Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '07

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ben bile otomobil yapardım!!

Ben bile otomobil yapardım!!
 

Dünya nasıl para kazanıyor hiç düşündünüz mü? Sanırım hepimiz dünyanın dev ekonomilerine gıpta ile bakıp “ Ah bizim neden yok ” diye sızlanıp duruyoruz. Bilemiyorum acaba biz her şeyin kendinden olmasını mı istiyoruz. Bu gidişle biz daha çok bekleriz. Allah akıl vermiş gerisini koy vermemiş arkadaşlar yazımı okuyunca bakın biz bakar kör nasıl olmuşuz onu göreceksiniz.

Sanırım dünyanın en büyük ekonomilerini saymaya gerek yok hergün markalarını aldığımız dünyanın neresine gidersek gidelim ister sinemada ister caddede bizim karşımıza çıkan o dev markalar. Kalitelerine tabi ki söyleyecek sözümüz yok, bir çoğumuzun evinde onlarcası var bunu da hepimiz biliyoruz. Benim bir aldığım senin bir aldığın derken bu rakam milyonlara ulaşıyor ve hayal edemeyeceğimiz büyük miktarlara ulaşıyor. Zar zor kazandığımız paracıklarda ülkemizden uçup gidiyor. Bunun adı ithalat dünya ticaretinde olmasa olmaz bir şey ona karşı değiliz zaten ama ithalatın ucu gelipte bir gün siyasete dayanıyor paracıklarımızın uçtuğu ülkeler hergün daha çok zenginleşiyor. Ekonomileri güçlü oldukça da ağızlarına geleni söylüyor istedikleri zamanda dilediklerini dar ağacına yolluyorlar.

Biz paraya sıkıştığımız zaman ise ilk kapılarını çaldığımız yine bizim paracıklarımızı bayıldığımız ülkeler oluyor. Aynı ülkeler bize AB de başka Ortadoğu’ da başka talepler ile gelince de biz sinir oluyoruz ve basıyoruz küfrü. Oturduğumuz yerden dünyada bizden başka bu kadar fikir üreten bir ulus emin olun ki yoktur. Sokakta gezin sorun bakalım bu memleketin hali herkes bu ülkeyi kurtaracakmışçasına anlatır durur. İş lafı geçip üretime gelince koskoca ülkeden ne bir icat çıkar ne dünyanın tanıdığı sağlam bir marka Bunun sonucu olarak ta kimse gelip bize paracıklarını bayılmaz bayılsa da bizden kopardığı bize verdiğinin kat kat fazlasıdır.

Ben Uzakdoğu da okuduğum için artık dünyamıza ve Türkiye’ mize çok farklı gözle bakmaya başladım halimizi gördükçe de için için kendimi yemekle meşgulüm. Tayvan’ dayım yani Çin’ de, bakın adamlardan bir kaç örnek ile halimizi biraz açıklayayım ne iktisatçıyım ne ekonomist ben ülkemi Atatürk’ ümü seven burada master için bulunan bir öğrenciyim sesim bile duyulmaz bağırsam sorunda bu zaten işte ah çekmemin de bir nedeni bu neyse uzatmadan konumuza devam edeyim.

Hala yapamadığımız o basit kafa çalıştırmak. (Ne yazık ki kos koca şirketlerimizin ve hükümetlerimizin yıllardır yağamadığı şey. ) Yada bilemiyorum kasten mi yapıyorlar yani bu kadar da olmaz demeden edemiyor insan. Atatürk sonrası kaçan onlarca fırsat ve bugün tamamen dış kaynakların kontrol ettiği bir ülke bizim canımız Türkiyemiz.

Oturduğumuz yerden ahkam kesmek bizim en kolay ve en iyi yaptığımız iş masada devlet kurtarmakta da çok becerikliyiz ama iş üretime gelince “ Ya ne gerek var adamlar zaten üretiyor. ” deyip geçiyoruz.. Hiç düşündünüz mü? Almanın bir otomobilini almak için kaç kilo lahmacun satmamız gerektiğini. Belki saçma bir kıyaslama ama ne yazık ki ürettiğimiz şeylerin katma değeri olmadığı için biz her ürettiğimiz şeyleri tonla hesaplamamız lazım bir otomobil alabilmemiz için. Tekstiliyle de, Turizmiyle de, ağır sanayi ile de biz bu adamlardan geri değiliz arkadaşlar zamanı geldi artık dünya eski dünya değil eğer biz güçlü olmaz ve kendimiz bir şey yaratamasak hep bu pis ağız kokularını çekeriz.

Yıllardır koskoca şirketlerimiz onu bunu ürettik diye hava atarlar ne bileyim işte otomotiv patladı bu yıl ürettik bu kadar ihracat yaptık gibi laflar her sene gazetelerde dolaşır durur. Başta o iki dev holdingimize sormak istiyorum “ Bu ülkeye çok güzel şeyler verdiniz orasına şüphemiz yok ama yıllardır araba ve benzeri şeyleri başka firmaların adı altında üretirken hiç bunlardan araba nasıl yapılır öğrenmediniz mi? ”

Hazır yemek güzel ama “ Hazıra dağ dayanmaz ” diyende bizim atalarımız. Kafayı çalıştırıp ülkemize Türk malı bir şey yaratsaydınız da biz de şimdi yerli malı otolara binseydik. Ya ne bileyim yani biri benim yanımda araba yapsaydı vallahi ben öğrenci halimle otomobil yapmaya kalkardım. Holdinglerimiz taşaronluğa fena alışmış ama bakın Çinli ne yapıyor anlatayım da içiniz sızlasın holdinglerimize de duyurulur!!!

