- Kategori
- Blog
- Okunma Sayısı
- 331
Ben 'çözüm üreten' 'toplumsal' bir bloggerim!

“Bloggerlik,” düşünce, duygu ve yorum özgürlüğü demektir. Her hangi bir konuda “yaratıcılığını” özgürce yazıya dökerek, insanlarla “iletişim” kurmak, “paylaşmaktır.”
“Yaratıcılıkta,” “düşünce,” “duygu” ve “bakış açısı”nda başka bir kişinin “icazetine” bağlı kalınmaz. Yoksa “güdümlü,” “vesayet altında” yazılmış bir yapıt ortaya çıkar.
Genç bir Milliyet Blogger 26 Haziran 2012 tarihli blogunda “60 yaş üzeri” bir başka Milliyet Blogger’a gönderme yaparak “blog yazarlığı” üzerine eleştiri ortamı açmıştır.
Ben 61 yaşında olmama karşın; “Akıl yaşta değil, baştadır.” özdeyişine sıkı sıkıya bağlı bir yaşam tarzı yaşıyorum.
“60 yaş üzeri” Milliyet Blogger’ın işlediği “Saygın Blogger” kavramına “öznel yaklaşımı” genç blogger tarafından “bilgi notu” olarak açıklanmıştır. Bizim de katıldığımız eleştirilerini yazılmış hiçbir yazıya da verilmiş bir “cevap” niteliğinde olmadığını ifade etmiştir.
Genç Blogger’ın “Ben saygın bir blogger değilim!” başlıklı blogunun “Cevap” niteliği taşımadığını açıklamasının arkasında yatan gerçeği algılayabilmiş değilim.
“60 yaş üzeri” Milliyet Blogger’ın anlamsız ve yerinde olmayan ”ağabeylik” taslamasının Mustafa Kemal ATATÜRK’ün; “fikri hür,” “vicdanı hür” toplum anlayışının savunucusu olan genç kuşak bloggerlara, “icazet” ve “vesayet” ortamında yazmak, Milliyet Gazetesi’nin Basın ve Yayın İlkeleri’ne de ters düşmektedir.
“Saygın bir blogger” olmanın koşullarını kendi köşesinde tanımlayan diğer bloggerlara göre Milliyet Blog’a başlama tarihi itibariyle daha “kıdemli” olması onlara “fahri editör” olma hakkını vermiyor.
Hele sözde “kıdemlerine” göre kendilerini Milliyet Blog içinde “derin blog” konumuna koymaları potansiyel “huzursuzluklara,” “yanlış algılamalara” en kötüsü de “ayrımcılığa” neden olabilir.
“Saygın bir blogger olmak, ya da “Saygın blogger” kime denir? Milliyet Blog’da yazma şansı ve fırsatı bulan her bir blogger okuyucularına göre kategorilerinde “Saygın bir blogger”dır.
Diğer bir ifade ile 7081 blogger yazdıkları “özgün,” “yaratıcı,” çözüm üreten,” “toplumsal” katkıda bulunan bloglarının “saygınlığı” okuyucu kitlesinin “geri beslemesi” ile ölçülebilir.
Yani “Saygınlığın parametresi; Milliyet Blog’da yer alan sözde ağabeylerden ablalardan “icazet almak”; adı geçen bloğa en az beş yıl önce kayıt yaptırmış olmak DEĞİLDİR!..
Yalnız kendi yazılarını önererek “saygınlık” kazanacaklarını sanıyorlarsa; yanılıyorlar.
Hele, en çok da kendi yazdıklarına yorum göndermekle de “saygınlık” kazanılamaz.
Uluslararası Gazetecilik etiği ile bağdaşmayan bu anlayışın kokusu da altı ay geçmeden ortaya çıkacaktır.
Saygın bir blogger olabilmenin diğer koşulu ise; bir gün önce yazdıklarının ,bir gün sonra tüm gazete ve internet köşe yazarları tarafından da taklit ediliyor olması; adı geçen profesyonel ünlü yazarları “şaibe” altında bırakabilir ki; “çamur at izi kalsın” anlamı taşıyor.
