düşürülenler ise kimi zaman yılana ve yalana sarılabilirken, zor duruma düşmeksizin de aslına ihanet etmekte tereddüt göstermeyen kuşlar da varolagelmiştir. Bu durum; zamanla kişiliksiz özgüvensiz hareketlerin çeşitli isimler adı altında sunulması bir seçim olmak zorunda kalınması çok acı da olsa yapacak çok şey vardır.

Unutmayalım ki, Osmanlı da yıkılıp paramparça olduğunda zamanında hala dünyada var olan önemli güçlerden biriydi ve o zamanın şartlarında hiç de Türkiye’den aşağı seviyede değildi. Bu milleti, beka sorunu, var olabilme savaşı, hayatta kalabilme iradesi dahi bir arada tutamıyor, baş başa verip sorunları çözmesini sağlayamıyorsa…

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..