Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '07

 
Kategori
Haber
 

Ben mahçup olmak istemiyorum

Ben mahçup olmak istemiyorum
 

Kürsüde Başbakan Recep Tayip Erdoğan: "22 Temmuzda kimlerin mahçup olacağını göreceğiz, " diyor.

Eğer bana söylüyorsa ben artık mahçup olma istemiyorum. Mahçup olmak için kırmızı beyaz elbiselerimle alanlara inmedim ki.

Başbakan kürsüde konuşuyor, konuşuyor, soru soruyor sorularına yanıt veriyor. Dikleşmeyip dik durduklarını söylüyor. Ben dönüp aynaya bakıyorum, iki büklümüm. Olası değil dik durmam. "Mahcup olmamam gerek dik durabilmek için" diye söylenip duruyorum.

Boşuna mı Ankara’da, İstanbul’da, Manisa’da, İzmir’de, Samsun’da, Denizli’de alanlara inişim. Mahcup olmak için miydi tüm bunlar?

Ben şaşkınım biraz biz ve öteki olmadığım için. İstikrarı göremediğim için ve hatta kişi başına çoğalan geliri de fark edemediğim için…

14 Nisanda Bandırma’dan yola çıktık Milas’a gidiyoruz. Yol boyunca barajların, derelerin kuruduğunu görmek şaşkına çevirdi beni. Hele Bafa Göl’ündeki kirliliği suyun seviyesinin azaldığını siz de görseydiniz şaşırırdınız. Ama beni en çok heyecanlandıran ise Bandırma’da, Söke’de yapılan rüzgâr enerjisi için kurulan rüzgâr türbinleri. Her mevsim esen rüzgârımızı artık boşa harcamayacağımız için.

İstanbul’da yaşayanların, Fatih Sultan Mehmet’in kente girişinde, "Başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz" dediklerini hatırlatan Erdoğan, İstanbul’un medeniyetler ittifakında sembol şehir olduğunu söyledi.

Herkes bilmelidir ki siyasetteki üslubumuz gibi, bizim yaşama biçimimiz, milletimizin yaşama biçimidir. Milletimizden aldığımız gücü, milletimize hizmet olarak götürmekten başka çaremiz yoktur, olamaz. Milletimiz emanetini, hakkıyla taşımaktan ve ona layık olmaktan başka bir arzumuz yoktur. Özgüvenimizi milletten alıyoruz. Milletimize sonuna kadar güveniyoruz. Milletimizin içinden geldik, tekrar ona döneceğiz ve milletimizle birlikte bu süreci sürdüreceğiz.
Bu güvenle yola çıktığımız için bütün başarılarımızı, milletimizin kazanç hanesine kaydettik. Bütün vatandaşlarımıza, vatandaşlarımızın bütün taleplerine, bütün bölgelerimize, bütün şehirlerimize aynı gözle baktık. Batıya farklı, Doğuya farklı bakmadık ve 80 yıl geriye gittiğimizde, Türkiye’nin 81 vilayetine en az iki kez giden bir başbakan yok. Bu kardeşiniz, her vilayete en az iki kez gitmiştir. http://www.milliyet.com.tr/2007/05/29/son/sonsiy20.asp

Bir de biz ve ötekilerden bahsetti. Şimdi ben biz miyim, öteki miyim anlayamadım. Bu bana Bakırköy’de bir alışveriş merkezinde yaşadıklarımı anımsattı: Eşimle birlikte manav reyonundan alışveriş yapıyorduk. O zamanlar alınan sebzeler kasada tartılamıyordu henüz. Manav reyonunda tarttırıp kasaya öyle gidiyordunuz. Biz de aldığımız sebzeleri tarttırmak için sıra bekliyoruz. 18–19 yaşlarında türbanlı bir genç kız elinde bir torba öne geçmek istedi. Ben sırasını beklemesini söylediğim zaman saldırgan bir üslupla, "Siz hep böyle yapıyorsunuz. Bir tane tarttırıp gitsem ne olur? Bu kadar kişinin arkasında sıra bekleyemem." diye bana bağırdı. Ben gayet sakin, "Fark etmez bir tane de olsa aynı. Sıranızı bekleyeceksiniz. Toplumsal adap bunu gerektirir, " dedim. Kızcağız bana kızgınlığından elindekileri fırlatıp attı ve gitti. Sanki Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüde duruşu da aynı davranışlar gibi geldi bana. Hele bir sırasını beklesin bakalım. 22 Temmuz bir geçsin. Ben artık mahcup olmak istemiyorum.

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..