Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '11

 
Kategori
Blog
 

Bekleyen Derviş muradına ermiş!

Bekleyen Derviş muradına ermiş!
 

"Bir başka düşünür; (Benjamin Disraeli) “ Konuşmanızın dinlenmesini istiyorsanız, sizi dinleyen insanlardan da bahsediniz.” Demiş. Evet, burada çoğu zaman satır aralarına sıkıştırılmış anlamlı sözcük ve ifadeler ile dinleyen veya gözetleyen insanlardan bahsedilmektedir. Bunu genelde birçoğumuzun yaptığı aşikar, inkâr edemem!..."  

&&&&&  

Sevgili yazarımızın 11 aydır yapmayı düşündüğü MB grup toplantısını tam 27 blog yazarak gerçekleştirmiştir. “Blog” kategorisinde 33 blog yazısı olan üyemizin sadece bir yazısı konu dışı olup 27 blogu ilk toplantıyı gerçekleştirmek için öneri bombardımanı şeklinde yazılmış, son beş blog yazısı ise gerçekleşen toplantı sonrası durum analizi ve önümüzdeki ay için yapılacak duyuru niteliğindedir. Birçok arkadaş bu konu ile ilgili düşüncelerini bu yazıların bazıları altına yazmışlardır. Bunlardan çok ilginç olanları da yok değil hani! 

Örnek 1: Allah aşkına... İsa aşkına, Musa aşkına! Yeter, Yılmaz Bey, yeter!
Biliyorum, emeklisiniz ve canınız sıkılıyor ama uzatmayın artık!  

Örnek 2: Bu grup işleri sıktı artık... Blog kategorisinde yazılan son yazılara bir baksanıza. Eğitim geçmişiniz bazı şeyleri anlayacak bir kapasiteye sahip olduğunuzu söylüyor, ama siz ısrarla MB içinde bir grup diye takmışınız. Kimsenin MB üstünde bir yönetim geliştirmek gibi bir misyonu olamaz. Canınız kimle görüşmek istiyorsa görüşün, ama yok Kadıköy grubu, yok Antalya grubu kurmak gibi bir şeyi bile fikir diye paylaşmak sanırım problematik bir durum.................  

— Benim görüşlerim; 11 ayda yazılan 33 blog yazısı içinde elbet katıldığım hususlar oldu ama bu kadar öneri bolluğu içinde, sonradan katılım gösteren kişileri de göz önünde bulundurduğumda; yorumlarını örnek verdiğim arkadaşlara katılmamam mümkün değil!  

MB hiç kimse bir başkasının yazma özgürlüğüne karışmamalı ama yine hiç kimse görücüye çıkmış yazıların eleştirilmesine karşı çıkmamalı ve tahammül göstermeli diye düşünüyorum.  

Zira beğenmediğimiz yorumlara karşı: “ İkna ve kabul etme becerisini kötü sözcüklere yüklemek isteyen bir insan aciz insandır.” Böyle bir durum içine düşen insanlar daha sonra olacak olan birlikteliklerin önüne set koymuş olurlar. Öyleyse daha işin başında argo sözcüklerle, eleştiri hakkını kullanan insanlara mahlûkat ismi yakıştırmak (!) bu tip organizasyonlarda katılımcı sayısını arttırmayacağı gibi tepki yorumlarına mahal verilmiş olur.  

“Duyuru” yazımın içeriğinde bu vardır. Toplantıya katılıp katılmama kararım katılımcıların performansları ve verdikleri (negatif-pozitif) enerjiyle alakalıdır. Bunu da geçen sene “ Herkes yanındakini iyi tanısın” yazımda açıklamıştım.  

Akademik unvan ve sözcüklerin tavan yaptığı yazı ve yorum içeriklerinde nasıl oluyor da bu kadar eğitimli insanlar yapılmayacak edebi hatalar yapıyorlar? Efendim ben bir demirciyim sizinle aşık atamam elbet ama SHAKESPEARE bir sözü var bunu hatırlatmak isterim: “Geleceğinizi berbat etmemesi için, konuşmanızı bir parça düzeltin.” Geçicide olsa, bir toplantıya katıldığı için kendinde söz söyleme hakkı olduğunu düşünen arkadaşlar ne yazdıklarına bir baksınlar. “İhtiyaç duyulananı” hakaret ederek veya takıntılı ihtiraslarından vaz geçilmeden elde edildiği nerede görülmüştür?  

