- Kategori
- Sosyoloji
- Okunma Sayısı
- 482
Belki de sensin.

" Boğuntu" Norveçli ressam Edvard Munch
Kalabalık, açılan kapılardan vapura saldırdı. Sözcüğün tam anlamıyla bir saldırıydı bu. Atalarımızın cengaver ruhu şahlanmış olmalıydı. İnsanlar kapılardan delirmiş gibi atılıyor, birbirini itileyerek kakarak vapura doğru koşuyordu. Genç, yaşlı, kadın,erkek, çocuk birlikte çıldırmış gibiydiler.
Bu kargaşada insanın bütün ilkel dürtülerini görüyordunuz. Koşma, yanındakini geçme, dirseğini yana açarak yanındakini engelleme, gerekirse bir ayağını - çaktırmadan - yanındakinin önüne atarak durma. Bu arada önüne açılan süpriz boşlukları hemen doldurma, boş bir ayak alanına bile hemen sıçrama. Bedensel mücadelenin açık ve gizli bütün bütün biçimleri kullanılıyordu.
Uzaktan bakınca bütün bu insanların ya bir felaketten kaçtıklarını ya da bir yağmaya koştuğunu sanırdınız. Oysa olup biten vapurda bir yer bulup oturmak içindi. Bu ön saflarda itişen kakışan insanların hepsi de elbette oturacaktı. Vapura ilk girenler bu sefer de telaş içinde " en iyi" yeri kapma yarışına girerler, beğendikleri yere seğirtirlerdi.
Fetihci geleneğimize binlerce övgü... Hiç değilse bu kadarcık olsun içimizde yaşıyordu. Her vapurun böyle yeniden fethi "atalarımızın ruhu ölmemeli" diyen milliyetci kardeşlerimizin gözünü yaşartmalı derim. Fetihci ruhumuz ölmedi ölmeyecek. Kim aksini söylerse, bir vapur iskelesine gitsin de görsün... ( alıntı)
BE - EM -VE'Lİ TALAŞ BÖREĞİ. ERDAL ATABEK
Bir vapur hikayesidir; Atabek iş dönüşü vapurlara koşan insanları anlatır bu hikayesinde. Hikayenin bu kısmı - Atabek her ne kadar vapur insanlarını aktarsa da- bana siyasetcilerimizi, medyamızın o çok bilmiş kalemşörlerini, halkın sığırcık kuşu yavrusu misali gözü kapalı yağdanlık kısmını anımsattı. Nasıl da cengaverce koşuyorlar değil mi iktidara, BE HEY BE!
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Sevgili portakal çiçeği,ne kadar özgün bir klavyen olduğunu biliyor musun? Senin yazılarını bekleyenler olabilir.
Kerim Korkut 03.04.2013 19:10- Cevap :
- Sevgili Kerim teşekkür ederim, yazmayı ben de istiyorum, deneyeceğim. 04.04.2013 18:45
Portakal çiçeği neden yazmıyor?
Kerim Korkut 02.04.2013 18:57- Cevap :
- ne yazacağımı bilmiyorum:) 02.04.2013 23:24
Alıntı da değerlendirme de hoştu. Selâmlar...
İsmail Hakkı CENGİZ 29.07.2012 11:38- Cevap :
- sevgili blogdaşım yorum için teşekkür ederim. 01.08.2012 21:53
İlginç çağrışımlar yaptı bende yazınız değerli yazarım. Bir 'vapura biniş' sahnesi özelinde "insanın bakırdan yaradılışının" aczini seyreyledim tüm okurlarınızla birlikte... Tarihin derinliklerinden çağlar boyu bize seslenen ünlü felsefi deha Mevlana’nın “…İnsanın bakır yaratılışını altına dönüştürmesi…” mücadelesidir bir anlamda kendini geliştirme, yenileme, başarma ve yaratma arzusu diye düşündüm. Fakat bu duyguyu "aynı zorlu yolda ilerleyenleri iterek, kakarak, çelmeleyerek ya da ayaklarına, omuzlarına basarak gayri ahlaki bir tarzda yaşayarak eyleme koymak var, bir de bilginin ve yardımlaşmanın o güçlü ışığı altında, çalışa, çalışa, direne, direne, kendi iç savaşını vere, vere onurlu bir şekilde yapmak var..." diyesim geldi verdiğiniz o çarpıcı sahnenin gerisinde....
Ersin Kabaoglu 13.06.2012 12:21- Cevap :
- güzel yorumunuz için teşekkür ederim, 13.06.2012 13:31