Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '08

 
Kategori
Felsefe
 

Ben sana aldanamam... Ben sana dayanamam.

Ben sana aldanamam... Ben sana dayanamam.
 

Ayağa kalk!..

Sabah erkenden uyanacaksın.. hep beraber kalabalık…

Radyo’da aynı türküye aynı hüznü duyacaksın..

Başladı!..

“Ben sana dayanamam yarim.. ben sana aldanamam…”

Bilincinin sınıfından dolayı olduğunu kavrayacaksın..

Saçmalamayacaksın!...

Ya da arada kalacaksın!..

Gorki tanımlamasıyla… her düğünde damat.. ya da her cenazede ceset olacaksın..

Türkü sürüyor!..

“Ötme bülbül yarim hasta..

Ben sana aldanamam yarim.. ben sana dayanamam”

Bilincin ürettiğinin onurunu algılayacak… sabahtan akşama değil elbet..

Verirmisiniz değil!..

Alırızı öğreneceksin!..

Beresinin orta yerinde yıldızlı gibi tıpkı!..

Bir yoksulu gördüğünde..bir adaletsizliği!..

“Öfkenden zangır.. zangır titreyeceksin”

Yüreğin… türkü öfkelense de!...

Hasret mi kaldın?.. sevdiğine..

Sürüyor türkü!..

“ Ah neyleyim şu gönlüme!..

Hasret kaldım sevdiğime..

Ben sana dayanamam.. yarim.. ben sana aldanamam”..

Coğrafya üzerine son kez!..

“Coğrafya “aydını”.. algılamalarında aradadır.. ne yapacağı bilinci, bilimsel değildir.. anlık.. beklide saniyelik… sınıfsal bakmayı red eder.. bilirki sınıfsal bakarsa kendi rahatı da olmaz.. bilirler bilimsel bakanlar durumlarını..”

Türkü sürer..

“ben sana aldanamam yarim.. ben sana dayanamam”

bitti.

 
Toplam blog
: 178
: 228
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Resim yaparım... Yazarım... Düşün emekçisiyim.. İstanbulda yaşamaya çalışırım... Felsefe; bir mat..