Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ben merkezci ayrışma ve birleşme zorunluluğu

Ben merkezci ayrışma ve birleşme  zorunluluğu
 

Bugünün siyasi gündemin en önemli maddesi nedir? Bittabi, referandum. Yerele bakıyoruz: Referandumda “Hayır” diyecek olan siyasi partiler tabanda birlikte çalışabiliyorlar mı?.. - Hayır!.. Genele bakıyoruz: Durum biraz daha farklı. Ancak, ulusal ölçekte bir cephe çalışması başlatılabiliyor mu? - Hayır!..

Adam, çevrecilikte 1 numara… Bir genel kurul oluyor, yönetim erkini kaybediyor. Sonuç: - Batsın çevre sorunları; bana müsaade… İşte mesele budur… Ben-merkezci kişisel gündemimiz böyle bir kısır döngünün içine sinmiş durumdadır… Bir sorun karşısında birbiri ile eşit düşünceler taşıyarak, birbiri ile aynı duruşu sergileyen siyasi partiler bir araya gelip, birlikte bir eylem ortaya koyamıyor ve saflarını sıklaştıramıyorlarsa, “yandı gülüm keten helva!..” Önümüzdeki referandum bir “milli mücadele”dir. Milli mücadele ise, milli güçlerin tümünün bir araya gelerek güçlerini ve enerjilerini birbirine eklemesi ile verilebilir. O MHP’li, öteki CHP’li ayrışması, sürdürülen mücadeleye sadece zarar verir. Siyasi partiler arasındaki ayrılığın, kişisel nitelikli bir tabela farklılığı olmadığını ortaya koyacak bir tavır, halka güven verir ve sizlerin niteliklerinize katkı sağlar. “Ahmet benden, Mehmet onlardan, ” mantığı ise, sadece naylon bir ayrışmayı ve kişisel çekişme ortamını çağrıştırır… Birlikte mücadelenin bir tek parolası olmalıdır: - Yapılacak iş, referandumda “Hayır, ” deme yönünde katkı sağlıyorsa, iyidir; desteklenmelidir!.. Sağlamıyorsa, terk edilmelidir!.. Bir panel mi yapılacak; bir bildiri mi dağıtılacak; bir miting mi yapılacak?.. Haydin, hep beraber!.. Kimin yaptığı, kimin hazırladığı ve kimin daha fazla emek harcadığı önemli değildir… Önemli olan harekete ve mücadeleye olan katkıdır. Birisi kalkıp da, “hayır öyle değildir, ” diyorsa… Orada durun. Bu sözü söyleyeni sabırla, alçak gönüllülükle defalarca uyarın. Belki de söylenen söz, öylece ağızdan dökülüveren bir trafik kazasının eseridir. Ama hayır… O sözü söyleyen düşüncesinde ısrarcı ise, bilin ki o kişi, birlikten, beraberlikten ve Türkiye’nin gerçek gündeminden hayli uzak bir noktada, kendi ben-merkezci dünyasında devinip durmaktadır… Gülümseyin ve geçin… Çünkü gündemimiz, çok önemli ve hatta tehlikeli bir sırat köprüsü niteliğindedir… Kaybedilecek vakit yoktur. Harcanacak zaman yoktur. Ve kazanılacak zamanın doğrultusunda sizleri bekleyen kazanılacak çok sayıda insan vardır. Türkiye’nin gündemi, kişisel hırslarımızın, ben-merkezci davranışlarımızın çok ötesinde ve yükseğindedir… Her an aklımızın ucunda tutmamız gereken gerçek budur…

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ: http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/ http://www.kitlecizgisi.com/
 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..