Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '12

 
Kategori
Futbol
 

Ben de Galatasaraylıyım

Ben de Galatasaraylıyım
 

Şampiyonluk Galatasaray Camiasına hayırlı olsun.


Yaklaşık yarım asırdır bu ünlü takımın yani dillere destan şampiyon Galatasaray’ın peşindeyim. Ben fanatik bir spor heveslisi değilim. Galatasaraylı olduğum kadar kanaryalı Fenerbahçe, kartalların şahı Beşiktaş'ı da seviyor ve spor arenasında çalışmalarını takdir ediyor ve de çoğu zamanda alkışlıyorum. Tabi bizlere Karadeniz havasını yaşatan, hatırlatan kimi zaman yeşil sahalarda horonla sahalarda boy gösteren Trabzonsporu’ da unutmamak lazımdır. Buradan öncelikle tüm taraftarlara selam ve saygılar gönderiyorum.  Türk sporunun yıldızları ve ünlü duayenleri Fenerbahçeli Lefter’i, Galatasaraylı Metin’i de rahmetle anıyorum.

Daha çocukluğumda ortaokul sıralarında iken mahalle takımlarında topun peşinde koşarken her nedense hafızalarımızda hep Galatasaray ülküsü vardı. Küçük sporcu arkadaşlarımla birlikte birer beyaz atlet ve sırtımızda annemiz tarafından gelişigüzel dikilen sarı-kırmızı iki şeritle bu atletleri giyer sahaya çıkardık. Topumuz, formamız öyle ahım şahım değildi, basit bir lastik toptu, bezen sporcu ağabeylerimize eski meşin topları alır, aramızda harçlıklarımızdan para toplar bu topu tamir edip, onunla oynardık. İşte o günlerde ( 1958–1960 ) ,biz böyle kırık, dökük, yırtık, pırtık eskimiş toplarla maç yapardık. O günlerin  tadı,tuzu hala dimağımda, Galatasay- Fenerbahçe maçı  bana o günleri hatırlattı.

Mahallemizde iki takım vardı. Biri Galatasaraylı, ötekisi Fenerbahçeli. Dilimizde bir türkü gibi tekrar edilen bir söz vardı: “ Fener dünyayı yener” diye… Hiç kavgamız olmazdı. Mahalli maçlarımızda annelerimizin birer çıkın halinde bizlere verdikleri ceviz, bastık, kuru üzüm, köftür, cevizli sucuk, börek, çörek gibi yiyecekleri maçtan önce sahanın bir kenarında aramızda kardeşçe paylaşır ve öylece bölüşür ,yerdik, daha sonra kardeşçe maç yapardık. Hiç yeni top aldığımızı hiç anımsamıyorum. Son yıllarda öğretmen okulunda öğrenci olduğumuz günlerde basketbol, hentbol ve pingpongla oynamaya karar verdim.

İşte 1958’lerden beri ben hep  Galatasaraylıyım, ama öyle fanatik değilim asla. Bunları birer nostalji bağlamında yazdım. Sarıkırmızılı formaya  aşıktım öteden beri...Bu sevgiyle büyükdük, bugünlere geldik. Asla hiç bir zaman fanatik olmadık, hiç bir vatandaşımızın da  camını kırmadık, bağına, bostanına, bahçesine zarar vermedik,  hep çevremize saygı duyarak  yaşadık,ailemizden  ve büyükerimizde aldığımız bu terbiye ile  büyükdük. Sarıkanaryalar Fenerbahçe de şampiyon olsaydı ben yine de tebrik eder, bunları yazar  ve alkışlardım... Sporcu adam kavgacı değil, ahlaklı ve  barışsever olmalıdır... 

Geçenlerde 12 Mayıs 2012 ‘de Galatasaray ve Fenerbahçe'nin bir maçı oldu. Maç sıfır sıfır berabere bitiyse de aldıkları puana göre Galatasaray ipi göğüsledi ve şampiyon oldu. Şampiyon oldu ama eller ve meşin toplar kana bulaştı. Doğrusu meydana gelen son olaylar hepimizi üzdü, aslında bunlar bir terör olayıdır, bu işi taratarlara fatura etmek doğru değildir. Bu olumsuz olaylarda rol alan provokatörlerin oyunudur. Aklıselim  hiçbir Fenerli'nin işi değildir. Ortalığı karıştırmağa çalışan bazı kişilerin parmağı vardır...

