Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Bekir Coşkun gibi düşünmek

Bekir Coşkun gibi düşünmek
 

Bir tek şeye sevindim, demek ki Bekir Coşkun'un yazdıkları yerini buluyormuş. Demek ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Bekir Coşkun'u okuyormuş. Okumayabilirdi de.

Bekir Coşkun, son dönemde yetişmiş çok önemli ve bir o kadar da değerli bir fıkra yazarıdır. Yazdıklarının gücünü, başbakanın göstermiş olduğu tepkiden anlıyoruz. Başbakan önce sinirlendi. Sinirlendiğini göstermek istemedi. Ancak, gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi büyüdü. Mimikleri değişti. Sonra da o unutulmaz sözünü söyledi: "Ülkeyi terk et, vatandaşlıktan çık!"

AKP çok kötü bir yola büyük bir hızla girdi. Biliyorsunuz bunlar hıza düşkün insanlar. Ancak, sonraları hiç iyi olmuyor. Bir "Hızlı tren"dir tutturdular. Bilim adamları alt yapı iyileştirilmeden hızlı tren olmaz dediler. Dinlemediler. Bunlar sandı ki, raydaki trenin hızını arttırdın mı hızlı tren olmuş oluyor. Ancak, öyle olmadığını hızlı trenin devrilmesiyle ve onlarca vatandaşın ölümüyle anladılar. Sonra tutturdular "hızlı vapurları". Bir de Karadeniz'e otoban yapalım ki oralara da hızlı gidelim dediler. Karadeniz'in olağanüstü çevresini rezil ettiler. Tüp geçit yapacağız diye İstanbul'un tarihini talan ettirdiler. Amaç, tüp geçitten hızla karşıya geçmekti.

Şimdi de büyük bir hızla devletin bütün kademelerini ellerine geçiriyorlar. Kimler geçiriyor? Bunlar Necmettin Erbakan ve ekibinin alt kademeleridir. Bu ekip içinde Başbakanlık Konutu'nda sarıklı-cüppeli-şalvarlı tarikat liderlerine yemek veren Necmettin Erbakan vardır. Mustafa Kemal Atatürk'e küfür eden Şevki Yılmaz, Hasan Mezarcı gibi milletvekilleri vardır. On kasımlarda zorla Anıtkabir'e giden milletvekilleri vardır. Atatürk'e hakaret eden belediye başkanları vardır. Bunların geçmişinde Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Fazilet ve Saadet partileri vardır ki, Saadet Partisi hariç diğerleri yargıtayca kapatılmışlardır. Kapatılma nedenleri ise "Anayasayı değiştirmek, şeriat düzenini ülkeye sokmaya çalışmak".

Şimdi bu alt yapıdan gelen insanların kurduğu parti büyük bir hızla devleti ele geçiriyor. Hükümet onlarda, meclisin çoğunluğu onlarda, meclis başkanlığı onlarda, başbakanlık onlarda, belediye başkanlıkları onlarda. Şimdi cumhurbaşkanlı makamını ele geçiriyorlar. Bundan sonra cumhurbaşkanının atadığı ya da seçtiği bütün kuruluşların üyelerini AKP'li Abdullah Gül seçecek ve atayacak. YÖK ve üniversite rektörleri AKP'li olacak. AKP hükümetinin atadığı bütün partili yandaşlar ise Abdullah Gül tarafından hiç bir engelle karşılaşmadan gerekli yerlere atanacaktır.

Geriye bir tek Türk ordusu kalmıştır ki, şimdi "Başkomutan" sıfatıyla Abdullah Gül oraya da müdahale edecektir.

Ben de Bekir Coşkun gibi düşünüyorum. AKP'lilerin geçmişine bakıldığında bunların çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerine aykırı insanlar olduğunu görüyorum. Kim ne derse desin, bizler Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlık düşüncelerini savunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'ni Atatürk'ün aydınlık yolundan ayırmaya çalışanlarla kol kola giremeyiz. Bu ülkeyi karanlığa sokmak isteyenleri destekleyemeyiz ve benimseyemeyiz.

Cumhurbaşkanlığı makamı çıkarılacak yasalarla belki sembolik bir makam olacak. Ama, Çankaya'nın sembolü Mustafa Kemal Atatürk'tür ve biz Atatürkçüler, Çankaya'da hep Atamız gibi "pırıl pırıl", aydınlık, çağdaş, devrimci, ilerici liderler görmek istiyoruz.

AKP çok tehlikeli bir yola büyük hızla giriyor. Göreceksiniz Mustafa Kemal'in aydınlık yolunda tökezleneceklerdir. Çünkü O'nun yolu "karanlıkta" gidenleri taşımaz. Devirir.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..