Dünyanın en çok büyüyen ekonomisi her şeyi kontrol altında tutuyor internetten bankacılık sistemlerine kadar öyle paldır küldür Çin de adama ayak bastırmıyorlar. Adamlar başkalarının markalarını çatır çatır üretiyor ucuza dünyaya satıyor, ayrıca elektronikte ne alırsan al ister büyük ister küçük marka olsun Çin’ de üretiliyor. Oyuncak ıvır zıvıra hiç girmiyorum. Adamlar yıllardır otomobil üretiyorlar ve artık işi öyle büyüttüler ki Almanya’ nın tahtını sallama başladılar. Almanya’ yı otomobilde geçmek demek dünya Jandarması USA ve elektronik devi Japonya ile yarışmak demek. Bu bir yana dursun Çinli bizim gibi bakan kör değil Almanların ünlü şirketleri ile antlaşmalar yapıp ortak üretime girişiyor. Teknoloji değişimi ile yeni şeyler öğreniyor sonuçta ne oluyor ? cevap basit adamlar kendi isimlerini taşıyan otomobilleri üretip dünyaya satmaya başlıyorlar, aynı zamanında Kore’ nin yaptığı gibi bakın etrafınıza Kore malı araba kaç tane var, emin olun birkaç seneye Çin arabaları da Türkiye’ de cirit atacak. Gittikçe bu adamlar daha da iyisini üretecekler ve yavaş yavaş kendi markaları ortaya çıkacak biz ise o arada AB ülkelerinin otomobillerini ürettik diye sevineceğiz. Dünya ülkeleri bizim ülkemizde sağlam yatırım yapıp parsayı toplarken acaba biz nerede nasıl yatırımlar yapacağız onu merak ediyorum. Bankalarımızı da onlara teslim ediyoruz enerjimizi de sen öğrenmesen yapmasını çatır çatır alırsın o her gün sitem ettiğin ülkenin malını. Bakalım dev ekonomilere ve markalarına : (reklam yapmamak için isim vermeyeceğim zaten siz anlayacaksınız)

USA: Fast-food devleri, ayağımızdaki spor ayakkabıları, içtiğimiz hayatın tadı olan ama ayrandan iyi olmayan şey, kullandığımız laptop, Amerikan arabaları ve onlarcası bunlara giden paranın yüzde 20’ si bizde kalsa sanırım birkaç tane boğaz köprüsü yaparız.

ALMANYA: Arabalarını saymaya gerek yok, spor ayakkabıları, kozmetik ürünleri. Bu paraların yüzde 20’ siylede güneydoğuya 1000 tane okul yapılır.

FRANSA: Sözde Ermeni soykırımı ile bize gelen Afrika hırsızları bakın neler satıyor bize benzin ürünleri, hipermarketleri, parfümleri ve onlarcası sonuç gitti bizim Doğu Anadolu’ ya bilmem kaç tane süper lüks hastane.

FİNLANDİYA: Dünyanın en değerli on şirketinden biri ve her yıl yüzbinlerce sattıkları o ünlü cep telefonu. (son 20 yılda zirve olan bir marka) . Yine gitti 100.000 kızımızın bursu.

Daha sayayım mı? Hollanda, İtalya, İsveç, İsviçre ve diğerleri bizim ise sattığımızın yanında devede kulak kalan ürünlerimiz bunların yıllardır ürünlerini üreten beyefendiler de hala öğrenmemişler nasıl ürettiklerini. Sen öğrenmemeye devam et bakalım aklın ne zaman başına gelecek. Bu arada bizim açığımız artacakta artacak sonra sıkıysa kapat kapatabilirsen. Hiç kimsenin Türkiye’ nin kaderiyle oynamaya hakkı yok. Gençliğimiz, Ata’ mızın yolu, Maneviyatımız, Tarihimiz, kültürel çeşitliliğimiz, modern İslam anlayışımız, vatan sevgimiz, aile yapımız, örf ve adetlerimiz bizim en büyük hazinemiz lütfen kullanmayı bilelim bir birimizle bizi uğraştırıp işimizi bozmaya çalışanlara uymayalım yüz yıllardır bu topraklarda barış içinde yaşayanda bu topraklarda nasıl yaşanmasını bilen de bizden başkası değil. İster inanın ister inanmayın ama biz bir birimize güvenmez isek yüz yıl önce asla vermeyiz dediğimiz topraklarımız elden çıkarken bir gün gelir şu anda asla vermeyiz dediğimiz topraklarımız da elden çıkar. 2007 yılı tüm dünyaya ve Türkiye’ mize huzur mutluluk getirsin hepimizin kurban bayramı mübarek olsun hep beraber nice bayramlara. sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 180
: 4193
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

Kariyerini Uzakdoğu sahne ve televizyonlarında geliştiren  sunucu, şovmen, yazar, oyuncu Uğur Rıf..