Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '08

 
Kategori
Projeler
 

Ben bir vakıf kursam...

Ben bir vakıf kursam...
 

Muslukları boş yere ağlatmayalım. Gün olur devran döner; sususzlukdan ötürü ağlayan biz oluruz!


AZALAN YARINLAR!


Gerekli şartlar sağlanıp bana bir vakıf kurma imkânı verilseydi, "BUGÜNÜ YAŞATMA VAKFI" kurardım.
Bugün var olanlar -yani bizler- yarını da yaşamak istiyorsak, bugünü yaşatmalıyız. Bugünü yaşatmak için yapılacak şeylerin başında bence, çevre kirliliğini azaltmaya ve küresel ısınmayı yavaşlatmaya yönelik önlemler gelmeli. Evet, belki delinen ozon eski haline getirilemez ama en azından büyümesi engellenebilir. Eriyen buzulları eski haline getirecek teknolojiye sahip değiliz ama kalanların erimesini yavaşlatacak zekâya ve yarını düşünecek sorumluluğa sahibiz. Ya da sahip olmalıyız.


Mesela; ben bu yazıyı yazarken, milyonlarca araç hareket halinde, binlerce şehrin ışıkları gökyüzünü ısıtıyor, nükleer santraller aktif, ağaçlar kesiliyor, fabrikaların bacası tütüyor, hava kirleniyor, denizler kirleniyor, su kirleniyor hatta bitiyor.
Günümüz teknolojisi ve insanların ihtiyaçları doğrultusunda, bu saydıklarımın yaşanmayacağı tek saniye geçse bile hayatımızın sekteye uğrayacağını biliyorum. Ama bence; hayatımızı kolaylaştırmak için yüz yıl veya bin yıl sonra doğacak insanların dünyasını ellerinden almaya hakkımız yok.
Sırf bu cehennemin önünü kesmek için uygulanan ve hemen hemen bütün ülkelerin imzaladığı “kyoto protokolü”nü imzalamayan birkaç ülkeden bir tanesi maalesef Türkiye’dir. O yüzden bizim; Fransa veya Japonya ya göre daha duyarlı olmamız gerekir. Onlar zaten iyi niyetlerini göstermişlerdir. Türkiye de çevreyi korumayı veya güzelleştirmeyi amaç edinen vakıflara, derneklere veya girişimlere her ülkeden daha çok ihtiyaç vardır.

Türkiye’de en sık rastlanan hava kirliliği nedenleri: Kalitesi düşük linyit ve fuel-oil türü yakıtların, uygun olmayan soba veya kazanlarda bilgisiz kimselerce yakılmasıdır. Kazan ve bacaların gelişigüzel yapılması, sanayi ve yerleşim yerlerinin kurulmasında hava kirliliğinin dikkate alınmamasıdır. Bunun sonucunda enversiyon tabakasının kirli havanın dağılmasını engellemesi, açıkta depolanan ve aktarılan kömür ve akaryakıtların havayı toz, gaz ve buharlarla kirletmesindendir. Eski model, bakımsız ve çok yakıt tüketen taşıtlar; çöplerin yerinde yakılması, çöp depolama alanlarının üstünün açık olmasıdır. Her türlü faaliyette bilgisiz ve özensiz hareket etme.


Kirlenmenin veya doğadaki dengesizliklerin azaltılması devletleri maddi zarardan kurtarabilir, bireylerin hayatını zorlaştırabilir ama bence; kazanılan zamana, endişelerimizin azalmasına, vicdan rahatlığına ve bizden sonrakiler için azalttığımız riske kimse paha biçemez...


Ben bir vakıf kursam; suyun önemi daha da fazla olurdu.

Ben bir vakıf kursam; adı belki de “Mavi Dünya” olurdu.

Ben bir vakıf kursam; bulaşıklar yıkanırken, musluk sonuna kadar açık kalmazdı.

Ben bir vakıf kursam; banyoda duş alınırken, suyun altında uyunulmazdı.

Ben bir vakıf kursam; çiçeklerimiz sulanırken “yeter artık boğulduk” demezlerdi.

Ben bir vakıf kursam; çöpler, sulak alanlara dökülmezdi.

Çünkü bunların önemini her kesime kavratırdım.


“HER YENİ DOĞAN GÜNEŞTE AZALAN YARINLARIMIZ VARDIR!”


Bitimsiz Saygılarımla

Hikmet Aydemir

 
Toplam blog
: 5
: 2542
Kayıt tarihi
: 03.04.08
 
 

Sıfırımda Konya'da doğdum Onumda Adana, önümde uzun yol. Omzumda şiir, ömrüm biraz zor ..