Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '13

 
Kategori
Deneme
 

Ben Gençliği Bilirim, Siz Yaşlılığı Bilir misiniz?

Ben Gençliği Bilirim, Siz Yaşlılığı Bilir misiniz?
 

 

Bazı şarkılar vardır, şairin dediği gibi aşk söküklerini diker; bazı şarkılar da vardır alır geçmişe götürür…  Az önce radyoda Orson Welles’i dinlerken aklımdan neler geçmedi ki! “ I Know what is to be young / But you don’t know what it is to be old” derken; “Ben genç olmanın ne demek olduğunu biliyorum, fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmezsin” demek istiyor, o büyüleyici sesiyle.

Acıtan bir gerçekliktir aslında, yaşlı adamın genç sevgilisine söyledikleri. Arkamıza dönüp baktığımızda dolu dolu yaşanmış bir hayat görsek de yaşlılık bir Kasım karamsarlığıyla sarmalar ruhumuzu. Bazen yaşama sevdalı olmak bile yetmez, birden serseri bir hüznün kollarında buluveririz kendimizi.

“Hava puslu ve soğuk / Kırlar koyu kırmızı, saman sarısı, ölü yeşil / Kış gelmek üzere, oysaki gönül / Kışa girmeye hazır değil.”*

Evet, kışa girmeye hazır değilizdir… Yaprağımıza henüz Eylül bile düşmemiştir. İçimizdeki orman yemyeşildir inadına. Ama yetmez…

Sevmek utanılacak bir şeydir yaşlılıkta.

Yarına yönelik umutların olmadığı gibi, aşka da yer yoktur! Hani, ateşini ve dumanını içinde saklayarak yanmak denir ya, öyle bir şeydir kışa girerken aşkı yaşamak… Yaşanan her şey gibi, aşk da yaşanmış yılların imbiğinden geçer bu mevsimde. Onun için arı-duru, beklentisiz, saklı ve özeldir. Bazen, içselleştirilmiş bir masal; bazen, hüznün amentüsüdür…

Her mevsimi yaşadıktan sonra, bu son mevsimde hala “İçimizde yenemediğimiz bir yaz olduğunu” fark ederiz Camus gibi. Ve aslında ruhumuzun ebedi bir yaz yaşadığını yine bu mevsimde anlarız…

Ve de biz yaşlılar, gençliği çok iyi biliriz!

Siz gençler, yaşlılığı bilir misiniz?

 

*Nazım Hikmet

 
Toplam blog
: 235
: 2079
Kayıt tarihi
: 26.09.07
 
 

Burada yazarken kim olduğumuzun, ne olduğumuzun bir önemi olmadığını düşünüyorum. Önemli olan yaz..