Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '16

     
    Kategori
    Deneme
     

    Belki kendini bulursun belki bir başkasını.

    Bu yazıyı okuyup zaman kaybetmeyeceğinizi, belki de kendinizden bir parça bulacağınızı düşünüyorum. Bu yüzden yazıyorum. Okumaktan birşey kaybedilmez, sadece bazen kazanmazsınız o kadar. 
     
    Hayatınız boyunca çeşit çeşit insanla karşılaşacaksınız. Ve bunların bir çoğu sizi sevmeyecek. Belki giyinişinizden, belki siyasi görüşünüzden, belki hareketlerinizden, belki cinsel tercihinizden, belki de sadece adınızı öğrendiğinde bile sizi sevmeyecek insanlar olacaktır. 
     
    Herkes hayatı boyunca sadece sevdiği işleri yapacak, böylece sevmediği veya gereksiz bulduğu şeyleri keşfedemeden hayatını kaybedecektir. Bu blogu açmamın sebebi hayatım boyunca hiç bir blog açmadan ölmek istememem bile olabilir. Bu çokta önemli değil. Bazı insanlar sizi hiç sevmese bile bütün insanları sevmek sizin elinizde. Belki birileri sizden feyz alır da sever insanları:). 
     
    Gerçi bu dönemde insanları sevmek pek mümkün değil. Kimisi griyi sevicek, kimisi pembeyi. Aslında insanlarda böyledir gökkuşağı gibi her renkten yan yana. Tek farkı onlar farklı olduğu için diğer renkleri sevmemezlik yapmaz. İnsanların en sevdiği ders, en sevdiği renk, en sevdiği yemek gibi alışkanlıkları var. Benim matematik hep en sevdiğim ders olmuştur. Rengim yeşildir ama yemeği seçemem. Aslında yanlış olanda bu bazı şeyleri en sevdiğimiz diye kalıplaştırırsak o zaman görüş farklılıkları ortaya çıkar. Şimdi zevkler ve renkler tartışılmaz diyeceksiniz. Bence zevkler ve renkler tartışılır. İnsan zevki ile sivrilir, fakat bazen sırf sevdiği birşey için bazı toplum veya gruplarda dışlanabilir.
     
    Ama insanın bunun için farklılaşması yanlıştır. Sırf bir gruptan dışlanmamak için doğru bulmadığı, istemediği şeyleri yapan insanın iradesi yoktur. İradesiz insandan da pek birşey beklemeyin. Kendimden bir örnek vermek istiyorum:
     
    Okulda arkadaş ortamında oturuyorduk. Sohbet sohbeti açarken bir anda bir kişi ezan remixini açacağını söyledi. Karşı çıktım. Yine de açtı en yakın arkadaşlarım olmasına rağmen açtıklarında aralarından ayrıldım daha uzak bir yerde oturdum. Onlar kendilerince "saçma eğlencelerinde" eğlendiler. Bir süre sonra aralarından birisi yanıma geldi. -Yaptığın çok güzel bişeydi. Bende istemiyordum açmamasını ama birşey derler diye konuşmadım, dedi.
     
    Sırf onların arasından ayrılma korkusu olduğu için savunduğu şeyi savunamayan bir insan ile arkadaşlık etmek isteyeceğimi pek zannetmiyorum. O günden sonra gördüğümde selam versemde o kişiyle eskisi gibi samimi olmadım. Yaptığımın doğru olduğunu düşünüyorum hala. Hatası olan bir insan hatasını gizlemek için bile susmamalı. Konuşmalı ki kişiliği ile arasında savaş yaşamasın. Kendini savunmasa bile birşeyler demek birşeyler yapmak onun vicdanı için çok önemli.
     
    Sadece yaşayacağınız şeyler size birşeyler öğretir. Kendinize ait olmayan fikirleri dinlemelisiniz ama kendinizin olmayan fikirler ile yola çıkmamalısınız. Bu çalıntı tasarımı olan bir modacı gibidir. Bir yerden çalmış tasarımı ile nasıl bir sunum yapabilir? Kendinize ait olmayan fikirleri veya kendinize ait olsa bile tamamen düşünülmemiş fikri kimseyle paylaşmamalısınız. Ve kendi istediklerinizi sırf başkaları istemiyor diye olay dışına çıkarmamalısınız. Bu blogumda daha, çok yazı paylaşacağım bu başlangıç bu kadar olsun. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
     
     Twitter:@Berayusamero
     Email:yamaan.demir@hotmail.com
     
    Toplam blog
    : 1
    : 76
    Kayıt tarihi
    : 17.01.16
     
     

    Bloga sahip olmadan ölmek istemediğim için blog açtım. Psikolojisi bozuk insanların arasında en a..