Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Bel fıtığı ameliyatı sonrası doktordan komiklikler şakalar

Bel fıtığı ameliyatı sonrası doktordan komiklikler şakalar
 

Eveeet... Nerde kalmıştık? Heh! Ameliyat günü... :)

Efendiiim ameliyatım bitmiş odaya alınmıştım. Operasyo esnasında temizlediklerini söyledikleri fıtığı, kapaklı plastik bir kapta minik bir pembe sıvı içinde bana verdiler. Ne yapacağımı bilemedim öylece bakakaldık birbirimize... Kıkırdak gibi bişeyler işte. Sonuçta benim bir parçamdı ve ona sempati duymaya çalıştım. İlk iş olarak ona modern bir isim verdim: "Fıtık Can"! "Oy ne tatlı" deyip, bardağı çalkalayıp durarak, herkese "kıyamam ben onu atmaya, en iyisi akşama pilava katarız" şeklinde iğrenç espriler yaptım yattığım yerden:)

Aynen söyledikleri gibi 3 saat kadar sonra, koluma giren bir hemşire tarafından ayağa kaldırılıp koridorda ağrılar içinde de olsa yürütüldüm.

Hadi kızım tay tay :)

 

Bir kaç saat sonra da "tamam artık sizi taburcu ediyoruz" dediler. Doktor yanıma geldi ve "siz hareketli birisine benziyorsunuz, ayaktayken belinize korse takın ve bol bol yatın dinlenin" diye tavsiyede bulundu.

Eve geldiğimiz ilk gün gerçekten dinlendim dinlenmesine de, bu haldeyken ya uzanmak ya ayakta olmak iyi geldiği için, uzun süre yatmaktan sıkıldım.

Ayağa kalkıp korseyi takınca da bir daha yatası gelmiyor insanın. Sonuçta kolay takılıp çıkarılan bir meret değil ki bu! Bir sürü kopçası var... Biraz evde dolandım, dolandıkça insanın gözüne bir şey düzeltesi, ucundan da olsa bir iş yapası geliyor. Kendinizden de bilirsiniz belki bu hissi...

İkinci gün de öyle ufak çaplı evde dolanmalarla geçti. Ama 3. gün geldiğinde hasta gibi olmaktan iyice sıkılmaya başladım. Korseyi giydiğimi ve elektrik süpürgesini takarak, belimi hiç hareket ettirmeden minik minik evi süpürmeye başladığımı ve bundan çoook ama çok büyük keyif aldığımı dün gibi hatırlıyorum. Evet... Deliyim! :)


Sonra bu halde yakalandım tabi. Ev ahalisi çıldırmış olduğuma kanaat getirdi. "Yahu ne lazımsa söyle, biz hallederiz, sen niye uğraşıyorsun?" dediler. Bir şey lazım değil ki, sadece meşgul olmaktan keyif alıyorum:)

Neyse 1 hafta geçti ameliyatın üzerinden... Ama bel bölgemde eskisinden de geniş bir alan inanılmaz acıyor hala... Doktora kontrole gitme zamanım da gelmiş. Telefonda durumumu anlatınca, tekrar bir Emar çektirmemi ve öyle gelmemi istedi. Haydiii yine gittik Nişantaşı'ndaki aynı merkeze ve çektirdik yeni cicimizi...

 

Yes! :)

 

Görüşmeye geldiğimde doktor yine ameliyattaydı. Bu sefer görüşmek için hemşirelerinden, beni ameliyathanenin kapısının oraya göndermelerini istemiş. Yarım saat, 1 saat kadar çıkmasını bekledim ve saat akşamın 19:00'u filan oldu.

Kapıdan doktor, mavi ameliyat önlüğü ve başlığıyla birlikte göründü nihayet. Beni içerde tüm doktorların benzer kıyafetlerle ameliyattan çıkıp dinlenmeye geçtiği bir bölüme aldı.