Bir başka düşünür de (Benjamin Disraeli) “ Konuşmanızın dinlenmesini istiyorsanız, sizi dinleyen insanlardan da bahsediniz.” Demiş. Evet, burada çoğu zaman satır aralarına sıkıştırılmış anlamlı sözcük ve ifadeler ile dinleyen veya gözetleyen insanlardan bahsedilmektedir. Bunu genelde birçoğumuzun yaptığı aşikar, inkâr edemem!...  

Belki diğer sıradan sitelerde, insanların kılığına kıyafetine, sözlerine veya bilgisine burada olduğu kadar ihtiyaç olmayabilir ve belki de bunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü oralarda eğitim seviyesi düşük olduğu için insanlar arasında ön yargı, kin, nefret, kıskançlık, küfür kavga olmasını normal karşılayabiliriz. Ama burası MB öyle mi? Herkesin akademik unvanlarını çarşaf çarşaf sergilediği bir yer. Seviye seviye diye tutturup, sonra seviyesizce yazılar yazanların destekçilerinin de, kariyeriyle övünen makam mevki sahibi insanlar olması karşısında şaşkınlığımızın günden güne arttığı bir yer oldu!  

Dört yılı aşkın bir süredir aynı çatı altında olup ta birbirimizle geçinemediğimiz kişiler ile konuların temelinde ayrıştığımız noktanın çoğu zaman, yanlış insanlara yüklediğimiz “değer” sonucundan kaynaklandığını söylersem hata mı, yapmış olurum? Kişiyi ikna becerisi olmayan insanların koşarak blog yazıp masum insanları peşinden sürüklemesi kadar çocukça ve aptalca yapılan başka bir hareket olabilir mi? Yine aynı şekilde yorumla destek vererek bir anlamda “yangına körükle gitmek” fiilinin gerçekleşmesine yardımcı olan kişiler bu olumsuzluğun ortakları değil midir?  

İçinizden geçirdiğiniz hiç oldu mu? Aslında ben xa kişiye yorum yazacağım ama filanca xb kişi darılır, gücenir veya laf eder vs… Benim oldu! Ve ben bunu daha önce yazmıştım. “İki kişi birbiriyle gergin olabilir ama benim ikisiyle de dost olma özgürlüğümü kimse benim elimden alamaz.” Diye. “Bana ne kardeşim, siz kendi aranızdaki sorunu kendiniz halledin” diyebilsek, durduk yerde bize sert tavır alanların birden kesildiğini fark edeceğiz! Aslında Yılmaz Beyin önerisi bu aşamada çok kıymetliydi! Tüm bu sorunları, örnekleriyle tartışmaya açmak çok iyi olurdu! Ancak baştan verilen unvan enflasyonu ve açıklamalar sorunların sağlıklı bir şekilde ele alınmasının önünü kapatmıştır!  

Buradaki oluşumu Türk siyasetinde çok sık gördüğümüz bir olaya benzettim; Milletvekili olup dokunulmazlık elde etmek gibi bir şey oldu! Size bütün samimiyetimle söylüyorum; Kendine güveni olmayan Bizans oyunlarına başvuran bazı polemik yaptığım kişiler, ilk hareket gücünü, ikinci üçüncü ve hatta dördüncü kişiliklerinle kendilerine yorum yazarak sayfalarında ütopik destek grubu oluşturdular(!) Daha sonra kanki, yoldaş, arkadaş ve yandaş desteği verenler de aynı şekilde söz konusu yazıya ikinci ve üçüncü kişilikleri ile de destek vererek kankilerinin cevaplayabileceği tarz yorumları danışıklı yazdılar! Ben bunları ortaya çıkardığımda tüm yazılar tek tek silindi!  

