Ben güvenilmez yazarım!!!

Ben güvenilmez yazarım!

Benim ipimle yazıya girilmez!

Ben bugün öyle yazarım yarın böyle yazarım!

Artının olduğu yerde eksi de olur değil mi? Mesela iyi olanı anlamamız için kötüyü kıstas alırız. Ya da kötü olan bir şeyi iyi olanla kıyasladığımız için tespit ederiz değil mi? Evet evet! Aynen de öyle. Kalitelinin iyi olduğunu kalitesizin getirdiği tecrübe belirler. Şimdi bu MB’larda güvenilir yazar arkadaşlarımız var dimi? Valla hepinizi duyar gibi oluyorum. Hep bir ağızdan var dediniz. Tamaaaam! İşte güvenilir yazarın olduğu yerde de güvenilmez yazar vardır! Zaten olmasaydı güvenilir yazara gerek kalmazdı. İşte bu noktada kafam karışmaya başlıyor benim. Zira eğer ben güvenilir yazar değilsem geriye bir tek güvenilmez yazarlık kalıyor. Haa eğer ille de ak veya kara değil gri de var deniyorsa o zaman “Az güvenilir “ yada “ Güvenilir-Olmak-Üzere-Yazar” yada “Son –Anda-Iskaladı-İnşallah-Bir- Daha ki-Sefere- Güveneceğimiz-Yazar” gibi kategorilerde olabilir tabii. Bu kıstasların neye göre belirlendiğini bilmiyoruz. Yani önerilme oranımız mı? Yada reddedilme oranımız mı? Neye göre kategorize edildiğimizi bilmiyoruz. Yani biz güvenilmez yazarlar bilmiyoruz. Güvenilir yazarlar biliyor mu bilmiyorum. Ama hani diyorum ki bize de söylensede bizde birazcık güvenilir yazar olma yolunda mücadele versek.

Nedir bu güvenilir yazar abi ve ablalarımızın güvenilmez biz toylara göre avantajları?

Yazılarının editör kontrolünden geçmeden direk yayına alınması mesela.

Tamaaaam geldik mi şimdi yine ak ile kara meselesine? Geldik geldik! Yani güvenilirinki kontrolsüz geçiyorsa güvenilmezinki, karalığının koyuluğuna göre, duble veya tripleks kontrollümü geçiyor? Öyle ya! Güvenilmezlik derecesine göre, Geç! Bekle! Daha fazla bekle! Beklemekten mosmor ol! gibi bir sınıflandırma olsa gerek. Şimdi ben güvenilir yazar olmaktan çoktaaaan geçtim. ( Kedinin ulaşamadığı ciğer mundarmış ya, biraz ona benzedi bu benimkisi ) “Beklemekten mosmor ol” kategorisinden kurtulmanın yolunu arıyorum hepsi bu.

Geçenlerde sevgili başbakanımızın kendi söylediği sözler üzerine kurduğum siyasi bir oyun yazısının dışında ( tabii ki reddedildi ) siyasi yazıda yazmıyorum. Bloglarda kimseciklere çatmıyorum. Hatta kavga olan sayfalardan anında tüyüyorum. Ama halâ “ Beklemekten mosmor ol ! “ kategorisinde sürünüyorum.

İşlerimin yoğunluğu nedeniyle genelde haftasonları yazabildiğim için dikkatimi çeken bir durum söz konusu. Bu pazarın muhtarı olarak bilinen ( O da bildiğim kadarıyla güvenilmez yazar ama kategorisi “ Beklemekten mosmor ol!” değil.) Ümit Culduz’dan aldığım istihbarata göre; haftasonları nöbetçi editör abi ve ablalarım varmış MB’de. Bu nöbetçi editörlerde öyle her güvenilmez yazarın yazılarını yayına alamıyorlarmış. Yani artık benim halimi siz düşünün! Pazar günleri yayına verdiğim her yazıyı pazartesiye kadar bekliyorum. Sonra yazı pazartesi gününün tarihiyle manşete çıkıyor. Manşetten düşünce “ diğer bloglar linkine bastığınızda 5-6 sayfada pazar günü beklemeye başladığım an itibariyle yayında görünüyor.

Olacak iş mi şimdi bu? Hem güvenilmez yazar olarak handikapımız var hemde durmadan manşetten şutlanıyoruz. Yani bu şartlar altında ortalama okunma sayısını 500 küsürlerde tutupta 1400 tane yorum alabilmiş olan Sn. Culduz’un karşısında şapka değil fanila bile çıkartılır ( sadece erkekler için geçerlidir fanila kısmı)

Uzun lafın kısası: Çok sevgili editörlerimiz, ne olur biz “ mimlenmiş, güvenilmez yazarlara “ entegre olabilmemiz için bir katalog çıkarın veya bir klavuz verin elimizde azıcık güvenilir olma şansımız olsun. Resmen beklemekten mosmor değil, lâcivert falan olduk. Yani aksi halde içimizden ciddi anlamda sinir hastaları türeyecek diye çekincelerim var.

Bu yazıya imza atarak MB’ları bu manevi işkenceye son vermeleri konusunda uyarmamız gerektiğini düşünüyorum. Arkadaşlar! Kararlılığımızı belli edelim, aksi halde daha çok morarırız biz. ( Al işte yine tutamadım dilimi, yine kanıtladım güvenilmezliğimi. Şimdi bu son cümleyi yazıp kazan kaldırmaya kalkmasaydım olmazmıydı yani? ) Ben şimdiden reddedildi linkini yoklamaya başlıyorum.

Hadi bana eyvallah.