Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '08

 
Kategori
Şiir
 

Beklenmedik saatte...

Eskiden;
Sala verilirdi camilerde…
Duyan, kim ki derdi.
Aklına gelenleri de sıralardı.

Ahmet ağa?
İsmail Emmi?
Hatcala?

Herkesin kendine göre bir sıralaması vardı aklında.
Derler ya “Allah sırayı bozmasın” diye…
Şimdi;
Sala yerine, telefon çalıyor…
Hem de sabahın ilk saatinde…

Hazırlıklı değilsin…
Düşünmeye, kim ki demeye fırsatın yok…
Aklından sıralama yapma şansını bile vermezler…
Güya, rahatlatmak için hal hatır ile başlarlar lafa…
Sabahın köründe hal hatır mı olur be…
Var işte bir terslik…

Hemen beyninde bir fırtına kopar…
Sıralayamazsın da kimseyi…
Zaman yok…
Aklına da gelmez ki kimse…
Dahası, yakıştırmazsın kimseye ölümü…

Ve…
“Yaşar öldü” derler…
Sadece “Yaşar öldü”
Yaşar ölmez ki, dedim…
Adı üstünde; Yaşar…
Ve yaşayacak her nerde olursa…

Ama var ya o erken saat telefonu…
Hani beklenmedik saatte…
Beklenmedik telefonları sevmem…
Bir gün de size telefon gelecek,
Beklenmedik saatte belki…

Ve…
“İbrahim öldü…” diyecekler…
Sevseniz de o telefonları,
Sevmeseniz de…
Bir gün,
Beklenmedik saatte…

İBRAHİM PEKBAY
02 Ağustos 2005, Salı
ANKARA

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..