Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Belki birgün sizin kapınızı da çalabilirim!!!!!

Belki birgün sizin kapınızı da çalabilirim!!!!!
 

Kırk katır mı?Yoksa kırk satır mı?? Hangisi?


06.10.2009 Değişime direnenler ne ülkemizin ne de milletimizin menfaatlerini koruyamazlar.

AKP Kongresinde başbakan böyle söyledi de, günlerdir beklenen açılıma hiç değinmedi. Ahmet Hakan’ın dediği gibi “Yunus’tan iki dize, Mevlana’dan bir dörtlük, âşık Veysel’den bir türkü” oluverdi açılım.

Her zaman söylüyorum, başbakan çok iyi bir hatip. O, konuşup döktürdükçe AKP liler de efsunlanmış gibi dinliyorlar. Dikkat ediyorum gerek kongrelerde gerekse mitinglerde belirli bir zümre var başbakana hayranlar ve emre amade durumdalar. Yani başbakan ağzınızla kuş tutun dese, inanın tutmaya kalkacaklar. (Bu ne sevgi ah! şarkısını hatırlatıyor insana.) Bunun dışında durum aslında hiç de böyle değil.

Yaklaşık iki aydır ben ve arkadaşlarım haftanın üç günü pilot bölge olarak seçtiğimiz belirli yerlere gidiyoruz. Elimizde mahalle haritası kapı kapı dolaşıp, sokakları arşınlıyoruz. Sabah 9 da buluşuyoruz öğlen 13 e kadar ilk çalışmamız oluyor, yarım saat yemek ve dinlenme molasından sonra saat 17 ye kadar aralıksız dolaşıyoruz.

İnsanlarımızın din ve inançlarını, etnik kökenlerini, örtülüsünü örtüsüzünü ayırt etmeden en ücra köşeleri dahi dolaşıyoruz.

Onlarla birebir konuşuyor, onları dinliyoruz. Çünkü biz önce insan diyoruz.

Yüzlerce aile ile konuştuk bugüne dek. İnanır mısınız ilk söyledikleri şey işsizlik, zamlar ve yaşam standartlarının alt seviyede olmasından şikâyetler.

Üniversite bitirmiş çocukları işsiz, bazılarının eşleri işlerinden çıkarılmış. Parasızlıktan çocuklarını okutamayan aileleri ve elimiz kırılsaydı da oy vermeseydik diyenlerin yanı sıra başbakanın açılımına şiddetle karşı çıkan Kürt kökenli vatandaşlarımızı üzülerek dinliyoruz.

İktidarınTürkiye'yi etnik temelde ayrıştırma, farklılaştırma gayretleri halkı memnun etmemiş, aksine ters tepmiş durumda. AKP nin seçimler yapıldığında çok büyük düşüşe geçeceği ve CHP nin oylarının ise çok artacağını hızla iktidara yol aldığını gözlemliyoruz.

İstanbul’un göbeğinde yoksulluk, İstanbul’un göbeğinde inanamayacağınız barakalar, derme çatma evler ve girmeye korkacağınız adı sokak olan, daracık iğrenç yollar.

Mega kent İstanbul’muş burası ha! Haydi, canım oradan.

Kadıköy’de CHP oy almasın diye imar, iskan izni vermeyen, kendisine ait olan bölgelere çivi bile çaktırmayan, sonra da suçu Kadıköy belediyesine atan Sn. Topbaş’ın kulakları çınlasın.!

Sn. Başbakan”3 Kasım2002 seçimlerinden itibaren bu ülkede siyaset tarzı, yönetim anlayışı, demokrasinin standardı, devlet-millet kaynaşması köklü şekilde değişmiştir” diye söz ediyor ve bunu iyi bir şeyler olmuşçasına adeta öğünerek anlatıyor.

Başbakan değişim sözlerinde haklıdır elbette. Ancak bu değişim ve yönetim kendisinin dediğinin tam aksi şekilde olmuştur. Devlet milletten uzaklaşmış, sadece kendisi ve yandaşları için var olmuştur.

