Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '06

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Ben hiç tanımadım onları ...

Ben hiç tanımadım onları ...
 

Babaanneler, anneanneler ile ilgili bolgları okurken içim cız ediyor biliyor musunuz arkadaşlarım...

Çünkü ben onları hiç tanımadım. Ben doğamadan vefat etmiş Babaannem anneannem ve dedelerim. Çocukluğumda yaz tatillerinde arkadaşlarım annaneme babaanneme gideceğiz dedilermi içimden o kadar çok üzülürdüm ki. Neden benim onlarım yok diye... Kendimde büyük eksiklik hissederdim. Çocuk psikolojisi simdi düşünüyorum o zamanlardaki o ezikliğimi ne büyütürdüm içimde.

Keşke tanıyabilseydim, keşke onlarla çocukluğumu yaşayabilseydim. Annem babam kızdığında onların kanatlarının altına girebilseydim... Annem babam harçlık vermediği zaman gidip gizli gizli onlardan isteyip şeker çukulata alabilseydim... Ne güzel olurdu... Benimde onlarla ilgili anlatacak anılarım olurdu.

Babama Anneme anlattırırdım onları çocukluğumda. Babamın etrafına toplanır masal gibi dinlerdik. Dedeniz Çocukları çok severdi keşke sizleri görebilseydi der... Çok istemiş torun görmek ama ömrü yetmemiş... Babam Onlarla ilgili yaşadıklarını anlatırdı bize, dedemden izinsiz İstanbul a gelişini, alışveriş yaparken dedemi nasıl bunaltığını...

Babam çocukken saat istiyormuş. Tutturmuş illa alınacak. Dedem oğlum şimdi alacak durumda değilim sırası değil sonra alırız dermiş, ama ben diyor laf söz dinlemiyordum... Dedemi o kadar bunaltmış ki bir türlü vazgeçmemiş isteğinden. Dedem de kırmayıp almış o saati ama demişki; '' Evladım sende baba olunca anlarsın beni, senin çocuğunda aynısını sana yapar demiş''... Ve bunu ben ilkokula giderken tuturduğum bir şeyi aldırdığımda anlattı babam. Demek bende çok bunaltmışım babamı.

Bir başka anısı da; Babam evlenmiş İstanbula yerleşmiş ve dedem rahatsızlanarak yanlarına gelmiş. Tedavi olmuş biraz iyileşmiş. Birgün babamdan kendisini İstanbuldaki Büyük camileri gezdirmesini istemiş. Fakat babam o an müsait olmadığı için götürememiş dedemi... Vakti olduğunda da dememiş yada aklına gelmemiş hadi baba götüreyim gezdireyim camileri diye... (Babam bu anısını anlatırken hala gözleri dolar.) Aradan çok zaman geçmeden de dedem vefat etmiş... Babam şu an keşke götürseydim keşke der der gözleri dolar... Dedemin o isteğini yapamadığı için çok pişman hala babam içinde acı kalmış...

Annem de anneannemle ilgili anlatırdı. Annem annesini kaybettiğinde 7- 8 yaşlarındaymış. Dayımın doğumundan kısa bir süre sonra vefat etmiş. Doğumdan sonra rahatsızlanmış birkaç gün hasta yatakta yatmış. Eskiden de öyle pek doktora götürülmezmiş. Neden öldüğünü bilmiyorduk diyor annem.

Birgün okuldan gelmiş anneannem iyice fenalaşmış... Ben kötü birşeyler oldugunu anlayabiliyordum diyor annem. Anneme demiş ki '' Çabuk kızım ismini söylediği teyzeni bana çağır demiş ona söyleyeceklerim var demiş... Bana söyle anne demiş... Sen küçüksün daha anlayamassın dediklerimi sen git o teyzeyi bana çağır diye üstelemiş... Annem hem ağlayarak hem korkarak koşarak o kadına gittim diyor. Çok çabuk annemin yanına gelmesini annemin onu istediğini çocuk haliyle anlatmış çarçabuk!... Fakat o teyze şuan elimde işim var bitince gelirim demiş... Annem üzülerek geri dönmüş... Teyze bir iki saat sonra gelmiş fakat Anneannem o gelmeden vefat etmiş...

Annem hala derkii; ne söyleyecek ti, ne sırrı vardı, içinde o sırla öldü der... Ve hala o teyzeyede kızar hemen gelmediği için...

İşte böyle, Benım anneannem Ve babaannem ile ilgi anılarımda böyle...

NUR İÇİNDE YATSINLAR MEKANLARI CENNET OLSUN...

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..