Bekleme beni, geleceğim...

Aseletin ve kibirin, her gece cehennem kraliçeleriyle öpüşen biri için anlamsız. Güzelliğin, ruhunda kokun yoksa manasız. Yorma beni, arsızım ben; arsız ve zamansız. Bekleme beni, geleceğim. İnanma bana; seni seveceğim. Markalaşan hayatın, indirim sepetindeki etiket ayrıntısında, seni boş otobüste ayakta yolcu edeceğim...

Bazen, benzer satırlar farklı anlamlar barındırır. Şeytan çoğu zaman ayrıntıda, imla hatasında, saklıdır. Beni sen değil, içimdeki arsızlık sabahlatır. Çok adama, çok kadına, renkli aşklara sahip olanlar; yalnızdır... Ne yosmalar sevdim; Kadındı. Ne çok ihtahar mektubu yazdım; nedeni aşktı. Benzer satırlarda, farklı anlamlar vardı. Yaşanması gereken her şey yaşandı...

Canınmı yandı; yansın. Açık yaralarınmı var; kanasın...

Öyle ya!...

Sen canım yandığında; Yangınsın... Dokunduğunda; Açık yaramsın... Kokun sinmiş aklıma, hala; Sigaramın dumanısın... Bahar dediğin ayrıntıda, ilkinde, sonunda; Çayıma dem katansın...

Defol git; peşinden geleceğim.
Hadi yak canımı; seni hep seveceğim.
Adın cehennem olsun; yanında ölüceğim.

Kariyerine tüküreyim; bulaşık yıkıyorum. Dünyanın en güzel kadını, annemle yaşıyorum. Senin kabuslarındaki yosma ruhlu kadınları öpüyorum. Hala adressiz, hala kimliksiz yaşıyorum. Hangi omuzumdaydı melekler hatırlamıyorum. Koktuğun yerlerde, olur olmaz sabahlıyorum. Hala, hikayesi olanın satırlarını yazıyorum...

Arsızlığım, cehennem primi... Mirasım, bilmelisin ki, şiirlerimdi... Hadi, anlam barındırmadan, git şimdi...

Ben hala büyümedim. Salıncak sırası bekleyen bir veledim. Oyun havuzunda, kalesini yitirmiş, çift vezirli bir köleyim. Ah! cehennemde yansın şu dilim, kalemim. Ben hala büyümedim, sevişirken adam rölündeydim. Kırık pullara sahip, zarları çift gelen zamansız bir misafirdim. Bir kahve fincanının dudak payında seni bekledim. Geldin... Ben, sende, büyümedim. Hala haylazlıklar yapıyorum. Ruhumda bıraktığın ruj izini, silmiyorum...

Kokun sinmiş aklıma.
Özgürüm; avuçlarında.
Hoşuma gidiyor yalnız olmak, senin sokağında.
Bu gece kim var, yatağında...

Kokun... Sinmiş... Aklıma... Hala...

Yaşıyorum, bilen için tetik boşluğunda, inanan için hocanın maya vurduğu göl kenarında, öyle ya!... Ya tutarsa....
Seni öperken hayat buluyorum; öperken seni, nefessiz kalıp ölüyorum...

TuNç...