Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

19 Aralık '14

 
Kategori
Dostluk
 

Belli bir yaştan sonra dost edinmek zor

Belli bir yaştan sonra dost edinmek zor
 

alıntıdır


Dost dost diye nicesine sarıldım,

Benim sadık yârim kara topraktır.

Beyhude dolandım, boşa yoruldum,

Benim sadık yârim kara topraktır.

 

Karnın yardım kazma ile bel ile,

Yüzün yırttım tırnak ile el ile,

Yine beni karşıladı gül ile,

Benim sadık yârim kara topraktır.

 

Bütün kusurlarımı toprak gizliyor,

Merhem çalıp yaralarımı gizliyor,

Kolun açmış yollarımı gözlüyor,

Benim sadık yârim kara topraktır.

AŞIK VEYSEL

Seveninin, hayranının bu kadar çok olduğu ölümsüz halk ozanı Aşık Veysel bile dost bulamamaktan yakınıyor. Şairlerimiz çoğu şiirlerinde dosttan ve dostluktan söz eder. Kimileri “Gün akşam oldu/Bir dost bulamadım” türünde şikâyetlerde bulunur.

Sahi bu kadar önemli olan ve bulunması da çok güç olan dost nedir? Kimdir?

Herkesin kendine göre bir dostluk anlayışı ve dostu vardır. Bana göre ise dost; gecenin saat ikisinde kapısını çalabileceğim ya da telefon açabileceğim kimsedir.

Benim kusurlarım için evinin arka bahçesinde mezar kazabilen kişi dosttur. Alnımdaki sineği kurşunla öldürmeye kalkışmayan arkadaşım dosttur.

Benim dostum gözüme baktığında neler söylemek istediğimi sormadan anlayandır. Benim dostum en gizli sırlarımı çekinmeden paylaşabileceğim insandır.

Benim dostum gözlerim buğulandığında yaklaşan fırtınayı sezebilen, ben ağladığımda onun da gözlerinden yaş dökülendir.

Koca Veysel’in de dediği gibi benim dostum; Karnını kazma ile kürek ile yarsam bile, yüzünü tırnak ile el ile yırtsam bile beni deste deste gül ile karşılayandır.

Sevgili okurlarım, böyle dostluklar, böyle dostlar var mı diye düşünenleriniz olabilir. Hiç şüpheniz olmasın az da olsa var. Ancak sıkıntı belirli yaşlardan mesela 50 yaşından sonra dostluklar kurmak, dost edinmek.

Gençliğinizi düşünsenize, arkadaş, dost olmak için yaratılmış gibiydik. Bir hafta içinde bir birimize böbreğimizi verecek hale gelirdik.

Çevreme bakıyorum da şimdilerde dostluklar kurmak ne kadar zor oldu. Herkes kapalı kutu! Kapanmışlar kaplumbağa olmuşlar sanki. Bir kahve içimi randevusu almak zorlaşmış. Misafirliklerde yatıya kalmak da ne demek! Allah korusun böyle şeylerden(!). evlerde gönül pencereleri de sımsıkı kapanmış. Televizyon karşısında tutsak olmuş herkes…

Oysa gençliğimiz böyle miydi? Gençliğin, ne güzelliğini, ne diriliğini, ne başıboşluğunu, en çok dostluklarını özlüyorum.

Aynı takımı tutuyoruz diye kurulan dostluklarını özlüyorum gençliğimin. Gençliğimin, birbirimizi eleştirmeyişimizi, birbirimizin arkasından konuşmayışımızı, birbirimize mektuplar yazışımızı özlüyorum. Anneme babama karşı arkadaşlarımı büyük bir savaşçı ruhu ile savunmayı özlüyorum.

İnsan eş ediniyor, çocuk ediniyor ama kırk beşinden ellisinden sonra dost edinemiyor kendisine, edinse de eskisi gibi olmuyor.

Böyle olmasını insanların kötü olmasına bağlamıyorum, yanlış anlaşılmasın, asla böyle bir şey demek istemiyorum.  Ama neden böyle olduğunu da ben çözemiyorum. 

 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..