Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '10

 
Kategori
Deneme
 

Belki;

Belki;
 

Betonu gözyaşıyla harmanlanmış dört duvar, odaları dert ve yasın duvaklandırdığı tütün kokusuyla harp halinde. Sıcak bir nefesle buğarlaşmış camda ensiz bir çocuğun imlasıyla ‘’ hayat’’ yazar. Sokak ışıl ışıl olmasına rağmen, mahalle sakinleri için her daim mağmum. Pencerenin açılmasıyla içeri giren soğuk mevsimsel mi? Yoksa hisssettiğim bu serinlik tensel bir dürtümü. Yoldan geçen arabaların çoğu İstanbul plakalı, buram buram zenginlik kokan benzin kokuları. Kapının önüne yine çöpler yığılmış, sokak kedilerine ise akşam yemeği yolu açılmış. 

Caddenin ortasında nerden koptuğu muamma olan bir halat parçası, yoldan geçen arabalar üstünden geçiyor, ucuz bir sokak fahişesi gözümde canlanıyor.. Karşıda iki sevgili şehvetle birbirine bakıyor, ateşle barut yine zor da olsa patlamadan yanyana duruyor. Uzakta sefaletten yorulmuş bir anne, çocuğunun kulağına yapışmış sokak ortasında kalaylıyor. İleride bir adam, arabasındaki teybin sesini son ses açıyor, inleyen nameler ruhumu sarıyor. Bir kedi, karşı aparmanın kapısına sinmiş, ufak bir parça rızk bekiyor; o sırada yoldan geçmekte olan zil zurna olmuş adamın tekinde olgun bir tekme yiyiyor. 

Ruhum yanıyor, Tanrı ılık bir meltem rüzgarıyla bedenime üflüyor. Heves maduru bu beyin, komutuyla vücudun her köşesini histerik bir nöbetle titretiyor. Eller, beyinden izinsiz son sigarayı almak üzere ceketin cebine firar ediyor. Gözler, beyin ve tutsağı mantıktan izinsiz eski sevgiliyi arıyor. Dudaklara iç kanamanın, tadı yosmamsı bir tavırla yapışıyor. 

Gözyaşları, kendinden emin, sivilcelerin hükümdarlık onurunu taşıdığı kurak yanaklara ani bir baskın veriyor. Bu dünya işkence, bu şehir azap, bu cadde gözyaşı, bu mahalle bela, bu ev gaddar. Bu ruh bedbaht, ne zaman gelir yüzümü güldürecek uzun zamandır aranan o meddah. İçmeden sarhoş olmuş bu beden, yuvasını arayan kuş gibi, sanki engin denizlerin gelgitleriyle dans halinde... Kendini kaybedene kadar ağlamaya başlamak, anlık bir sezgimidir yoksa, birbirine düşman sandığın anıların, sonradan can ciğer dost olup karşında pusuyamı yatmasıdr. Hislerinin bile düşman olduğu bu sahnede, tek dostun şah damarından akıp oksijenin tadına bakacak kandır. 

Tek kişilik yataklar, aslında her zaman çift kişiliği barındırır. Bir de içinde barındırdığın lilithler toplanıp gelince sizinle kim yarışır. 

Yanlızlık soğuk derlerdi. Öyle öğretildi, soğuk olan yanızlık değil düşünceler, düşüncelerin meridyeninde kafes içine alınmış örgün seziler.. 

Belki zamanlama hatası,  

Belki tüm zamanların en büyük hastalığı,  

Belkide tanıdık bir yüzün kahpece ihtirası,  

İntikam dediğin nedir ki, Aşkla beslenen, ihanetle sulanan korku sıfatıyla nitelendirdiğimiz, olguların birleşmesiyle oluşan en gururlu şerefsizlik değilmidir. 

 
Toplam blog
: 21
: 572
Kayıt tarihi
: 19.04.09
 
 

İşsiz spor spikeri, yayın ve yapımcısı. Ösym emekçisi, Kendi çalar kendi söyler, ayrıntıların ger..