O da yine emar filmlerini odanın tavandaki ışığına doğru kaldırıp bakarken, bir yandan da "Aç mısın?" diye gülerek sordu. Ben içimden, en saf halimle, "doktorlar herhalde ameliyattan çıktı, bir şeyler atıştırıyorlar, eh tabi akşam yemeği saati de geldi. O da bana nezaketen soruyor sağolsun" diye düşünerek, cevap olarak "Yemek yemedim henüz ama yok çok sağolun. Ben durumumu çok merak ediyorum. Her şeyin yolunda olduğunu söyleyin, o bana yeter" dedim... Ay demez olaydım!

Doktor tekrar ben bunları hiç dememişim gibi, "Aç mısın şu anda?" diye tekrarladı. Yahu amma takmış bu adam da yemeğe... "istemiyorum kardeşim yemek memek!" diyesim var, ama sakinliğimi bozmuyorum. "Evet, ama sağolun evde bekliyorlar" dedim nazikçe...

Doktor ise sözlerine şöyle devam etti: "Hayır, çünkü eğer miden boşsa, hemen ameliyata alacağız seni."

"Neeeeeee??? Ameliyata mı????"
Ay bayıldım bayılazaaaaimmmm! :)

Evet N'oolmuş yani, ben bayılınca böyle görünüyor, olamam mı? :)) 

 

Bir anda şekerim, tansiyonum, artık neyim varsa çıktı çıktı indi ve dedim "aman doktor, siz ne diyorsunuz?"

Emar filmine ciddi ciddi bakmaya devam ederek, "Uzun zamandır bir şey yemediyseniz, mideniz boştur, o zaman da sizi şimdi acilen ameliyata alabiliriz" deyip, eliyle içeriyi gösterdi.

Biri tekrar Ameliyat mı lazım dediiiiii? Üleyn parça pinçik yaparım ben adamı :))

 

Yemin ediyorum bir ter boşaldı ki, dedim ben gidiyorum herhalde... "La İlahe..." diye artık son duamı etmeye hazır halde, betim benzim atmış, ayakta zor duruyorum, baktım ki doktor karşımda şebek gibi sırıtmaya başladı.

Sonra da utanmadan "yok yaaa şaka yapıyorum, ameliyat bölgesinde içerde biraz kanama olmuş ama korkacak bir şey yok." dedi.

Bunun adı başka bişey şakası! Pis adam noolcak!

 

O kadar kızmışım ki, "pes yani böyle şaka mı olur?" sözü çıktı ağzımdan sertçe, ama sesim de titreyerek... Artık ikisi bir arada nasıl oluyor, siz düşünün :)))

O da çok büyük espri yapmış da hep beraber gülüp, eğlenip yerlere yatmışız gibi gevrek gevrek sırıtarak, "Bu kanamanın dağılması için 1 hafta sonra filan artık günde 1 saat kadar havuza gidip, bacaklarınızı biraz suda hareket ettin, sırt üstü yüzmelere başlayın" dedi.

Kuyruğum yok, kuyruğum yok.. Yüzeeerim "havuzde" :))

 

İçimden ne küfürler etmek geçti ama terbiyem el vermedi. Kendimi zor da olsa tuttum.

Oğlum var ya bak küfür geliyo!

 

Hadi bakalım öyle olsun deyip, hemen bir havuza üye oldum. Dediği gibi havuz kenarında tutunarak sırt üstü bacak hareketleri, sırt üstü ufaktan yüzmeler filan... Ne derse yapıyordum, yeter ki geçsin gitsin:)

Arkası Yarın olsun mu? Olsun.... Durun bakın daha ne maceralar geliyor, daha bunlar ne ki? :)))

www.budagelirbudagecer.com
www.twitter.com/HepsiGelirGecer
www.facebook.com/budagelirbudagecercom
www.instagram.com/budagelirbudagecer 

 
Toplam blog
: 12
: 1454
Kayıt tarihi
: 15.08.14
 
 

"Ne ağlarsın, benim zülfü siyahım? Bu da gelir, bu da geçer, ağlama!" der Aşık Daimi... İşte ben ..