Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Ben Mecnun'un Leyla'sı değilim

Ben Mecnun'un Leyla'sı değilim
 

Hiç kimsenin gözleri böyle parlak değildi, olamazdı...

Tanrı'yı fark edememiş yüzlerce putperest inancın birleştirilmemiş imanı vardı gözlerinde... Birçok sevgili bulmuş, ama aşkı bulamamış yalnız bir kadının, bir Amazon'un muzaffer edası vardı.. Erkeklere hükmeden anaerkil bir klanın güçlü kadınının parlak gözleri.... Henüz ana olmadan doyuran, uyutan süt dolu memelerin özgüveniyle oturuyordu... Önce parlak gözleri mi Bereket Tanrıçasının bedeni mi oturdu masaya anlayamadım...


Ben ki bir çok masal yazmış, masala kaçmış, masalda yaşamış, çocukluğunu kaçırmış, yaşına yetişememiş bir yazar müsveddesiydim; acemi bir âşık ama iyi bir dinleyiciydim...

Onu dinliyordum, pürdikkat... Kimsenin gözleri böyle parlamıyordu... Birazdan sanki gözleri bir petrol kuyusu gibi fışkırtacaktı sözcükleri art arda.. Gebe bir Toprak Ana gibi bakıyordu bana...

Salatadan bir çatal aldı, birden elimden tuttu...

Elektriklerim kesildi; acil durum jeneratörü de çalışmadı... Yazdıklarımın, okuduklarımın hiçbiri kaybolmadı bu sefer, bilakis her biri gözümün önünden geçti; ama avucumdaki kor, bir ateş seli olup gözlerime gitmeye başladı... Bunu iyi biliyordu. Ben nasıl sözcüklere hükmeden bir büyücüysem o da bedenindeki ateşe hükmediyordu. Kıskandım, yenildim, teslim oldum...

Nasıl kaybolurdu otuz beş yaşla yirmi yaş arasındaki fark?

On beş yılda mı kaybolurdu?

Sekiz yıl önce karşımda bana aşkını itiraf ederken de gözleri böyle parlıyordu..

Cesur, özgüveni tam bir Amazon savaşçısı gibi..

O zaman henüz çok zafer kazanmamış olsa gerek ısrar etmedi, kaleyi fethetmek için üstelemedi..

Çocuksun sen demiştim, henüz çok küçüksün...

Gurur değildi onu geri çeviren, yenilme korkusu da değildi...

Belki de büyümeye gitmişti...

"Ben Mecnun'un Leyla'sı değilim; seni çöllerde aramadım, kuytularda beklemedim. Sen reddedilmiş bir âşıktın, geldin bana; sana kucak açtım. Ben seni avutacak biri de değilim. Ben büyüdüm artık."

" Nasıl kapanır aradaki on beş yıl" dedim...

"Bu bir zaman yolculuğu olsun, sen geçmişe yolculuk et; ben geleceğe... Belki yakalarız."dedi..

Ellerimi bıraktı...

Hâlâ elektrikler gelmemişti..

Leyla'nın kimin Leyla'sı olduğunu düşünmemeye karar verdim; daha doğrusu öyle oldu... Ben bir şeye karar verecek durumda değildim..

Sekiz yıl önceki sorum aklıma geldi: " Ne buluyorsun bende, ben de sıradan bir adamım işte?" Verdiği cevap:"Bu şiirleri, bu öyküleri yazan adamın ruhunu merak ediyorum."

Ben kırk beş yaşımdayken ruha nasıl ulaşılır bilmiyordum; ama o otuz yaşında bunu öğrenmişti..

Dedim ya Leyla' yı çok kıskandım... Acaba bazı şeyleri öğrenmek için geç mi kaldım...

 
Toplam blog
: 114
: 1620
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

1964'te Ankara'da doğdum. Meslek lisesinin elektrik bölümünü bitirip fabrikada ve şantiyede çalıştım..