Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Belgrad Ormanları'nda sonbahar

Belgrad Ormanları'nda sonbahar
 

Haydi gidiyoruz, pikniğe. Ne zaman mı? Şimdi gideceğiz, gece gün dönümünde yola çıkmalıyız! Yoksa, yer bulamayız. Saat gece 00'ları gösterirken piknik için yola koyulmalısınız. En geniş piknik alanı burası olmalı ama yinede iyi yer kapma işimidir, nedir? Herkes geceden yola çıkar.

Belgrad ormanları, Roma'lılardan Osmanlı'lara ve Cumhuriyet'imize kadar korunarak intikal etmiştir. Bu ormanlar 5300 Ha. genişlikte Istranca Dağlarının doğuya doğru uzantıları üzerinde kente en yakın Sarıyer'in hemen arkasında Bahçeköy'den başlamaktadır. Karadeniz sahillerine 45 km yaklaşmakta ve devamı ormanlar, trakyanın kuzey sıradağları (Istrancalar) boyunca uzanmaktadır. En yüksek yeri 230 m. rakım civarında olan ormanlar, İçme suyu toplama havzasının 2000 yıllık koruma projesi örneğidir.

Büyükdere İskelesi'ne 6 km mesafede, Sarıyer Çayırbaşından Bahçeköy'e giden yoldan ve Park Orman girişi bitişiğinde ki Orman Bölge Müdürlüğü kuzeyinde büyükdere caddesinden saparak sırt yolunu takiben Kemerburgaz yolundan gidilebilen orman: Meşe, gürgen, kayın, kestane gibi yayvan yapraklı ağaçlardan oluşmuştur.

Belgrad ormanı'nı cazibeli yapan içindeki birbirinden güzel kesme taş ve mermerlerden yapılmış su bentleridir. Esas cazibesi de orman'ın doğallığıdır. Bu geniş orman içinde aslında altı adet su bentti ve bu bentler çevresindeki doğal su toplama havzasının ekolojik zenginliğinin de büyük payı vardır. Bu coğrafik alanın kuş göçleri yolu üstünde bulunmasının da bu zenginliğe zenginlik kattığı muhakkak. Yaban hayvanları av koruma alanları ile yaban hayatı popülasyonunu aktif koruma yöntemleri ile destekleyen gönüllü kuruluş ve Av-Yaban Hayatı Koruma Mühendislik'lerinin çalışmaları ile Dünya Metropolü İstanbul'un dibindeki bu doğal alanın muhafazası ve devamının sağlanması çok önemlidir.

Fatih'in "Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim" sözü bu ormanlar için ne kadar yerinde bir sözdür. Yoksa bu dünya kentinin dibindeki doğal piknik yerini şimdi bulabilir mi idik. Bu düşüncelerle bizde kullanırken korumak ve bu işlevini sürdürülebilir kılmak için elimizden geldiğince korumalı ve temiz tutmalıyız. Ve biz;

Çayırbaşı'ndan çıkıyor, tarihi muhteşem işçilik ve sağlamlıktaki kemerin altından geçerek, gelinen düzlükte dev çınarların tepe çatıları ile örttüğü aşıklar yolundan, karanlığın aydınlık mehtabında, çınarların gece gölgesinde ormana doğru gidiyoruz. Sol tarafta fidanlık gerisindeki orman üstünden öndeki karanlığın arkasında kalan ufkundaki gökdelenler semti Maslak'ın aydınlığı ay aydınlığına karışmasını fark ederken; sağ tarafta Orman Fakültesi'ni geçip Bahçeköy'ü de geride brakarak ormanın karanlık derinliği önüne varıyoruz.

Ama sonbaharın serinliği ile üşüme hissini tatsak da sonbaharın renkleri mehtabın yarı florasan renkli ışığında hiçte renk vermiyor. Giriş kontroldan sonra çınarlı yoldaki gece gölgesinden orman karanlığında ay ışıklarının dallar ve yapraklar arasındaki ışık huzmeleri ve karanlıkla mehtap aydınlığının raksı ortasında kendimizi buluyoruz.

Yer seçelim, şurası, burası derken, kendimizi unutup peşimizdeki kuyrukta gelenlerin şamatasına kaptırmışız kendimizi ki gün aydınlığı mehtabı çoktan ufuk ötesine itmiş. Dünya güneşten yana hızla dönerken sabahın mahmurluğundan yerleştiğimiz ağacın dökülen sarı yapraklarını yatak yapıp uzanıvermişim.

