Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '06

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Ben mi iyi olmalıyım, o mu kötü olmalı?

Ben mi iyi olmalıyım, o mu kötü olmalı?
 

Rekabet, günümüz dünyasının vazgeçilmez bir parçası...

Daha doğduğumuz anda, ana-babalarımızın kendi rekabet körüklerilerinin çalışma kapasitesine paralel olarak yaşamımıza giren, çoğul yaşamın en iyi ve en kötü kuralı...

Doğduğumuzda, cinsiyetimizin ne olduğu ve kaç kilo olduğumuz sorusuyla başlar herşey. Konuştum mu, yürüdüm mü? Ne zaman konuştum, ne zaman yürüdüm? komşu çocuğu benden önce mi konuştu? ben kuzenimden önce mi yürüdüm? Kreşler, anaokulları, ilk öğretim, orta ,yüksek.... iş yaşamı hep ne kadar iyi ve başarılı olduğumuzun sorgusu üstüne yaşarız.

Bu süreç içinde rekabeti kanıksadığımız gibi kendi kendimize bazı yöntemler geliştirerek öne geçme yolları da bulmaya başlırız. Daha çok çalışmak, daha sistemli çalışmak, yalan söylemek veya kopya çekmek gibi... Biraz kişisel özellikler, biraz yetiştiğimiz çevre kendi yöntemimizi geliştirmede etkili olur ve pek çoğumuz rekabete hangi taraftan baktığımız gerçeğiyle hiç yüzleşmeden yaşayıp gideriz.

Rekabete hangi taraftan bakıyoruz?

Çeşitli şekillerde ortaya çıksa da asıl mesele bu sorunun yanıtı: 'ben mi iyi olmalıyım, o mu kötü olmalı?'. Fikrimce, gelişmeye yönelik rekabetin ilk altın kuralı 'ben iyi olmalıyım' dır. Benim iyi olmam için onu kötü olması gerekmez çünkü, bir yarış varsa bunu kendimle yapıyorumdur. geçtiğim de geçilen de benimdir. Üstelik kişisel ilerleme anlamına gelen bu bakış, çalıştığımız iş yerini de, birlikte çalıştığınız insanları da toplumun tamamını da dolaylı yoldan ilerletecektir.

Rekabette ikinci soru 'hangi konuda iyiyim ve daha da gelişebilirim??? '

Yaptığımız işlere şöyle bir bakınca, görebilenler görür ki herkes her konuda iyi değildir. Rekabetin tavana vurduğu, hırsın aklın önüne geçtiği zamanlarda en çok unutulan gerçek de budur zaten. Yani İkinci altın kural Tanrının herbirimize bahşettiği yeteneklerin ve güzelliklerin birbirinden farklı ama pahada denk olduğudur. Başkalarına bahşedilenlerin derdi ile yanmak, o'nun kötü olmasının, tökezlemesinin peşinde koşmak kişiye bir yarar değil, derin bir iç huzursuzluğu getirir. Ve işte o zaman rekabet araç olmaktan çıkıp amaç haline gelir ki bu günümüz iş dünyasında bir kurumun ve çalışanlarının başına gelecek en büyük felakettir.

İşte o yüzden rekabet, çoğul yaşamın en iyi ve en kötü kuralıdır.

 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..