Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '07

 
Kategori
İnsan Kaynakları
 

Ben iş arayan bir tembelim

Binbir umutla iş arayıp dururuz. Her türlü imkanı zorlarız. Ya da zorladığımızı sanırız. Ama şeytan ayrıntıda saklıdır. Bir yerimizden yakalar bizi işsizlik, bırakmaz yakamızı, bir türlü sabah erkenden kalkıp, günde en az 8 saat çalışıp, kendimizi büyük çarkların küçük dişlileri gibi hissedeceğimiz bir iş bulamayız.

Katillerin pek çoğunun sıfır hatayla cinayet işlemediğini bilir misiniz? İçlerindeki bir dürtünün kendilerine ait bir iz bırakmayı istediğini, yakalanmamayı çok istemekle birlikte, kendisine benzeyen bir beynin cinayet kusurunu bulmasını istediğini..

İnsanın doğasında tembellik olduğunu da bilirsiniz. Aslında çalışmak hiç istemediğimiz bir şeydir. Her insanın özünde dinlenmek, eğlenmek, boşlukta dikey ya da yatay sallanmak vardır. Pek çok insanın hayalinde çalışmadan para kazanmak ve kazandığı o paradan sonra mümkünse hiç çalışmamak vardır. Bilirsiniz, bilirsiniz..

Bizler de yakalanmak isteyen katiller gibi miyiz acaba..Bir yerinden, bir çıkış yolundan, bir bacadan kaçıverme ümidiyle, iş ararken bir yandan da "yok yok, otur" diyen seslere mi sahibiz..

"-Başvurdum mu?" "-Başvurdum" diyerek gayet kendinden emin, aslında kusrunu örten bir halde değil miyiz?

Öyle değilsek neden gereklilikleri yerine getiremeyenlerdeniz?

İlanlara bir bakıyoruz. "En az iyi derecede ingilizce bilen", "3 yıl tecrübeli", "Fotoğrafsız başvurular dikkate alınmayacaktır" yazıyor. Neden yazıyor. Bizler için. Çünkü biz bir ilan gördüğümüzde gerekli niteliklerin tümüne değil yarısına sahipsek başvuruveriyoruz. "Ya tutarsa.." hesabı. Kendi kendimize mazeretler buluyoruz ve itinayla başvuruyoruz."Bu sektörde 3 yıl tecrübeli değilim ama x sektördeki 3 yıllık tecrübem kayda değer", "İngilizce bilmiyorum ama bilgisayar bilgim bir yabancı dile bedel", "nasıl fotoğraf göndereyim, yeni çekilmiş bir fotoğrafım yok ki", "tecrübelerimi yazmadım, çünkü çok daldan dala atladım, hele bir çağırsınlar ben anlatırım, onlar da beni anlarlar", "ben aradıkları adamım" diyoruz. İçimizden..

Dışımızdan, bizi aşan kesimlerden nasıl komik gözüktüğümüzü hayal edebiliyor muyuz?

Vesikalık süsü verilmiş, paylaşmanın ne yeri ne de zamanı olan fotoğraflar..

Boş bırakmış cevap bölümleri. Bazılarımız gizlemiş askerlik yapıp yapmadığını, bazılarımız 10 yıllık tecrübeliyim demiş ama altını dolduramamış. Bazılarımız iş tecrübesinin altına şirketinin büyüklüğünden bahsederek nokta koymuş.

Ön yazı yazılmamış, başvuruyla özgeçmiş ilişkilendirilmemiş..

İnsan Kaynakları yetkilileri "O belki sensin" diyip, özgeçmişimizi çekivermek için sabırsızlanıyor. Aradığı çalışma arkadaşını bulmak için her bir özgeçmişe umutla bakarken, gördüğü manzaraki boşlukları tamamlamak için iç alemlere dalıyor. "Orayı eksik bırakmış ama belki..", "Şu fotoğraf da olmasaymış iyiymiş ama.." "Bizim şirketin şu pozisyonuna neden başvurmamış acaba.."

Onlar da insan.. Dedektif gibi ararken, karşılıklı vakitler çalmama çabasında .. Bir yerde dur deyiveriyor size ait sorulara. "Evet, iş arıyor.. ama tembel!" yaftasını yapıştırıveriyor özgeçmişimize.

Haketmiyoruz bunu, değil mi? "O yorum gelmesin, lütfen.."

Ama geliyor arkadaşlar. Ne yazık ki.. İnsan Kaynakları diyor ki; "Başvurunuz incelenmiştir. Niteliklerinize uygun bir pozisyon bulunduğu taktirde başvurunuz değerlendirmeye alınacaktır"

Diyor arkadaşlar.. Biz neyi nasıl yapmamız gerektiğini bilir de yapmazsak.. Yakışanı değil de, işimize geleni yaparsak.. Ağacın arkasına saklanmış fil gibi sırıtırız, gözükmek istemediğimiz yerimizden. Filliğimize ses çıkarmazlar, saygı da duyarlar muhakkak. Ama filliğimizi saklayarak saygı uyandırabilir miyiz..

Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmezmiş. Gelin şu "iş başvurusu" işini olması gerektiği gibi, adabıyla yapalım. İyi başvurular sunalım, tüm yazdıklarımızın arkasında duralım.

Yoksa "İş arayan bir tembel" olduğumuzun sinyallerini verdiğimizde, kendimizi ebelenmiş gibi hissetmeyecek miyiz?

 
Toplam blog
: 68
: 931
Kayıt tarihi
: 30.12.06
 
 

Yazmadan duramaz. Öğrenmeden duramaz. Sevmediği yerde durmaz.   ..