Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '17

 
Kategori
Psikoloji
 

Ben 'Okey' miyim?

Ben 'Okey' miyim?
 

Yaşamınız boyunca pek çok insanla karşılaştınız, pek çok insanla iletişim kurarak bir araya geldiniz. İnsan denen varlık, karmaşık bir yapıda olduğundan kişilerin olaylara verdiği tepkileri anlamlandırmanız da giderek zorlaştı. İş arkadaşınız fazla titiz ya da alıngan, patronunuz fazla eleştirici veya burnu havada, eşiniz sürekli meşgul ya da aşırı erteleyen biri, anneniz fazla endişeli, babanız fazla otoriter, arkadaşınız çok müdahaleci gibi örnekler çoğaltılabilinir.  Çevremizde pek çok kişi farklı özellikler ile bir arada bulunuyor ve aynı zamanda bu insanlar geçmiş yaşam deneyimleri ile karmaşık bir yapı sergiliyorlar. Obsesif olan biri geçmişte travmatik bir deneyim yaşamış olabilir. Temizlik takıntısı olan biri aşırı baskıcı bir aile ortamında büyümüş olabilir. Aynı aile ortamında büyüyen başka birinde hiçbir takıntılı davranış olmayabilir.

Yüzeysel baktığınızda tüm bunlar insanın farklı, karmaşık ve çözülemez olduğunu düşündürüyor. Ancak işin özüne indiğinizde en önemli şeyin, çocukluğumuzda bize kazınan ‘Ben okey değilim’ duygusu olduğunu görüyoruz.

Büyüdüğümüz ortamda anne ve babamızın tutumları çok önemlidir. Yetişkinlikte kullandığımız iletişim modelleri hep çocuklukta gözlediğimiz davranış kalıpları ile örtüşür. Hepimizin içinde bakım veren bir ebeveyn rolü var fakat aynı zamanda hepimizin içinde eleştiren, kontrol eden bir ebeveyn rolü de var. Biz bunların hangisine daha çok maruz kaldıysak hayatımızı da bu yönde şekillendirmeye başlıyoruz. Sürekli eleştirilen, kontrol edilen çocuklar sevgi elde edebilmek için daha da önemlisi var olmak için uyum sağlamaya başlıyorlar. Uyumlu çocuklar ailesi tarafından daha çok sevilen ve kabul gören çocuklar oluyor. Bu davranış biçimini toplum tarafından kabul görmek içinde yetişkinliğimizde bile uyumlu çocuklar olarak sürdürüyoruz.

Kendimizin üstünde statüde olan biriyleysek ya da böyle bir çevrenin içindeysek uyumlu yanımız ortaya çıkıyor ve öyle davranıyoruz.

Eğer bizim altımızda biri ise - bu çocuğumuz, çalışanımız ya da bizden destek isteyen biri olabilir - o zamanda çocukluğumuzdaki ebeveyn yanımız devreye giriyor ve ona göre davranıyoruz. İletişim kurduğumuz kişi geçmişte kalan yaramıza dokunan bir davranış sergiliyorsa hemen eleştiren ve kontrol eden yanımızla tepki veriyoruz. Eğer bakım veren ebeveyn tutumu ile büyümüşsek o yanımız devreye giriyor.

Tüm bunların dışında yetişkin yanımızda var. Olaylara kontrollü yaklaşan, analiz edebilen doğru karar verebilen ve en önemlisi gerçeği olduğu gibi görebilen yanımız var. Yetişkin yanımız iyi gelişim gösterdiyse ya da biz diğer yanlarımızın farkındaysak her hangi bir olayda isyan eden, eleştiren ya da uyum sağlayan rolümüzle değil de yetişkin yanımızla cevap veriyoruz.

İletişimde önemli olan pek çok kıstas var ancak bundan sonra iletişim kurarken şuna da dikkat etmenizi öneririm. Şimdi sizin hangi yanınız karşı tarafın hangi yanı ile iletişim kuruyor? Yetişin-Yetişkin yanlarımızla iletişim kurmamız temennisiyle.

 

Sevgilerimle                                                                                                                               Dilek Söylemez                                                                                            www.dileksoylemez.com                                                               www.instagram.com/dileginimgeleri                            www.facebook.com/dileginimgeleri.dileksoylemez

 

 

 
Toplam blog
: 74
: 382
Kayıt tarihi
: 13.01.17
 
 

Kitap: EBEVEYNLİK NOTLARI - Kitapyurdu sitesinde satışta E-kitap: Kişisel Gelişim Değil..