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, bir sözünde şöyle der: " Ben sporcunun çevik ve kuvvetli olmasını isterim, ama ahlaksını daha çok severim” diyor. Şunu vurgulamak istiyor ATATÜRK: sporcularımız çalışkan olsun, becerikli olsun, güçlü, kuvvetli, çevik olsun, ama hepsinden önemlisi bunun yanında ahlaklı ve efendi olsun. Yani adam gibi adam olsun “ diyor.   

Geçen şampiyonluk maçında hiç istemeyen olaylar oldu. Medyadan okuyor ve televizyonlarda Bir vatandaş olarak bundan utanç duyuyorum, hatta utanıyor ve üzülüyorum. Türk sporu böyle mi olmalıydı? Bunlar çağdışı hareketler. Yobazca işlenen olaylar… Ara ya nifak, kanlı bıçaklı kavga, terör ve molotoflu adamlar girdi. Yüzlerce kişi yaralandı, ondan fazla polislere ait arabalar yakılıp geçti. Kullanılamaz hale geldi. Süper lig’e şampiyonun belli olduğu saatlerde Fenerbahçe - Galatasaray derbisinin ardından yaşananları ve meydana gelen şiddet olayları bütün Türkiye’nin tepkisini  çekti. Emniyeten aldığımız  bilgilere göre bu maçta daha önce hazırlanan marjinal grupları işaret ediyor. Hatta araya 300,500 civarında paralı kişilerin yer aldığını bizim medyamız yazıyor.

Yine edindiğimiz  bazı bilgilere göre ilk defa bir futbol maçında Molotof kokteylli kullanılması bazı bölücü ve yıkıcı teröre bulaşan grupların devreye girdiği iddiaları vardır. Ortada. Buları medyadan öğreniyoruz. Olaylara şahitlik eden vatandaşlarımızın verdiği bilgiler ise tüyler ürperticidir. Şükrü Saraçoğlu Stadının çevresinde bulunan iş yerlerine yapılan saldıranlar hakkında saldırganların esnaftan bıçak bile istediklerini basından okuyoruz...  Ali. A.  bir vatandaşın ” burada 9 yıldır esnafım, şimdiye kadar böyle bir taraftar görmedim. Bunlar çıldırmış gibiydiler. Bunlar Fenerbahçe taraftarları olamaz, hayret ettim doğrusu “diye bilgi veriyor. Bunlar cahil insanlar değildir.

Yine gözaltında olanların bir kısmının doktor ve öğretmen olduklarını söyleyenler vardır. Bunlar nasıl aydın insanlar. Yine Haber Türk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, olaylardı 300 kişilik bir grubun çıkardığını ileri sürüyor ve bunları kendi köşesinde dobra dobra yazıyor. Yüzden fazla yaralanma on polis arabasının yakılması ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin meydana gelen maddi zarar 1 milyon 366 bin TL olduğunu yine medyadan öğreniyoruz. Bu bir milli servetin yanı sıra 17 İETT otobüsüyle toplam 85 otobüsü hedef aldı. Çeşitli semtlerde 125 durağın camları hunharca tahrip edildi, kırıldı, parçalandı, 14 durağın tamı tahrip edildi, yaklaşık 250 cam kırıldı.

Bu araçların servise çıkmaması nedeniyle maddi hasarın 841 bin 500 lira olduğunu yine basından öğreniyoruz. 5 ambulans ve 1 itfaiyeninse zarar gördüğünü öğreniyoruz. Yahu söyler misiniz yapılan bu saldırılar neyin nesi? Çağdaşlığın ve medeni olmanın, insan ve erdemli olmanın neresindeyiz? Bunların ahlaki etik bir yönü var mı?

Sonuç olarak, bu Fenerbahçe'yle yapılan derbi maçında, Galatasaray’ın 18. zaferi oldu. Bir takımın yenilmesi kıyametin sonu da değildir. Fenerbahçe Kulübünün Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bir önce aklanmasını diliyorum. Ancak üzücü olaylar tüm Türkiye’yi üzdü. Başta milli futbolcu Fatih Terim’i ve tüm Galatasaraylı sporcuları ve taraftarlarını, camiasını,  yöneticilerini A’dan Z’ye tüm emeği geçenlerini candan kutluyor ve tebriklerimi sunuyorum.

Sarı kanaryalı gözde takım Fenerbahçe’ye de hem geçmiş olsun diyor, hem de gelecekte tüm Fenerbahçe mensuplarına, camiasına, değerli sporcularına sağlık ve başarılar diliyorum. Bir daha böylesi kötü günlerin ve nahoş olayların meydana gelmemesini diliyorum...

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..