Bir akşam oturup hiç üşenmeden bir yazanın 150 tane Casper yorumcusu olduğunu ortaya çıkardım. Muhtemelen bu şahısın işlettiği bir internet cafesi vardı :)) Bir yorum yazdım tarih oldu gitti! Şimdi kimseye zarar vermeden kişi isterse on kimlikle yazabilir mi? Sorusunu soralım kendimize. Evet, yazabilir ama ne dedik? Kimseye zarar vermeden! Peki, bir insan neden farklı kişilikleri ile aynı kişinin aynı yazısına, ayrı ayrı yorum yazar? Bu karşımızdaki insanı bırakın saf yerine koymayı o kişinin bunu öğrendiğinde düşeceği durumu tahmin edebilir misiniz?  

Tabi ki, bildiği halde oyunu sürdürenlerin geniş mezhebinden veya ne düşündüğünden bahsetmiyorum. Benim bahsettiğim öğrendiklerinde tası tabağı toplayıp giden veya pencereyi kapıyı kapatan sessizliğe bürünen insanlar.  

Tüm bu olup biteni; yani MB nabzını tutarken hiçbir şeyden habersiz insanların uğraşları birçoğumuza beyhude geliyor. Eskilerin ortak derdi, ceviz kabuğunu doldurmayan sebeplerden dolayı yıllardır biribirileriyle zıtlaşmak. Fakat bunun sebebi yukarıda da yazdığım gibi, çoğu zaman kişiyi ikna becerisi olmayan insanların koşarak “blog” yazıp masum insanları kendi sorunlarının içine çekmesi ve ortak sorunları çerçevesinde bir araya gelerek güç oluşturmaya çalışmasından kaynaklanıyor.  

Asıl bu durumları ortaya çıkarmak ve çözüm üretmek için MBM nin kurulmasından yanayım. Açılımı; “Milliyet Blog Mahkemesi” Avukatı, savcısı, yargıcı bol olan bir sitede bu hiçte zor olmasa gerek öyle değil mi? :)) Şimdi şapkayı önümüze koyma zamanı; ne zaman birine bir soru sorsam diğer tarafta saldırı var diye lanse edildim! Artık kendimi aklamak istiyorum. Lütfen beni dava eder misiniz?  

Davacı olacaklar, davacıya avukatlık yapacaklar, olaylara Fransız kalmış jüri üyesi olacak vatandaşlar ve şahitler, lütfen milliyetblogmahkemesi@hotmail.com adresine hangi konumda olmak istediğinizi yazın. Bir MB kamuoyu oluşturalım. Yüz yüze gelmeye ne hacet var? Oturduğumuz yerden bir tık olay bitti; Benden davacı olmak isteyenler lütfen bu mail adresine şikâyetini yazsınlar. Ben de konuyu açayım. Kendilerine savunmamı göndereyim. Tüm bu yazışmaları kamuoyuna sunmak bizim inisiyatifimizde olsun.  

Bunun dışında çözüm isteyenler de, lütfen çözülmesini istedikleri konuyu mbcozummerkezi@hotmail.com adresine yazsınlar hep birlikte çözüm üretelim. Yine bunları yayınlayıp yayınlamamak bizim inisiyatifimizde olsun. Tüm bunlardaki maksat nezaket icabı yüz yüze söylenemeyenleri mail yolu ile tartışmak ve ortak kararı MB kamuoyuna deklare etmek olsun. Blog kategorisinde kimin kimi kastettiği en azından bundan sonra belli olsun ve havada kalmış yazılar milletin kafasını karıştırmasın.  

Davacı olmak ya da çözüm isteyenler lütfen maillerinizi gönderin. Size izci sözü yayınlanmasını istemediğiniz hiçbir şey yayınlanmayacaktır. Doğaçlama gelişen olaylarda değişiklik yapma hakkımız saklı kalsın :) Bir şeyleri bitirme zamanı gelmedi mi artık?  

Selam ve saygılar….  

M.Talip Girgin  

 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..