Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '13

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Ben bir Akasya Ağacıyım.

Ben bir Akasya Ağacıyım.
 

Benim yaşadığım Harika Bahçe


Ben bir Akasya Ağacıyım. Takriben 25 yıldır bir Adada yaşıyorum. Bundan 25 yıl once bir yaşlı amca beni evinin önündeki arsaya dikmiş. Daha sonra söylediğine gore, evinin bahçesi ağaç dikmeye çok müsait olmadığı için ve kendisi de ağaçları çok sevdiğinden evinin önündeki boş arsaya beni dikmiş.Ben o zamanları pek hatırlamıyorum. Kendimi bilmeye başladığım zaman bir kaç yıl sonra idi. Boyum artık bir metreye yaklaşmıştı ve ben çok mutlu yaşıyordum. Sahibim yani beni diken amca benim büyümemi ve gölgemde arkadaşları ile tavla oynayacağı zamanların gelmesinin iple çekiyordu.

Bütün bu hayaller bir gün, bir takım kişilerin gelmesi ile gölgelendi. Meğer benim dikildiğim yer bir başkasının arsası imiş ve bu arsa satılmış. Bu arsayı satın alan aile, sonradan inşaatçı olduğunu öğrendiğim bir takım kişilerle gelmiş yanımda konuşuyorlardı. Sessizce dinledim. Arsaya yapacakları evin yerini konuşuyorlardı.Yapılan bu konuşmalar neticesinde evin yeri tesbit edildi. Benim bulunduğum yere de evin kuyusunu kazacaklardı. Adada su yoktu ve kullanım suyu kuyulardan temin ediliyordu. Ne güzel dedim yanımda bir kuyu ile sulak sulak yaşarım artık. Ben bu sevinci yaşarken inşaatçılardan biri 'Abla , bu ağaç olmaz,kuyunun yanında. Bunu sökmemiz lazım.dedi evin hanım sandığım genç hanıma.

İşte o zaman çok korktum. Beni sökeceklerdi. Ne demekti sökmek. Köklerim toprağa yeni yeni yerleşmeye başlamıştı. Şimdi tutunduğum bu topraktan sökülüp, ne olacaktım. Beni başka yere götüremezledi. Zaten götürseler o sökülen köklerimle tekrar toprağa tutunmam imkansızdı. Sanırım beni kesip yakacaklardı. Birden ağlamaya başladım. Tabii kimse anlamadı ağladığımı. Zira ağaçlar siz insanlar gibi sesli ve gözyaşlı ağlamaz. Ağaçlar içine döker gözyaşlarını.

Birden yeni hanımımın sesini duydum. 'Olmaz diyordu. Bu ağacı sökemeyiz.'Ama kuyu kazılacak başka bir yer yoktu. Uzun konuşmalardan sonra beni yıpratmadan sökmeye ve bahçe dışına dikmeye karar verdiler. Oh dedim. Kurtulmuştum yakılmaktan. Hoş beni yakıp da ne yapacaklardı. O kadar küçük ve dallarım o kadar ince idi ki. Nihayyet beni itinalı bir şekilde söktüler. Hiçbir köküme zarar gelmedi. Yeni dikildiğim yer daha güneşlik ve daha açıklıktı. Yeni yerimden sokağı, gelip geçeni daha iyi görebiliyordum. Daha çok eğlenecektim. Canım hiç sıkılmayacaktı. Evin inşaatı devam ederken, yeni güneşli yerimde ben de tutunmaya ve büyümeye başladım. Hızla büyüyordum. Bunda sahibemin de çok rolü vardı. Sıcak yaz günlerinde beni sulayarak büyümeme destek oluyordu. Zira benim köklerim toprağın derinlerine inip su alabilecek kadar güçlü değildi. Ne de olsa ben küçük bir akasta ağacı idim.

Ev yapıldı, sahiplerim taşındı ve ben hızla büyüdüm. Öyle hızlı büyüdüm ki artık gölgemde amca, arkadaşları ile tavla oynuyor, komşular arabalarını park edebiliyordu.Yaşlı amca bir kaç tane kardeşimi daha dikmişti yol boyu. Onlar da büyüyordu.

Aradan uzun bir süre geçti. Bir gün gene inşaatçı olduğunu anladığım adamlar geldi. Benim yanımdan geçen ve beni dışarda bırakan duvarı yıkıyorlardı. Önce ne olduğu anlamadım. Aradaki duvara zaten çok sinirleniyordfum. Ben duvarın dışında kalmıştım. Duvarın içinde erik ağacı, kiraz ağacı kurum kurum kuruluyorlardı. Ben üvey evlat gibi dışarda yaşıyordum. Hoş sahibim beni çok seviyordu ama dışarda kalmak gücüme gidiyordu. İşte bu sebepten beni sahiplerimin bahçesinden ayıran duvar yıkılınca çok sevindim. Benim dışarda kalmama üzülen sahiplerim sonunda benim  içinde bulunduğum arsayı alıp, beni de duvarın içine almışlardı. Sırf beni evlerine katmak için bahçe almaları ne mutlu bir olaydı. O günden sonra çok daha güzel açmaya, çok daha güzel gölge vermeye başladım.

Şu anda bahçemde diğer ağaç kardeşlerimle çok mutlu ve güzel bir yaşam sürüyorum. Her bahar harika kokulu çiçekler açıp, gelin gibi donanıyorum. Altımda masalarını kurup, kahve içen sahiplerime çok güzel gölge yapıyorum. Onları çok seviyorum. Onlar da beni çok seviyor.

Son günlerde ağacın altında oturan sahiplerimin acıklı konuşmalarından dertleri olduğunu anladım. Konuşmaları dinledim. Yakınlarda bir yerlerde, Gezi parkı diye bir yerde, benim kardeşlerimi kesiyorlarmış. Buna karşı çıkan kişileri gazlarla, tazyikli sularla yaralıyorlarmış. Ben bunu duyunca çok üzüldüm. Gene içime gözyaşlarımı akıtarak ağladım.

Ne olur arkadaşım ağaçları kesmeyin. Gezi parkı denilen yere dokunmayın. Neresi olduğunu bilmiyorum ama güzel bir yermiş. Sahibimi annesi 60 yıl once o parka oynamaya götürürmüş. Bu kadar güzel yeri yok etmeyin. Bence başka ağaçlar da dikin, Orayı o kadar güzel bir park yapın ki dünya şaşsın. Her yıl orada açık hava konserleri, etkinlikler, festivaller, sergiler düzenleyin bu tarihlerde.

Bu yaşlı bir Akasya ağacının sizden dileğidir. 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..