Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Bekir Coşkun istifa etti: Satılık kanallar, satılık kalemler, satılık "köşe"ler bulunur abey!

Bekir Coşkun istifa etti: Satılık kanallar, satılık kalemler, satılık "köşe"ler bulunur abey!
 

Burası açık pazar...

Bu pazarda ne ararsan bulunur; yeter ki "sipali"den haber verin...

Yani "parayı veren düdüğü çalar"...

"Para peşin, cüzdan meşin!"

İşte size, son zamanların en popüler ticaret malzemesi:

Satılık kanallar...

Satılık kalemler...

Satılık köşeler...

Hatırlarsınız, yakın geçmişte, kaç kişi olduklarını merak edip, "biz kaç kişiyiz?" diye kendilerini saymaya kalkan bir tv kanalımız vardı ya!

Hani Erdoğan'a savaş açmıştı da bu nedenle Erdoğan'ı savunan medyayı da "yandaş medya" diyerek düşman olarak ilan etmişti ya...

Sonra da bir sabah ansızın kendisi yandaş medyaya dönüşüvermişti ya!

Bir hokus-fokus olmadığına göre, nasıl olmuştu bu iş, dersiniz...

Tabii ki para sayesinde.

Yani bu pazarda paranın açamayacağı kapı yoktur.

Bırakın, borcu varmış, çıkmazdaymış, yoldaşlardan kimse müşteri olmamışmış ağızlarını...

Hani idealistti, dava adamıydı...

Hani, ucuz kahramanlık yaparak vatan için canını bile vermeye hazırdı...

Candan vazgeçtik, malını bile veremedi...

Hatta fırsatçılık yaparak malını pahalıya sattı!

Ben olsam, tv kanalı gibi çok etkili bir propaganda silahını, vatan hainliğiyle suçladığım ve savaş açtığım tarafa yani düşmanıma satmazdım.

Düşmanıma beşe satacağıma, yoldaşıma üçe satardım...

Daha da olmadı, benzin döker, bir kibrit çakar ve yakardım da yine de düşmanıma satmazdım...

Hiç düşmana mermi satılır mı?

Ama o sattı!!!

Şimdi de bir köşe yazarımız köşesini yani kalemini pazara çıkarmış satıyor!

Bahanesi hazır; hükümet, yazdığı medya grubuna baskı uyguluyormuş da, onlar kendisini kovmaya mecbur kalmadan kendisi ayrılıyormuş, yani istifa ediyormuş...

Hem de onca yılın birikmiş yüklü kidem tazminatını ve astronomik olduğunu tahmin ettiğimiz maaşını bir kalemde çizerek... (İş Kanununa göre istifa edince kidem tazminatı alınamıyor)

Bütün bu haklarından vazgeçerek, patronuna büyük bir özveride bulunuyormuş!

Ne sadakat ya hu! Gözlerim yaşardı!

"Kürek arkadaşım" dediği Emin Çölaşan kovulduğunda istifa etseydi de görseydik onu!

Patronunu koruyormuş gibi gözükerek, aslında gider ayak ona çamur atıyor!

Hani, göbeğini kaşıyan, bidon kafalı halkımız nasıl olsa aptaldı ya, bunu da yerdi!

Bu masala, gerçekte engin sağduyuya sahip halkımız değil de, bazı yazar arkadaşlar saf saf inanmışlar ve balıklama atlamışlar konuya...

Bir kaç gündür, peş peşe gelen ve ağıt kokan yazıları tebessümle izliyorum...

Kimisi dik durmadığından bahisle patronu suçluyor...

Kimisi, artık her şeyin bittiğinden bahsediyor...

Kimisi de fırsattan istifade, bu vesileyle iktidarı eleştirmeye devam ediyor!

Ben ise, altından bir çapanoğlunun çıkacağından emin olduğumdan sabırla bekliyordum...

Nihayet durum yavaş yavaş berraklaşmaya başladı.

Meğer, eski patrona kesilen vergi cezasından çok daha önceden, gizli gizli yapılan pazarlıklar sonucu, kidem tazminatını da maaşı da üçe beşe katlayan bir anlaşma söz konusuymuş...

Meğer, geçmişte meydana gelen medya savaşlarında şahit olduğumuz astronomik medya transferlerinin son halkası söz konusuymuş...

Meğer, Habertürk'ün Doğan Medya'nın altını oyma, Fatih Altaylı'nın, "tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış" hesabı, Ertuğrul Özkök'den intikam alma operasyonu söz konusuymuş...

Meğer, patronu zordan kurtarmak değil de, gemiyi erkenden terketmek söz konusuymuş...

Koca hükümet patronla uğraşıyor; Mazallah! Ya batarsa, gitti kidem tazminatı, gitti güzelim maaş... En iyisi Habertürk piyangosunu kaçırmamak lazım!

Onca yıllık ekmeğini yediği patronuna bir vefa olarak, kalıp onu savunmak varken, o, en hassas bir dönemde, kalemini satmayı tercih etti!

Zaten, sözde vatan, millet, sakarya edebiyatıyla mevcüt iktidara savaş açmalarının sebebenin de, bugüne kadar büyük bir başarıyla korudukları oligarşik düzenlerini kaybetme kaygısı olduğu gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır.

Bu iktidar, onların göbeğini kaşıyan bidon kafalı adamlardan çok uzaklarda inşa ettikleri, etrafı yüksek surlarla çevrili "Öteki Türkiye"nin sularını kesiyor da...

Yoksa umurlarında bile olmaz!

Bakmayın, onların "iktidar vatanı satıyor" diye yaygara koparmalarına...

Gerçekte onlar için her şey satılıktır; yeter ki paradan haber verin;

Satılık kanallar...

Satılık kalemler...

Satılık köşeler...

Satılık davalar...
 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..