Bekledim de gelmedin

Dışarıda ürkünç bir hava var. Ha yağdı ha yağacak derken, şimşek çakıyor gök gürlüyor dolu yağıyor.

Sabahın kör vakti yürüyüş yaparken konuşuyorlar, "insanları boşuna korkuttular, ne yağmur var ne sel var hani" diye.

Kızgındılar sanki... Yağmur yağmadı seller akmadı, arap kızları camdan bakmadı şeklinde.

Adamın biri de, “bu meteorolojiye hiç güven olmaz adamlar sallıyor” dedi...

Komik aslında... İnsanlar beklentileri kötü de olsa gerçekleşmeyince kızıyor. Kimse, “beklenilen olmadı çok şükür” demiyor.

Herkes bozulmuş plak gibi, “hani yağmur yağacaktı ortalığı sel basacaktı"nın hesabında... Bekledim de gelmedin şarkısını söylüyor.

Şakası yok... Mega kent sebebi ne olursa olsun sele yenik düştü. Onlarca insan hayatını kaybetti.

Bizler balık hafızalıyız diyeceğim ama balıklara ayıp... Bir keresinde televizyonda izlemiştim, balıklar dakikalarca gösteri yapmıştı. O görüntülerden sonra balıklara hakaret etmeme kararı almıştım...

Doğal afetleri pek çabuk unutuyoruz. Şimdi tek derdimiz çarpık kentleşmenin sorumlusu kim?

Sorumlu halk... Sorumsuzlukları unuttuğumuz için, unutturduğumuz için, çıkarcı olduğumuz için, ruhumuzu oyumuzu sattığımız için, kendimizi geliştirmediğimiz için, kolaycı olduğumuz için hatta her söylenilene inandığımız için.

En önemlisi de, yaşanılan acılardan ders almadığımız için!

Doğal afetle karşılaşınca ne yapacağımızı nasıl davranmamız gerektiğini bile bilmiyoruz. Birileri bunları öğretmeye kalktığında da başka birileri çıkıyor, “insanları korkutuyorsunuz” diye tepki veriyor.

Her zaman olduğu gibi yurdum insanı yine kaderiyle başbaşa.

Umarım ve dilerim konuyla ilgili önümüzdeki günlerde kötü haber okumayalım yazmayalım ve dahi yaşamayalım!

İyi bayramlar...