Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '07

 
Kategori
Blog
 

Ben kim miyim? İşte ben buyum.

Ben kim miyim? İşte ben buyum.
 

Ben kimim?

Kendimi tanımlamaya, kendimi izah etmeye çalışacağım müsaade buyurursanız.

Küresel ısınma oluşmasıyla birlikte yaz ayları geçen yıllara mukayese daha sıcak olacakmış. İzmir gibi sıcak bir şehir’de oturmam ve de benim herhangi bir işte çalışmamam dolayısıyla 2 ay boyunca tatile gitme fikri doğdu. 2 ay boyunca benim için çok uzun bir süre. Bu iki ay içersinde neler olacak, neler.

1- 22 Temmuz’da seçimler var. Türkiye genelinde belki Türkiye’nin geleceğini doğrudan etkileyecek bir genel seçimleri yaşıyor olacağız o günlerde. Sizlerle birlikte olmak, birazda sizlerle siyaseti yazmak isterdim doğrusu.

2- Temmuz ayında Fransa’da düzenlenen “Tour de France” Fransa Bisiklet Turu’nu büyük bir ilgi ile izlemekteyim. O aylarda -üç hafta sonra yarışlar başlamış olacak- bu tur için size biraz bilgi vermek, son defa iki yıl önce koşmuş olan ve kanseri yenerek üst üste yedinci kere bu turu kazanma başarısını gösteren Amerikalı ünlü bisikletçi Lance Armstrong’tan bahsetmeyi düşünürken şimdi bunları zamanında yazamayacağımın üzüntüsü içindeyim. Çünkü bilgisayarım yanımda olmayacak. Dolayısıyla İnternet yanımda olmayacak bu 2 ay içersinde. İki ay sonra da bunları yazarsam güncelliğini yitirmiş olacak, hiçbir kıymeti kalmayacak böylece. İnternet cafe’ler orada yazlık yer olması dolayısıyla çok pahalı. Geçen yıl saatliği 2 YTL 50 YKRŞ’tu. Halen ADSL için ayda 29 YTL verirken birde İnternet cafe’lere takılmak inanın işime gelmiyor diyebilirim. Ya bilgisayar benle beraber İnternet için 7 YTL’ye naklederek gittiğim yere gidecek, ben de gönül rahatlığı ile istediğim gibi parmaklarımı klavyenin üzerinde dans ettireceğim ya da benle gitmeyip yazmaktan uzak, sizlerden uzak kalacağım.

Bugün sabah saatlerinde Baba’lar Günü için babamla konuşurken “Sen buraya tatile mi? Yoksa ne yapmaya geliyorsun.” dedi. Hayatım da hiçbir zaman babamla karşılıklı konuşamadık. Benim ne yapacağımı kestiremiyor ve ben ister istemez hep susuyorum. Belki bu benim için bir kayıp olmakta. Benim bu yazılarımı hiç bilmiyor, zaten de bilmesini de istemiyorum. Hiç gerek yok.

Evet, ben bir MB yazarıyım. Beni burada okuyanda var okumayan da. Hepsi de sağ olsunlar. 2650 dolayında okunmuş blog yazımda var, okunma sayısı 100’ün üstüne çıkmamış blog yazılarımda var. Burada da ben kendime bir iş edindim. Bir şeyler üretebilmek, dünya ile olan geniş açımı, ufkumu genişletmek, değişik insanlarla karşılaşıp diyalog’umu artırmak daha doğrusu bir şeyler öğrenip kendimden de bir şeyler üretebilmektir amacım.

Ne demişler. "Mutlu olduğun gibi olmaya bak." Ben: "Böyle mutlu oluyorum, böyle deşarj olarak mutlu oluyorum. Yoksa kafamı yemek üzereyim. Kendi kendime soruyorum. Sen ne yaparsın Ahmet? Ne işle meşgul olursun Ahmet? Ne mi yaptım hayatta?"

"Beşikçioğlu patates fabrikasında işçi olarak çalıştım. Orada TIR’lara koli yükledim. Bir firmada Torbalı’da depo yapımında yardım ettim. Son çalıştığım iş yerinde başkalarının emirleri altında ezildim. Açıkçası mutlu değildim ama mecburdum. Baba parası yiyor demesinler diye ama ne yazık ki bununla da karşılaştık. Yıllar geçiyor ve ben hala arayış içersindeyim."

"Yine ben kafamca bir şeyler üretmek, bir şeyler yazmak istiyorum. İşte ben buyum."

Para mı kazanıyorsunuz diyeceksiniz? "Evet, " bu iş için MB’ta cebime para girmiyor ve cebimden para da çıkmıyor. Yani cebime para girmediğinden zarardayım ama bir yandan da para çıkmadığından kârdayım.

Bir iş yapmak için her şey para değildir. Para kazanmak istiyorsan vardır bir kolayı. Usulsüz işlerle uğraş o kadar çok iş var ki, say sayabildiğin kadar. Ama biz burada hem bir şeyler öğreniyor hem bir şeyler yaratıyoruz hem de insan kazanıyoruz. Ne mi olacak kazanmakla diyeceksiniz şimdi de?

Açıklayayım. Ben Ahmet Üstündağ. Ben MB’ta yazmamış olsaydım tanınıyor olabilir midim? Aynen de öyle. Orda kileride kim bilir beni tanımıyor olacaklardı. En basta İlyas Bayram Beyler, Fulya Hanım, Süleyman Ekim Beyler, Ali Gülcü Beyler, Sabiha Rana hanım, Harun Deniz Beyler, Nilgün Çakırcı hanım ve bir çok buralarda yer darlığı sebebiyle yer veremediğim bir çok isim/isimler.

İstediğim gibi yazıyorum. Konuyu seçmek bana kalmış. Demiyorlar bana kategori olarak doğa sporlarını, bisikleti seçmişsin ama sen hep futbol yazıyor ve yorum getiriyorsun diye. O an öyle denk gelmiştir o kategori’de yazmışımdır. Ama merak etmeyin daha çok bisikletle gezeceğim yerler var. Daha sizinle paylaşacağım, daha önce gittiğim yerleri anlatmaya daha çok bloglarım olacak. Siz merak etmeyin ve ben burada olacağım her zaman.

İki ay sonra da olsa ben buraya geleceğim ve sizlerde beni okumaya devam edeceksiniz.

Dua edinde bilgisayarımı yanımda götüreyim yoksa 2 aya sonra görüşmek üzere.

İşte ben buyum.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..