Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Belkide kartalsın..

Belkide kartalsın..
 

ya gercekten kanatlarında gökkubbeyı kaldırabılecek kadar gucun varsa...


Bir rivayete göre; dört tavuk bir kartal yuvasına gidip bir yumurta çaldılar.
Yumurtayı kümese getirdiklerinde, kümeste bulunan diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşündüler. Zaman geçti, yumurtayı getirenler de unuttu, onlar da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğunu inandılar.

Bir anne bulundu yetim yumurtaya, kuluçka başladı. Kısa bir zaman sonra yumurta kırıldı. İçinden simsiyah kanatlı, ilginç gagalı tuhaf bir tavuk çıktı. Herkes mutluydu, böylesini ilk defa görmüşlerdi.


Anne tavuk, dersler vermeye başladı yavrusuna: "Bak yavrum, yerden bulduğun böceği şöyle ye! Arpayı buğdayı böyle ye!"Anne tavuk her geçen gün yeni şeyler öğretiyordu yavrusuna.


Büyük tavuk annesinin her söylediğini yapıyordu. Tehlikelere karşı nasıl davranılacağını da öğretti annesi: "Bak yavrum, eğer kedi buradan gelirse aksi istikamete doğru kaç, şuradan gelirse buraya kaç..."

Büyük tavuk büyüdükçe güzelleşiyordu. Oldukça uzun kanatları vardı. Ara sıra diğerleri onun kanatlarına bakmak için geliyorlardı.

Bir gün anne tavuk, yavrusuna havadan gelen tehlikelere karşı kendini nasıl savunacağını anlatırken büyük tavuğun gözü, gökyüzünden süzülerek korkunç bir ihtişamla geçiş yapan başka bir canlıya ilişti.

—Anne bu ne? Dedi küçük tavuk.
—Ha o mu? O kartal yavrum, kuşların padişahı. Dedi annesi.
—Ne de güzel uçuyor!
—Evet, yavrum! Ama sen sakın ona özenme. Asla onun gibi olamazsın! Sen bir tavuksun. Senden önce baban, deden, amcan hepsi ona özendi; ama hiçbiri onun gibi uçamadı. SEN BİR TAVUKSUN VE BİR TAVUK GİBİ YAŞAMALISIN.

O günden sonra büyük tavuk, ömrü boyunca arka bahçede kartalın ihtişamlı geçişini izleyip iç çekti ve her seferinde "keşke bende bir kartal olup uçabilseydim." dedi. Yine bir gün siyah kanatlı büyük tavuk ihtişamlı kartalı izlerken ölüp gitti... Onu bir tavuk gibi defnettiler ki aslında ölen bir kartaldı.


İçimde bir korku var, yapamayacağım diyorum

İçimde bir korku var ya olmazsa diyorum

Korkuyorum, rezil olmaktansa harekete geçmemeyi tercih ediyorum

İçimde bir korku var ve maalesef ben hep korkarak yaşıyorum


Soruyorum kendime ihtiyacım olan nedir diye,

Şu korkuları bir yenebilsem,

Başaramayacağım hiçbir şey yok cevabını alıyorum.


Hayat felsefemizin yapamayacağımın üzerine kurulu olduğu bir dünya yaratmışız kendimize. Korkularımız ve acabalarımız, ne zaman bir teşebbüste bulunmaya kalksak bizi engelliyor.


Oysaki güvensek kendimize, yapabilirim diyebilsek özgürce, hiçbir engel duramayacak önümüzde. Sanki sihirli bir değnek değmişçesine büyülü bir değişim geçirecek hayatımız.


İnsan yapamayacağını düşündüğü bir şeyde başarıya ancak tesadüflerle ulaşır; ama hayat tesadüflere bırakılamayacak kadar önemlidir.


Yapılan bir araştırmada generallerin çocukluklarında “paşa oğlum” diye sevildiklerini ortaya koymuştur. Evet, belki “paşa oğlum” diye sevilen herkes paşa olmuyor ama paşaların birçoğu çocukluğunda “paşa oğlum” diye sevilenlerin içinden çıkıyor. Daha çocukluklarında yakıştırıyorlar kendilerine paşa olmayı ve o kimliği kendilerine çocukluklarında etiketliyorlar.


Kendinize neyi yakıştırıyorsanız ancak o olursunuz. Kendinizi ne kadar güçlü görüyorsanız ancak o kadar güçlü olursunuz.


Önce olumsuz düşüncelerinizi, yapamayacağım, başaramayacağım demeyi bir kenara bırakın, sonra her şeyin düzelmeye başladığını göreceksiniz.


Rhonda BYRNE’ in “Secret” isimli kitabında geçiyordu, insan evreni düşünceleriyle kendine çeker diye. Yani düşüncelerinizde ne hakim olursa hayatınızda da o hakim oluyor.


Bugün bir sınava mı gireceksin ve yahut bir işe mi başvuracaksın? Her şeyden önce bunu başaracağına kendini inandırmalısın.


Denemeye değmez mi sizce, peki deneseniz ne kaybedersiniz?

 
Toplam blog
: 6
: 951
Kayıt tarihi
: 02.02.09
 
 

2005 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun oldum. M..