Köklü bir yoksulluk ve sindirme politikasının yanı sıra yönetim anlayışı partizanca ve faşizme dönüşmüştür. Kısaca “AK Parti, Türkiye’yi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün belirlediği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaya kararlıdır” sözleri sadece laftır ve Türkiye sorunları ile gittikçe batmaktadır. Halk ta bunun farkındadır artık.

*******

Sn.Başbakan sanki benim yazılarımı okur gibi. ( Heh heh! Hiç olmayacak bir şey elbette.)

Önce insan sonra devlet, önce devlet sonra insan değil.

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz” gibi sözleri büyük bir ustalıkla söylüyor ve mutluluk tabloları çiziyor.

“Bu topraklarda hoş görülmeyen yegâne şey hoş görüsüzlüktür. Tahammül edilemeyen yegâne şey tahammülsüzlüktür” diyor ama kendisine gelince en ufak bir eleştiriye dahi neden tahammülsüzdür bu da ayrı bir konudur.

Ziyaretlerimizin bazılarında CHP de nasibini almıyor değil tabi. Mesela bazı hanımlar beyler bu yoksulluğun, işsizliğin sebebi CHP miş sanıyor.

Bazı CHP kökenliler Baykal giderse CHP İktidar olur diyorlar. Onları sonuna kadar dinliyoruz ve sonunda soruyoruz.

Baykal’ı neden istemiyorsunuz?

Kendisinin yaptığı politikayı, sözlerini takip ediyor musunuz? Diye soru yönelttiğimizde inanın verecek cevapları olmuyor ve “öyle diyorlar” veya namuslu, dürüst adam olduğunu biliyoruz sadece, başbakanla hep laf yarışı yapıyor kavga ediyor diyorlar.

İşte biz o zaman gerçekleri anlatıyoruz.( Ne yapalım? İktidar yandaş basından, görsel medyadan öte, diğerlerinin özgürlüğüne pranga taktı. Kırk katır mı? Kırk satır mı diyor.)

Bizi dinliyorlar ve bizler oradan ayrılırken o kişileri kazanmış, görevimizi yapmış olmanın mutluluğu içerisinde diğer bir kapıya yöneliyoruz.

Birçok insan CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’i ve Kılıçdaroğlu’nu çok beğendiklerini söylüyor ve CHP nin iktidara gelip sorunlarını çare bulmasını istiyorlar. Oylarını Kılıçdaroğlu’na kullandıklarını Anakenti nasıl alamadığımızı soruyorlar. Bizler sandıklarımıza daha iyi sahip olmanın gerektiğini anlatırken bir yandan da yarın seçim olacakmış gibi şimdiden o ailelerden sandık görevleri yapacak olanları gönüllüleri yazıyoruz.

Yaşamak ve aç kalmamak için büyük bir mücadele içerisinde olan bu insanlarımızın büyük bir bölümü maalesef gazete okumuyor, meclis konuşmalarını takip etmiyor ve olan bitenden kısmen habersiz olarak yaşıyorlar. Kulaktan dolma sözler ve bilinçli yönlendirilmeler, açlık yoksulluk, işsizlik karşısında şaşkın, çaresiz gibiler.

Ne var ki yaklaşık iki ayda bin aileyi gezdik edindiğimiz intiba CHP hızla yükselişe geçmiş durumda. Bir başka yazımda sizlere ziyaret ettiğimiz ailelerden enteresan konuşmaların bazılarını ve CHP nin halkın yararına istediği ama AKP nin meclisteki sayısının fazlalığı ile geçmeyen önergelerini aktarmaya çalışacağım.

Görevimiz henüz bitmedi. Bizler kadınlar olarak uzun ince bir yolda değil, Atatürk aydınlığında, sonu özgürlük, mutluluk olan, yokluğun, yoksulluğun olamayacağı, geniş yollarda emin ve güçlü adımlarımızla hedefimize doğru el ele, gönül gönüle yürümeye devam edeceğiz.

Kim bilir belki bir gün sizin kapınızı da çalabiliriz.

Hoşça ve mutlu kalın.

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..