Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Belediye sözleşmeli işçilerinin gelecek endişesi

Uzun süre önceki bir makalemde aynı üniversitenin aynı fakültesinin aynı sınıfında okuyup mezun olan dört doktorun yaşantısından kesitler sunmuştum. Bu doktorların ilki askeri hastanede, diğeri fakültede, bir diğeri devlet hastanesinde kamu görevi yaparken sonuncusu serbest muayenehane hekimliğini tercih etmişti. Bu dört hekim arkadaş yıllar boyu devlete karşı aynı görevi üstlenmiş olmalarına rağmen, emekli olduklarında birbirlerinden çok farklı emekli maaşı ve kıdem tazminatı aldılar. 

Bu küçük görünen olay bile sosyal devlet anlayışı ve hukukun üstün olduğunun söylendiği bir toplumda ister istemez ‘adalet bunun neresinde’ düşüncesini akla getiriyor. 

Ancak benim burada asıl dile getirmek istediğim konu bu adaletsizliğin çalışanların iş verimini düşürmesi ile ilgili. Konuya biraz açıklık getirmesi bakımından başka bir örnekleme yapacak olursak; ‘Belediyelerde sözleşmeli çalışan personeli ve sorunlarını’ dile getirebiliriz. 

Bilindiği gibi 5393 sayılı Belediye Kanunu’ nun 48. Maddesine göre belediyelere, belediye meclisi kararıyla, ‘Norm Kadro’ standartlarına uygun olarak değişik dallarda uygun birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi yetkisi verilmiştir. Belediye personel atamaları bizzat belediye başkanının yetkisindedir. Ancak üst yönetici kadrosu için başkan, atamaları belediye meclisinin bilgisine sunmakla yükümlüdür. Sözleşmeli personelin doldurması gereken kadrolara atama yapılamaz. Ücretleri ise belli sınırlar içersinde belediye meclisi belirler. 

Bütün bu anlatılanlarda bir sorun yok, ancak belediyeler ve belediye meclisleri, gerek farklı coğrafyalardaki belediyeler arasında ve gerekse tek bir belediyenin kendi bünyesinde sözleşmeli personelin bazısına taban, bazısına da tavan ödemelerde bulunabiliyor. Burada çoğu zaman keyfi uygulamalar ve adam kayırmalar ortaya çıkabiliyor. 

Belediyelerdeki sözleşmeli personelin sağlık güvencesi var. Ancak ‘iş güvenliği’ yok. Asıl sorun da buradan kaynaklanıyor. Çünkü seçimlerde veya herhangi bir şekilde belediye başkanının değişmesi durumunda işlerinden atılmaları söz konusu. Ayrıca bir ay önceden haber verilerek sözleşmeleri de fesih edilebilir. 

Bu korku sözleşmeli personelin devamlı olarak gelecek endişesi duymasına ve iş veriminin düşmesine neden oluyor. Genelde kadrolu olmak istiyorlar ancak kendilerine çoğu zaman ' kadrolu olunca ya yan gelir yatar, ya da ......’ gibi komik cevaplar veriliyor. 

Maalesef üst yöneticiler bu cevaplarla kadrolu personele de olumsuz gözle baktığını ortaya koymuş olduğunun ve onları da rencide ettiğinin farkında değil. 

Belediyelerdeki sözleşmeli personelin örgütü olmadığı gibi, örgütlenmeleri de söz konusu değil. Çünkü hak aramak için söz söyleyenin derhal sözleşmesinin fesih edilmesi gündeme geliyor. 

Sonuç, yerel yönetimlere verilen yetkiler gereği, aynen kamuda olduğu gibi eşitler arasında eşitsizlik yaratılıyor. Bazen bunun aksine eşitsizlikler arasında da eşitlik ortaya koyarak yine adalet kavramından uzaklaşmış olunuyor. 

Gelecek endişesi duyan çalışanların iş verimi düşüyor ve bundan sadece kurum ve kuruluşlar değil tüm ülkemiz zarar görüyor. 

 
Toplam blog
: 106
: 597
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

1953 Denizli doğumlu, evli ve iki çocuk babası. Doktor dişhekimi, şimdiye kadar yayınlanmış yedi ..