- Kategori
- İstanbul
Ben İstanbul'u dinliyorum ama o beni dinlemiyor...
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı
önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor yapraklar ağaçlarda,
Uzaklarda çok uzaklarda,sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.
Orhan Veli Kanık
Ne güzel yazmış Orhan Veli, anlatılanlara göre İstanbul eskiden gerçekten bir kültür mozağiyiymiş. Tabi şimdide öyle olabilir kısmen... Ama artık sokaklara baktığımda gördüklerim sadece güzellikler değil. İstanbul'un o güzel ahşap evli sokakları, yerini gecekondu yığınlarına bırakmış. Bende hatırlamıyorum tabi o Beyoğlu'na iki dirhem bir çekirdek çıkılan zamanları, ama yine de anlatılanlardan biliyorum biraz. Etrafınızda yaşlı birileri varsa muhakkak anlattırın o yılları. Şimdiki gibi hırsızların, kapkaçcıların, tacizcilerin ve tinercilerin ortalıkta cirit atmadığı, çantalarını sıkı sıkıya tutup arkasına bakarak yürüyen, zarar gelir diye kimseyle konuşamayan, yani bizim gibi olmayan o insanlaarın yaşadığı dönemi anlatsınlar.
Bana bazen anlatıyorlar, ve o zamanlarda yaşayan insanlara imreniyorum. Şimdiki halimizi düşünüyorum ve süpermarketler, kredi kartları ve afm'ler olmadan da bu insanlar gayet iyi yaşıyormuş diyorum. Teknoloji kesinlikle nimetlerle dolu ama dikensiz gülde olmuyor.
Yine de biz halimize şükredelim. Bu ülke 20-30 yılda fazlasıyla değişiyorsa, bizden sonraki nesil bizden daha da şanssız olabilir. Ama bu ülke, bu İstanbul; sokaklarda elini kolunu sallayan suçlulara, sayısı hergün artan sokak çocukları ve evsizlere, çoğalan gecekondulara, hava kirliliğine ve tüm bunlar ortasında kendini iş hayatının monotonluğuna kaptırmış ve giderek güvensiz hale gelen metropol insanına ne kadar dayanır bilmiyorum.
Bunca kalabalık içinde yalnız insan , İstanbul'u dinliyor ama o almış başını gidiyor gibi...