Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '12

 
Kategori
Anılar
 

Ben çocukken-6

Ben çocukken-6
 

alıntıdır


Annem çalıştığı için uzunca bir süre babaannem baktı kardeşlerim ve bana.

2000 yılının mayısında seksen yaşını geçerken öldüğüne göre o zamanlar elliyi biraz geçmişti galiba. Fakat babaannem bana hep yaşsız gibi görünmüştür. Sanki bize baktığı o yıllardan öldüğü güne kadar hiç değişmemişti. Gördüğüm yüz hep aynıydı sanki. Akça pakça, pamuk gibi cildi, boncuk gibi gözleri olan bir köylü kadınıydı.

Babam askerdeyken dedem öldüğüne göre demek ki kırklı yaşlarının başında dul kalmış. Ne kadar genç bir dulluk. Sonrasında da köyde kalmayıp çocuklarının yanına İstanbul'a gelmiş. Biz doğduğumuzda artık eni konu İstanbul'lu olmuştu. Cin gibi bir kadındı, her yere çok çabuk uyum sağlardı. Hatta, herkesin ona uyum sağlamasını başarmak gibi de bir yeteneği vardı.

Annemin çalışmaya başladığı tarihten itibaren, daha önce diğer üç çocuğunda da ara sıra kalan babaannem tamamen bize yerleşmişti.

Bize gözüyle bakıcılık yapardı babaannem; annemle arası hiç bir zaman iyi olmadığı için elini hiç bir işe sürmezdi. Ama yemeğimizi hazırlayıp yedirmek gibi bir işi ise aksatmazdı.

Aslında boş durmayı ve parasız kalmayı hiç sevmeyen bir insandı. Para kazanmak için evde çeşitli işler yapardı. Tahta kalıpları vardı boy boy; Tahtakale'den renk renk enli naylon ipler alır, bunlarla çantalar yapardı. Kimden öğrenmişti bilmiyorum, ama bu işte o kadar ustalaşmıştı ki, oturduğumuz mahallede hemen her kadın babaannemin yaptığı çantaları kullanır olmuştu. Yani bir moda başlatmıştı denebilir.

İki tarafı açık, dört bir tarafı enli tahtalardan oluşan bu kalıpların tepesine çiviler çakardı, o çivilere naylon ipleri boydan boya dolayarak kalıbı kapatırdı. Sonra iş enine dokumaya gelirdi. Ucunda naylon ip olan ufak tahta bir iğneyi boydan boya doladığı iplerin arasından yapacağı desenin aralığına göre geçirirdi. Naylonları birbirine yapıştırma işini ise bir kibritle, yakarak hallederdi. Düz, şeritli yahut çiçek desenli çantalar yapardı böyle. Çocuklar için mini boy, genç kızlar için orta boy, pazarda kullanacak olan yahut fazla eşya taşıyan kadınlar için ise büyük boy kalıpları vardı.

Çok zevkliydi biliyor musunuz bu çanta yapma işi. Çok meraklı olduğumdan, babaannem yaparken bakarak öğrenmiş ve ona yardım eder olmuştum. Tabi ki parasız pulsuz:) Cimriydi rahmetli, bize de annemden para alarak bakardı, hatta bir senesinde annem zam yapmadı diye bizi bırakıp gittiğini de bilirim.

Çantalara yardımdan para alamıyordum amma, öyle çok şey öğretmişti ki bana babaannem. Saati mesela, ben okula başlamadan saati okumayı çok iyi biliyordum. Para hesabı yapmayı da. Oturup eni konu öğretirdi bana. Bakkala yollar, dönüşte paranın üstünü doğru mu getirdim diye de kontrol ederdi. Bazen de kendi paralarını belindeki kuşağa bağlı keseden çıkartır saydırırdı bana. Bir de dua; her akşam yatarken kendi okur bana da okuturdu. İlk dualarımı ondan öğrendim, Allah razı olsun.

Annemle iyi geçinemezdi ama, ben onunla çok iyi geçindim. Belki yüzlerce kez aynı şeyleri tekrar tekrar anlattı, bıktım ama, 'of' demedim.

Şahsına münhasır, ilginç bir kadındı. Allah rahmet eylesin.

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..