Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ben hiç Atatürkçü yetiştirmedim!

Ben hiç Atatürkçü yetiştirmedim!
 

Gündem ile ilgili pek yazmıyorum ama kendimle hesaplaşmamı sağlayacak bu yazıyı yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Gerçektende başlıkta söylediğim gibi “ben hiç Atatürkçü yetiştirmedim”. Halbuki Atatürk’e ve kurduğu sisteme karşı olanların neler yaptıklarının farkında oldum her zaman. Zaman zaman çeşitli ortamlarda sıkıntılarımı ve tespitlerimi dile getirdiğim oldu ama işin doğrusu hiçbir şey yapmadım. Bir şey yapmayı düşünseydim bakın neler yapmam gerekecekti;

Onlar(Atatürk yada mevcut sistem karşıtları için bu kelimeyi kullanacağım) kendi alanlarındaki kitapları okumayı özendirdiler, o konulardaki kitapları çoğu zaman bedava bastırıp dağıttılar. Benzeri çalışmaları bizlerde(Atatürkçü olanlar) yaptık ama asıl konu atlandı; okunanların bir arada tartışılması. Onlar okuduklarını bir araya geldikleri özel mekanlarda tartışarak bir düşünce biçimine getirdiler, Bizler ise rahat koltuklarımızda, gece yataklarımızda uyku öncesinde okuduk ve bunları hiç kimse ile ne tartıştık ne konuştuk. Magazin dergilerindeki haberleri yada NBA haberlerine daha fazla efor harcadık. Kaçımız Atatürk’ün Söylev’ini kendi arkadaşları ile tartışmıştır? Bazılarımız rakı masalarında ülkeyi kurtarmaya çalışırken kayboluyorsa yada rakı olmadan Türkiyeyi kurtarma gündemi olmuyorsa, bazıları vicdanlarını rahatlatmak için bir şeyleri yapıyor-muş gibi davranıyorsa sizce neyi ne kadar başarabilirsiniz? Şu Çılgın Türkler kitabı son dönemde çıkmasaydı Kurtuluş Savaşı’nı bile sadece ilgili özel günlerde hatırlar olmuştuk.

Onlar neredeyse 30 yıldır yılmadan ve usanmadan amaçlarına ulaşabilmek için çalışıyorlar. Herkes birbirine destek oluyor. A’nın çocuğunu B yanına(himayesine) alıyor bu arada düşüncelerine ilişkin eğitim ve öğretim aksamadan devam ediyor. İsteyerek yada beyni yıkanarak taraftarlar oluşturuluyor. Onlarında sizin gibi “ekmek” kaygısı ve koşturmacası var ama düşüncelerini yaymak ve bu ülkeye yerleştirmek için ciddi bir azimleri ve inançlarıda var. Bizler, yok okul derdinde, yok ekmek parası derdinde, moda, eğlence, internet, blog derken bilinçli ve sistemli uzun vadeli bir çalışma olmadığı için ancak yumurta kapıya geldiğinde feryat figan ediyoruz. Ayrıca bir tenkidim var burada; bizim istihbarat teşkilatlarımız dünyanın en iyileri. Bu 30 yıllık çalışmanın farkında olmalarına ve eminimki ilgili yerlere, -ki bu ülkenin okullarında okuyup, ekmeğini yiyerek oturdukları yerlere gelenleri kastediyorum, ilgili raporları sunmalarına rağmen ya istedikleri için yada işlerine gelmediği için “gıklarını çıkarmamalarına” çok kızıyorum ve üzülüyorum.

Onlar, belediye okulları kurarak şehir yönetimlerinde ve doğal olarak siyasette uzmanlaştılar, seçim zamanlarında kendilerine oy verecek tüm kitlelere üşenmeden tek tek ulaşarak alabilecekleri oyun tamamını aldılar. Bizlerin çoğu oy vermedi, parti liderinin karakteri ile uğraştı, ak dedik kak dedik hem bölündük hemde oy vermek için yeterince inanacağımız adam gibi liderleri başımıza getiremedik. Bizim dağılmamızın, parçalanmamızın sebebi onlar değil, hatayı kendimizde aramalıyız.

Onlar ciddi bir birliktelik içerisinde hem düşünsel hemde finansal birliktelikleri sağladıklarında ve üstelik yönetim katmanlarında ciddi yerler tutup, prestij ve gelirlerini artırdıklarında çığ gibi büyüyen bir güç oldular. Bizler ise hala parça parça birbirinden kopuk, herkesin kendi tarafına çekmek istediği çeşitli radikal görüşlerinde yer aldığı parmaklar olarak kaldık. Onların yaptıkları amaçlarına ulaşabilmek için yapmaları gerekenlerdi. Aynı kararlılığı bizimde göstermemiz lazım.

Son olarak, biz bu ülkeyi seven insanların yapması gerekenleri yapmıyoruz. Bu ülkeyi daha ileriye taşıyacak birlikteliğe ve doğal olarak düşünce birliğine gelebilmek için belkide en baştan başlamamız gerektiğine ikna olmalı, küçük ve kararlı adımlarla kaybettiğimiz 30 yılı geri almaya çalışmalıyız. “Herkes kendi önüne baksın” mantığı ile önce ailemiz ve sonra çevremizde çağdaş Türkiye bilincini geliştirmek için bir şeyler yapmaya başlamak lazım. Bunun için önce “düşünce tarzımızı” değiştirmeli, sadece muhalefet olup hata bulmakla değil, nasıl Atatürkçüler yetiştirebileceğimizi düşünmeli, Türkiye’nin nasıl daha iyiye ve ileriye gidebileceğine yönelik somut adımlar atmaya çalışmalıyız. Belki geç ama ben artık Atatürk bilgimi genç insanlarla, bu konuda ilkokuldaki bilgileri ilekalmış olanlarla paylaşmaya başlayacağım.

 
Toplam blog
: 578
: 5372
Kayıt tarihi
: 23.06.06
 
 

Superonline danışmanlık, İktisat Bankası' nda ilk palm bankacılığı uygulaması, 5 yıl Garanti E-Ticar..