Ben “Kanımı” kontrol ettirdim…

Ben, by-paslıyım…

O da yetmedi, damarlarımdaki “Asil Kan”ın rahatça, takılmadan dolaşabilmesini sağlamaya yönelik olarak iki yerine “Boru” takıldı, yani aynı zamanda “İki de borusu olan” biriyim…

Hal böyle olunca, en az üç ayda bir “Kan tahlili” yaptırmak zorundayım ve yaptırıyorum da…

Kahramanmaraş milletvekilinin, AKP karşıtlarını “Kanı bozuk” olarak tanımlamasından sonra kendi kendime merak ettim ve önceki gün “Vakti gelmeden” bir kan tahlili yaptırayım, bakalım ne çıkacak diye kan tahlilimi yaptırdım. Kan verirken de uyardım “Kanım bozuk mu değil mi, onun da bakılmasını istiyorum” dedim kan alan kızcağıza…

Yüzüme baktı, ne dediğimi pek de anlamadı, kafayı salladı…

Belli ki “Deli mi ne” dedi içinden…

Yok, ben deli filan değilim, ama memlekette “Deliler” ne yazık ki çok, onun bunun kanına kafayı takmışlar, belli…

İşte o “Kan tahlili” sonucunu biraz önce aldım, nitelik olarak A Rh (+) bir kan. Şeker, kolesterol, trigliserit yüksek, HDL düşük…

Başka da bir şey yok…

Şimdi, hal böyle olunca kanım “Bozuk” mu oluyor acaba?

Hani Kahramanmaraş milletvekilinin “Bozuk” dediği bu ise, eyvallah, diyeceğim bir şey yok. Zaten böylesi, sonuç olarak “Sağlığımın bozuk” olduğunun göstergesi ki, onu da nedeni aşırı stres ve ekonomik nedenlerden dolayı da dengesiz beslenme…

Yani “Kanımızı bozan” AKP iktidarının ta kendisi…

Tahlil sonuçlarımı alırken sordum: ”Kan verirken kanım bozuk mu değil mi, ona da bakar mısınız demiştim, şimdi kanım bozuk mu değil mi” diye sordum…

Sonuç verme yerindeki kızcağız şöyle bir suratıma baktı “Doktorunuza sorun” dedi… Biliyorum, bakışlarından belli “Deli bu adam” diye içinden geçiriyordu.

Sağlık ocaklarında yeni uygulamaya konulan sistemde bizim “Aile doktoru” ya, tanıyor beni, arada da zaten “Raporlu ilaç”larımı yazdırıyorum. Gittim sordum;

- Bu benim kan tahlil sonuçlarım, bakar mısınız bozuk mu değil mi?

- Eeee… Şeker yüksek, kolesterol, trigliserit yüksek, HDL düşük…

- Sonuç olarak ne demek, bozuk mu değil mi?

- İlaçlarınızı aksatmadan kullanmaya devam edeceksiniz.

- Orasını anlıyorum doktorum da, kanım bozuk mu değil mi?

- Anlamadım…

- Açık konuşayım peki… Kahramanmaraş milletvekili “AKP karşıtlarının kanı bozuk” demiş. Ben de müzmün bir AKP karşıtı olduğuma göre, kanım bozuk mu değil mi? Mesele budur…

Hani doktorumuz “Aile doktoru” ya, şööööyle bir baktı yüzüme ve;

- Abi… Sen kafayı mı yedin?

- Yoooo… Yemedim…

- O zaman hadi git, senin kanın “Bozuk” değil.

- Peki… İzninle bir şey daha sormam gerekiyor.

- Sor abi…

Biraz hiddetli sordu ya, olsun, yine de sordum…

- “AKP karşıtlarının kanı bozuk” diyen milletvekilinin kanında…

Sözümü burada kesti.

- Abi… Bi Dakka dur… Şimdi ben devlet memuruyum ve bu sorunun cevabını veremem. Ama sen çok merak ediyorsan, devlet memuru olmayan bir psikolog bul, ona sor… O sana daha doğru cevabı verecektir…

- Teşekkür ederim, beni şimdi daha iyi aydınlattın…

Dedim ve ayrıldım…

Şimdi “Devlet memuru” olmayan bir psikolog arıyorum, soracağım…”

24 ŞUBAT 2010