Gözümü kamaştıran güneşin, yaprak ve dal arasından sızan ışıkları ile kipriklerimin arasından süzülen kalabalığın doğal coşkusu ve ormanın uğuldayan sesi yeni bir güne başlamanın sevincini verdi. Olduğum yerde gecenin renksizliğinden kendimi gündüzün sonbahar renk cümbüşü içinde buldum.

Meşe ormanlarının sonbaharı kayın ormanlarını hiç aratmaz hatta fazlası vardır. İsterseniz bu hafta bir mesire için gidin. Burada ormanların bakir taraflarında yeşil bir alt tabaka diri örtüde vardır. Yeşilçamın eski filmleri hep bu mekanlarda orman sahneleri, birbirine koşan aşk sahneleri çekilmiştir.

Buraya gelip de aynı ağacın altında gün geçirilir mi? Hem keyfinizce piknik yapacaksınız, hemde gezinti yaparak ormanda sonbaharı göreceksiniz. meşelerin arasına karışmış diğer ağaçların sarı turuncu alev yaprakları ayaklarımızın altında ses harmonisine katılırken, tüm piknikçilerin sesi sonbaharın gidişi ile geride kalmadan şimdilik biz uzaklaşalım deyip orman derinliklerine doğru giden yürüyüş patikalarında bir yandan sağlıklı yaşam jimnastiğini hatırlarken biryandan da çevreyi keşfedersek ne dersiniz.

Burada meşe koru ormanları aslında Türkiyenin ilk korunan meşe ormanlarıdır. Kaynak değerleri İstanbul'un içme suyunu sağlayan Bentler'dir. Bunlardan üç önemli bent bu alandadır. Ancak esas piknik alanı bu alanın ortasında olan Neşet Suyu mesire yeridir. Bu nedenle bent çevresi özellikle havzanın (göletlerin yakın kıyı ve su kaynak deresi) üst yakınçevresi daha hasas korumayı gerektirmektedir. Bentlerin gövde yapısı önü zaten gezinti ve pikmik kullanıcıların yararlanmasına açıktır.

Bu bentler; Topuzlu Benti, 1750 yılında yapılmış , Valide Benti 1796 da lll. Selim'in Annesi Mihrimah Sultan tarafından yaptırılmıştır. ll. Sultan Mahmut tarafından 1839 da yapıldığı Buna Kirazlıbent de dendiği, Kirazlı Dere üzerine yapılmış aynı havzadaki bu bentlerden biri olan Kirazlıbent 11, 25 m. yükseklik ve 59.50 m. uzunluğundaki gövde üstü ile mimari ustalığını görenleri hayretle seyrettiren bu ve diğer bentler, mermer malzemeler ve kesme taşlarla yapılımıştır. Padişah tuğra ve kitabelerini görmek mümkündür.

Bentlerin seyri, her mevsimde kendine has durgun berrak su haliyle ayna misali manzarayı ikiye katlarken, Sonbaharın gazelleri üzerinden yürüyerek gezilecek bir bent gölünün, görünümü simetrikleştirerek mavi, dağılan yeşil, savrulan yapraklar, alevlenen ağaçlar suyun ortasından gökyüzüne doğru seyrine doyum olmayan gökkuşağı misali seyre dalanları hayallere alıp götürür.

Fotoğrafı ve doğayı sevenler, bu mevsimi zaten değerlendiriyorlar. Buraya gelen piknikçilerde yorgunluklarını bu güzellik içide unuturken, bizim de yorgun olarak buradan döneceğimiz aklımıza hiç gelmez. Gezdikçe açılıyor, yürüdükçe, eğlendikçe dinleniyoruz. Büyük bent çevresinde sekiz km. koşu parkurunu temiz bir sonbahar havasında yürürseniz yazın ataleti de atılmış olur.

Biz yine gezi sonunda sonbaharla özdeşleşen yorgun kentlilerin her türlü eğlenme ve dinlenme yöntemlerini seyre dalmak ve kendi piknik dinlenmemizi tamalamak için Neşetsuyu alanına gelelim.

İğne atsan yere düşmez ağaç dipleri ve serin havadan olacak, açıklıkların da doldurulmuş olduğu görünümden, neden şafaktan önce yola çıktığımızı şimdi daha iyi anlıyorum.

Ama zaman her zamanki gibi yine az geldiğinden, bu doğa cennetini görmeyi tamamlayamadan akşamın olduğunu fak ediyoruz. Çıkışın da sıkışacağı endişesi toparlanma ve yola çıkmayı da öne almayı gerektiriyor.

Nariçi : 25.10.07
 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..