Ben ettim sen etme!

Şu pazar yazısı denen zımbırtıya ben de el attım.

Şimdi tatil günü insanları yok siyasettir yok hükümettir sıkmayalım.

Neyse;

Bir genç kızımız var.

Yaşı 18 bilemediniz 19.

Üniversiteye hazırlanıyor.

Tutturdu ''ben evlenmeyeceğim'' diye.

Sanki evlen diye zorlayan var.

Bu ne acele?

Neden dedik.

''Baksanıza çevrede ne kadar çok mutsuz evlilik var. Ya ben de öyle olursam.''

Eğer dünkü yazıda anlattığımız gibi tek tip bir evliliğe denk gelirse haklı olabilir ama garantisi var mı?

Binlerce iyi evlilikte var.

50 sene birlikte olup 1 kere bile kavga etmeyenler de var.

Ama insanoğlu işte.

Hep olumsuzu görür.

Daha yolun başında tutturur ben evlenmem diye.

Peki ne yapacağız?

Kızımız ekliyor ardından.

''Erkeklere de hiç güvenmiyorum''

Erkekler de çok üzülmüştür eminim.

Erkekler öcü mü?

Sen de iyilerini seçeceksin.

*

Evlilik kurumu çok boyutlu bir yapı.

Herşeyi kapsıyor.

İşin içinde maddiyat da var maneviyat da.

Dünyadaki herşey değişirken evlilik kurumu reform geçirmeden en eski haliyle durmakta.

Oysa dünya değişiyor.

İnsanlar değişiyor.

Dolayısıyla birliktelikler de değişmek durumunda.

Bu nasıl olacak?

Önyargılardan arınacağız ilk başta.

Öyle güvenmiyorum demekle bu iş olmaz.

Bu konuda Remzi Kitapevinden çıkan ve alanında okuduğun en iyi kitaplardan birisi olan ''Evlilik Okulu'' kitabını önerebilirim.

Birçok uzman ve akademisyenin katkılarıyla oluşturulmuş güzel bir kaynak.

Aile olmak kolay değil.

''Adam gibi adam yok biz ne yapalım!!''

Bulacaksın.

Bulan nasıl buluyor.

Ayrıca düşünmek lazım sen ne kadar iyisin de iyi adam bekliyorsun.

Herşey karşılıklı malum.

''Kadın milletinde iş yok evlilik falan boş''

Böyle diyenlerin evli olması şaşırtıcı değil mi?

Zaten Türkiye'de bir fenomendir.

Evliler bekarlara aman ha evlenme der sürekli.

Sigara içenler içmeyenlere aman ha içme der.

Aşık olanlar olmayanlara aşk, meşk yalan der.

Bunun Türkçesi de biraz eski film diyalogları gibidir.

''Ben ettim sen etme''

Özgün Kaplama