Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '11

 
Kategori
Mizah
 

Ben bir yabancıyım

Ben bir yabancıyım
 

Gündelik yaşam içinde herşey fazlasıyla ciddidir. Ciddiyet!.. Tabelalar, listeler, yüzler, gazeteler... Neyse artık, bu şekilde yetişkin olacağımıza, yetişkin olmanın da ancak suratı yere sallamakla mümkün olacağına dair ortak ve de gizli bir anlaşmamız vardır.  

Kadın çocuğunu yanına çağırırken ciddidir: "Gel çocuğum" Aynı kadın evde aynı çocuğunu çağırırken sıfatlar havada uçuşmaz mı? : "Gel yaş pastam" "Gel dilaver" "Gel büceğim"  

E dışarıda niye böyle? Kimlik bilgisi veriyor sanki "Gel çocuğum"muş. Yani demek istiyor ki; "Bu benim çocuğum, ben onun annesiyim ve de aristokrat olduğum için, ben, çocuğuma bile mesafeli seslenmekteyim" Haydi canım.  

Bir de dışarıda ciddi konular konuşan adam duruşu diye bir şey vardır, gözler kısık, ses vurgulu, gören az sonra uzay mekiğine binip marsa gidecek, orada da epey bir kalacak sanır. "Canım kardeşim, şudur budur" diyici adamlardır bunlar ki, o esnada hayallerinde önlerinde bir mikrofon, karşılarında yüz binler olduğuna kalıbımı basarım.  

Yahu bıraksana, dışarda ciddi olununca, ciddi laf konuşulunca para mı veriyorlar nedir yani?  

Tabi yine de alem içine çıkmanın sıkıntılarından oluyor bu komiklikler.  

Çocuk, diyelim bir köpek gördü, sevmeye yöneldi; Annesinin kibarlaştırılmış sesinden şunu rahatlıkla duyabiliriz: "Yavrum ısırır o seni, yer seni, dur bakayım yanımda"  

Burada anne, çevreye demeç vermektedir aslında, çocuğunu neden köpeğin yanına bırakmadığını, köpeğin insan yiyebildiğini, ve de bu gibi durumlarda çocuğuyla nasıl da sakince iletişim kurduğunu izah etmektedir aynı zamanda.  

Ha bir de, eşlerin dışarıda birbirlerine hanımlı beyli hitapları vardır ki, dadından yenmez: "Hanım, hanıım, ben burdayım" " Ay bizim bey, şurdaymış, ben gideyim"  

Bu da, "Biz zaten evde de bu şekilde takılırız" demenin bir yoludur. "Karı, benim çorabım nerede" diyen adamla dışarıda "Hanım" kalıbını tercih eden adam, aslında kesinlikle aynı adamdır.  

Tabi, "Bu benim hanımım haaaa! bu benim beyim haaa!" demek istenen bir başka şeydir ki, biz burada gözlenen kazanç için ikisi bir arada da diyebiliriz.  

Ben şahsen birbirlerine içerde de dışarda da isimle hitap eden eşlerin birbirlerine daha bir muhabbet besleyenler olduğunu sanarım.  

Hah, bir de yürüyüş meselesi vardır, çoğunluk dışarıda yürürken benim " Ben bir yabancıyım yürüyüşü" adını uygun gördüğüm çok ilginç bir stille yürürler.  

Bir kere, dışarıda yürüyen, gözlerini ufka dikmeyi sever, sağına soluna bakmaz. O çok yabancıdır, neden sağa sola baksındır, neden duygusal bir tepki versindir.  

Ne bileyim, güle bak, ağaca bak, küslüğün kiminle, saçtığın olumsuz havadan etkilenilmez mi sanıyorsun?  

İlginç şeydir dışarda olmak meselesi, gençleri farkedilme arzusuyla yüksek desibelde konuşturan da, yetişkinleri sinema oyuncularınca güya karizmatik yapan da dışarıda olmaktır.  

Çocuklar içinse oyun alanının genişlemiş olmasından başka birşey değildir dışarı. Önlerine gazoz koyup, uslu oturmaları için gözbebeklerine de baksanız, masa altında ayacıkları fırıl fırıl oynayacaktır onların.  

Özellikle üstü başı hoş, bakımlı hanımların dışarıdaki tavırlarının düşündürücü olduğunu düşünmekteyimdir.  

"Şimdi hepsi bana bakacak.Öfff" kaynaklı surat asmalarının ise kendilerini daha dikkat çekici yaptığını her zaman ibretle gözlemlemişimdir.  

Esasen lazım olanın, ruhla bağlantıyı koparmamak olduğunu sanarım. İçimizden geleni, olduğumuz gibi olmayı her ertelediğimizde incittiğimiz ruhumuzdur bizim.  

İçi dışı bir olmak lazım diyerek yazıya bir ana fikir şey edeyim ben de. Malum, el içine çıkacak yazımız, biraz ciddiyeti olsun onun da.  

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 44
: 412
Kayıt tarihi
: 13.01.11
 
 

Merhabalar ben bir kamu kuruluşunda görev yapmaktayım, yazmayı okumak kadar seviyorum. Ağırlıkla ger..