Ben hangisiyim?

Yeni blog dostlarımızdan Nedim Üstün , ' Sen hangisisin? ' başlıklı bloğuma yazdığı yorumda; arkasından bir de ' Ben hangisiyim? ' gelir mi acaba diye düşündüğünü belirtmiş. Bu soruyu elbette kendime de sordum yazımı yazarken. Kendime verdiğim yanıt megalomanca karşılanır diye çekinmiştim yazmaya. Ama Nedim dost yazmamın daha iyi olacağını yineleyince yazmaya karar verdim. Branşı psikoloji olduğu için, benden daha iyi bilir diye düşündüğümden...

Ben buyum işte;

Yüreğime kuş kanadı dokunsa, canım yanar benim.
Bu yüzden sevdiklerimin yüreğine tüy bile dokundurmaya çekinirim.

Öfkemi dizginlemeyi, neredeyse her zaman başarırım.
Küpüne zarar veren keskin sirke gibi, zarar görür ruhum, bu dizginleyişten.

Sevdiğim insanlar için onlarca Tac Mahal vardır gönlümde.
Aşk her şeyi affeder mi sözüne yanıtım hep ' Evet ' tir.

Biri fok balığının kafasına vurup öldürdüğünde,
Benim başımdan kan damlar.

Ne zaman aç bir insan / çocuk görsem,
Ömrüm boyunca yediklerimi kusmak isterim.

Evrenin sırlarını da sorgularım,
Hakkım yendiğinde, gününü bekler, hesap da sorarım.

Bilerek, fındık içi kadar haram yemedim,
Milyarları bir arada bir kez bile görmedim.

TÜL gibi İNcedir ruhum,
Poyraz yemiş bir ince dal gibi kırılganlığım bu yüzdendir.

Kırıcı bir cümleyle dibe vurur,
Bir gülücükle hayata tutunurum.

Kibir, kin, şımarıklık, mızmızlık, tembellik yazmaz kitabımda,
Sevgiyi hecelerim günümün her anında.

Not; Bu yazıya ilham olan bloğum;

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=189980