Bir “Milliyet Bloggeri” olarak böyle bir savı geçerli sayabilmem kendime olan saygıma gölge düşürecektir.
Milliyet blog yöneticilerinin; amaçlarının sadece yazmak olan bloggerlerine karşı Milliyet Blog içinde “dukalık” niyetinde olanların negatif enerjileri ile “ayrımcılığına” fırsat tanımayacağına gönülden inanıyorum.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Hakkatten meramınızı çok yahşi sunmuşsunuz :))Blogunuzu ölçümleme yaptırabildim mi bilmem ;ama -geri besleme yaptırdım - sanırım...Sizi diğer dostlarınız gibi İZLEMEYE devam edeceğim dostum...Selamlar...
Mesut Selek 07.07.2012 15:43- Cevap :
- İyi akşamlar dilerim."Yahşi yiğit yareninden belli olur." felsefesi insanları irdelemede, tanımada katkıda bulunuyor. Diğer bir ifade ile, Mesut Bey; "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim." İzlerseniz memnun olurum. Selamlar, 07.07.2012 18:56
İyi akşamlar...Keşke ben demeden şu resminizi koysaydınız da şaibe olmasaydı...:)Saçlarınızın boyası yaşınızı pek gizlemiyor...Korkmayın,bırakın gümüşi kalsın saçlarınız... 60 yaşında olmak da bir çok acemiye göre olgunluk dönemidir.20 küsür yaşında ''içi geçmiş hastalıklı bir zevattan'' olmaktansa 80 yaşında delikanlı olmayı yeğlerim...BÜLENT Bey,İyi günler...
Mesut Selek 07.07.2012 15:40- Cevap :
- Ömrümü boşu boşuna geçirmedim, Yararlı işler ortaya koydum.Ama 61 yaşına girdiğim bu günlerde saçlarımda kırlaşma olmadığı açıkça görülmektedir. Selamlar, 07.07.2012 19:23
Meramını iyi anlatmış bir blog. Saygılar
Ayrıntıda gezinmek 05.07.2012 3:07- Cevap :
- Günaydın, Tek tümceniz ile blogumu ölçümleme fırsatı tanıdınız.İçerik ve üslup anlamında bana objektif bir geri besleme verdiğiniz için teşekkürü borç biliyorum.Saygılarımla, Beni izlemeye devam edin, lütfen... 05.07.2012 10:10
Akdeniz oyunlarındaki üstün oyun gücünden dolayı ödül almışsın..Bir de resmini koyup da kimliğin şaibe altında olmasaydı BÜLENT...Müstear dalında kıvırtmacı oyunbaz yorumcunla seni ben de ödüllüyorum :)))
Mesut Selek 03.07.2012 14:37- Cevap :
- Adab-ı Muaşeret,insan ilişkilerini düzenleyen kurallardır.Görgü kurallarına göre, "selam vermek/almak" da bir kültür, zeka, bilgi ve görgü işidir. İyi akşamlar efendim; Akdeniz Oyunlarında üstün oyun gücümden dolayı "ödül" ALMADIM.Akdeniz Oyunları, "tiyatro oyunları yarışması olmayıp; Akdeniz'e kıyısı olan yirmi dört ülke arasında, dört yılda bir düzenlenen spor yarışmasıdır.Türkiye, 1971 yılında İzmir'de düzenlenen Akdeniz Oyunları Organizasyon Komitesinde gösterdiğim "üstün performans" "çalışma motivasyonu" nedeniyle "ödül" KAZANDIM. "BÜLENT," benim belli bir çevrede veya faaliyette gerçek kişiliğimi gizlemek amacıyla seçip kullandığım "MÜSTEAR AD" olmadığı gibi,kimliğim de "şaibe" altında değildir.Fotoğrafımın olmaması bir art düşünce ürünü değildir. Haşim Bey ise "müstear makamı" şöyle tanımlar: "iptida,kürdi, segah hicaz, hüseyni, acem, gerdaniye perdeleri ile organize bir makam olup siz yazdığınız hangi oyunda, hangi makamda oynuyorsunuz? Eğer beğenirsem, ödüllüyorum sizi... 04.07.2012 0:53