Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Ben çok kötü bir insanım, ya siz ne kadar iyisiniz?

Ben çok kötü bir insanım, ya siz ne kadar iyisiniz?
 

Sizin de zaman zaman ‘yav ben ne kötü bir insanmışım’ dediğiniz oluyor mu? Doğrusu benim sıklıkla oluyor.

Sonrasında böyle düşünmeme sebep olan durumu irdeliyorum, kendimi ölçüp tartıp biçiyorum, tabii ki kendi iyilik-kötülük kriterlerime göre, evrensel iyi insan ölçütlerine göre değil, bu defa da diyorum ki ‘dinime küfreden müslüman olsa bari’.

Ve avunmaya başlıyorum… ‘yok canım ben böyle kalleş olamam, böyle sırtından vurmam, hani egoizm her insanda varsayım olarak vardır ancak bu kadar da egoist değilim, ne bileyim göründüğüm gibiyim, olduğum gibi görünüyorum, kafamda tilkiler var ama kuyrukları iyi organize olmuş, en azından birbirlerine sürtüp elektriklenme yapmıyor, onun kadar ön yargılı değilim, empati yeteneğim çok şükür gelişmiş’…

Böylece uzayıp gidiyor, göreceli “iyi insan” olma kriterlerim ve diyorum ki ‘o kadar da kötü bir insan değilim’.

Muhatabımın “bana göre” iyilik kriterleri yerlerde sürünüyorken, kendime açıkçası haksızlık etmenin bir alemi yok.

Hiçbir insan doğuştan iyi ya da kötü olarak doğmuyor. Bazı kötülüklerin genetiksel olarak geçtiği ispatlanmıştır ancak çok kötü bir insan dediğimiz birisi bir gün yolda karşıdan karşıya geçmekte zorlanan bir yaşlıya yardımcı olmuştur mesela, bu da iyi bir insan davranışı değil midir? Hani bu insan çok kötüydü?

Öldükten sonra, cenazeniz kaldırılırken hoca soruyor, ‘rahmetliyi nasıl bilirsiniz?’. Cemaat hep bir ağızdan yanıtlıyor ‘iyi biliriz’. Kim bilebilir ki bu cemaatin içinde kim iyidir, kim kötüdür, öldükten sonra bile insanı aklı sıra aklayıp öte tarafa öyle gönderiyorlar. Ya da ölen kişi belki de hayatı boyunca kötülük yapmış birisidir. İnsanların iyi dediği nice kimse gerçekte iyi olmayabilir, kötü dediği birtakım kimseler de iyi olabilir. İyilik veya kötülük insanların keyfine göre değildir ki.

Hoş, iyiliğin veya kötülüğün neye göre olduğunu da halen anlamış değilim, kimisi diyorki evrensel ölçütleri vardır, kimisine göre de toplumun ve insan olmanın vermiş olduğu temel ahlak değerleri vardır, neyse bu temel ahlak değerleri? Neye göre iyisiniz, neye göre kötüsünüz, ne tip insanların kriterleri ile iyi ya da kötü olarak değerlendiriliyorsunuz, bu da önemli.

Bir bakıyorsunuz, birisi en çok haktan, adaletten, doğruluktan bahsediyor ama öte yanda attığı çamurların, pisliklerin, yaptığı kalleşliklerin bini bin para. Gözlerinden ateş saça saça saldırıyor, saldırmakla kalmıyor katakulli ile ahlaksızca kumpaslar kurabiliyor, çok kötü bir insan olduğu halde, sahte iyilik görüntüleri veriyor…ee nerde kaldı hak, adalet, doğruluk.

Zaten ‘ben çok iyiyim, şöyle sevgi doluyum, böyle vefalıyım, böyle doğruyum, en dürüst benim, inançlıyım, hiç yalan söylemem’ gibi güya evrensel iyi insan kriterlerinden en çok bahsedenlerden, bu kriterlerin en çok kendinde var olduğunu düşünenlerden ve bunu sıklıkla dile getirenlerden hep bir adım uzak olmayı tercih ediyorum. Neden mi? Çünkü kazıklar en çok bu tip insanlardan geliyor. Mesela bir insan doğruluktan mı çok bahsediyor, bilin ki onun eksikliği o kişide had safhadadır. Keza ağzından saygı, sevgi lafı düşmeyenleri de görüyoruz. Hele bir nasırına dokunun bakın, nasıl bir şeytana dönüşüyorlar.

Bir de iyi insan olmaya çabalamak, herkese gülücükler dağıtmak değildir. İnsanlara para dağıtmak da iyi insanlık anlamına gelmez. Aç bıraktıktan sonra karnını doyurup, sırtını ısıtmak da. İyi insan olmak, doğru işleri doğru zamanda yapmaktır.

Sanırım, kime iyi insan denir, kime kötü insan denir, bunu hiçbir zaman tam olarak değerlendiremeyeceğiz. "İyi" veya "Kötü", tanım olarak çok net değil, birbirinin içine geçmiş, dağılan renkler gibi. İyi bir insan olup olamadığımızı kendimiz bile anlayamayacağız. Bu yüzden kestirip atıyoruz ya “özünde iyi bir insandır” diye…tam olarak çözemediğimizden, insanın özüne iyilik yakıştırıyoruz, belki de hiç hakketmiyor, özü de çamur dışı da . Görmek istediğimiz gibi görüyoruz galiba!

Mevlana ne demiş;

Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol…

Mevlana’nın söyledikleri gibi olamıyorsan bile bence “hiç “ ol, kötü olmaktan iyidir…

Neyse artık o iyilik denilen şey, ben de herkese ondan diliyorum, “iyi” pazarlar :)

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..