Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ben dilimden utanmıyorum; ama bu kampanyalar neyin nesi?

Ben dilimden utanmıyorum; ama bu kampanyalar neyin nesi?
 

Pazar sabahları Hürriyet İK'yı aldığım zaman mideme kramplar giriyor..

Arka sayfada maymun edilmiş birtakım insanlar dillerini çıkarmış veya göstererek "dilinizden utanmayın" diyor... Bu kampanya yaratıcıları haricinde dilinden utanan insana rastlamadım ben... Kafa-break de yaratılmış bir kampanya gibi duruyor... İnanın ben bu kampanyayla ne amaçlandığını ve reklam yaratıcılığına ve bize ne kazandıracağını merak ediyorum.

Derneğin adı RYD sanırım önceden reklam yazarları/ (üyelik yapılarına bu daha çok yakışıyor) derneğiymiş. Zaten üyelerinin yüzde doksandokuz nokta dokuzu reklam yazarı çok az sayıda gr ve rsy var (onlarda böyle yazmış)...

Şimdi biri bana bu kampanyayı neden hazırladıklarını açıklasın... Bu memleketin en aydın geniş düşünmesi gereken insan grubu bir akademik münazaraya özenmiş ve dilimizle uğraşıyor... Yirmi birinci yüzyılda -Allah'tan reklam yazarları çoğunlukta- bir yığın insanın uğraştığı şeye bakar mısınız?

neymiş dilimiz kirleniyormuş! Hadi canım... Hangi dil... Türkçe... Orta Asya'dan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan topraklarda konuşulup yazılan, her geçen gün gelişen bu dilin neresi kirleniyor... Ya böyle bir şey dünyanın neresinde var bir bilen varsa söylesin... Türkçe'yi kurtarmak size mi düştü? Hem kim karar verdi türkçenin kirlendiğine... Bakın dergilere gazetelere duru berrak bu dili herkes anlamıyor mu? Siz akademisyen misiniz? Reklam yaratıcısı mı?

Elbette Türkçe gelişecek, genişleyecek... Başka dillerden katılanlar ve içinde geliştirdikleri ile toplumsal gelişmeye uygun olarak tüm eski coğrafyalarımıza yönelecek...

şimdi müşterinize ve ürününüze en uygun markayı, ürün adını veya reklam metnini akademik kaygılarla sözlüklere bakarak mı yazacaksınız? yoksa onun adına en çarpıcı ve stratejik çıkışları, sözcükleri ve metni bularak mı? bazen bir nida, bir sembol bir şekil iletişimi sağlamaya yetiyorsa doğru tamda oradan başlar...

Beyler komik olmayın. Yaratıcılıkta dili sınırlamak yoktur ve bu siz istediniz diye de olmayacaktır... Akademisyenleri anlıyorum, meslekleri... Siyasileri anlıyorum, bir şeyler söylemeleri gerekiyor... Ya size ne oluyor...

Yeterince kamplar yokmuş gibi başımıza son günlerde bir de dilde kamplaşmayı çıkarıyorsunuz... İşinize bakın yazınızı yazın. Sonra kelimeleri tek tek sözlükten kontrol edin kaçtanesi Türkçe, Farsça, Arapça kökenli diye...

Son söz... Evren tek düzen ve tek dile giderken din, dil, etnik ayrımları desteklemek... Teşvik etmek... Coğrafyamızı sadece Misaki Milli sınırlarına ve saf dil, ari dile bağlamanın kafatasçılıktan bir farkı yoktur... Gericiliktir... Kaynağı yasakçılıktır..

Bir haberle bitirmek istiyorum... Bazı bölgelerde dükkanlara Türkçe ad koymayanlara ruhsat verilmiyormuş... Bilesiniz... Dedim... Bunun ardından ne yasaklar gelir acep... Bu arada aynı kaymakam gelip bu arkadaşların etkinliklerinden biri olan copy break in adını kafa break olarak değiştirebilir...

www.kamca.org
www.kamca.net

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..