Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '11

 
Kategori
Öykü
 

Ben sana sorarım 19. Bölüm

Ben sana sorarım 19. Bölüm
 

"RESİM:ALINTI"BENİ AFFET SEVGİLİM. SENSİZ YAŞAYAMIYORUM. SENİ ÇOK SEVİYORUM.


BİR HAFTA SONRA 

Daha sonraki günlerde gelmeye devam etmişti çiçekler… Mesajlar… Esma Nuh diyor Peygamber demiyordu. 

Hava kararmak üzereydi. Binnur ve Demir yavaş yavaş ilerliyorlardı Kozan Malikanesine doğru. 

D: Binnur artık evet de bana. 

B: Cevabım elbette evet. Seni o kadar çok seviyorum ki. Biraz zamana ihtiyacım var sevgilim, çözümlenmesi gereken bazı şeyler var. Selim ile Esma’nın durumu mesela. Onlar çok seviyorlar birbirlerini. Diyorum ki…Onlar sorunlarını çözünce birlikte evlenelim. Biz… Onlar… Çiçek. 

D: Çok güzel olur. Affeder mi dersin Esma? 

B: Ben inanıyorum.Nasıl sevdiğini biliyorum çünkü. Ama çok kırgın kalbi. Eğer Selim kalbine girebilirse yeniden. 

Demir eliyle işaret eder. 

D: Şuraya bak. Abim…Çalışmalara başlamış bile. 

Binnur gösterilen tarafa baktığında. Tamda Esma’nın odasının penceresinin önünde kırmızı güllerden kocaman bir kalp. Kalbin içindeki Selim’i gördü. 

Elinde “BENİ AFFET SEVGİLİM. SENSİZ YAŞAYAMIYORUM. SENİ ÇOK SEVİYORUM.” yazılı bir pankart vardı. 

D: Bu benim ağabeyim mi? Aşk çok değiştirdi Selim’i. 

B: Çok romantik ya… Bak Demir eğer bir gün ayrılırsak aynısından isterim ben. 

Demir kollarına aldı Binnur’u. 

D: Biz hiç ayrılmayacağız. 

B: Ben yukarıya çıkayım da Esma’ya haber vereyim. 

……………………. 

Esma odasında oturmuş kitap okuyordu. 

Binnur hızla açtı kapıyı. Nefes nefese girdi içeriye. 

B: Esma… Esma. 

E: Ne oldu Binnur? Sanki peşinden atlılar kovalıyor gibi. 

B: Selim… Selim aşağıda. 

E: Selim mi? 

Binnur kolundan tutarak çekti kızı. Pencereye doğru yürüdüler beraber. 

B: Şuraya bak Esma. 

“BENİ AFFET SEVGİLİM. SENSİZ YAŞAYAMIYORUM. SENİ ÇOK SEVİYORUM.” 

B: Bu adam seni gerçekten çok seviyor. 

Esma hafif bir tebessüm etti. 

E: Ama ben onu sevmiyorum. 

O anda Selim ile göz göze geldi Esma. Bir an ayıramadılar gözlerini birbirlerinden. Esma hızla çekti perdeyi. 

Ne kadar süre geçmişti bilmiyordu Esma. 

E: Binnur baksana hala orada mı? 

Binnur perdeyi araladı. 

“Orda valla.” demesine fırsat kalmadan bir müzik yayıldı aşağıdan yukarıya doğru. 

Selim kırmızı güllerden oluşan kalbin içinde, elinde pankartı. Ve yanında müziği yapan bir grup. Selim’in dudaklarından dökülen hüzünlü bir melodi. 

“PERİŞANIM ŞİMDİ… MUTLU OLDUN MU… BAŞINI YASTIĞA RAHAT KOYDUN MU…” 

Esma pencereye geldi. 

PERİŞANIM ESMA … MUTLU OLDUN MU… BAŞINI YASTIĞA RAHAT KOYDUN MU…” 

Ç: Selim delirmiş olmalı. Bir şey yap Esma. Rezil olacağız mahalleye. 

Esma balkona çıktı. Onu gören Selim sesini yükselterek seslendi ona. 

S: “SENİ ÇOK SEVİYORUM… AFFET BENİ SEVGİLİM.” 

E: Ben seni sevmiyorum. Git buradan. 

S: Bana evet demeden hiçbir yere gitmem. 

E: Sana evet demeyeceğim. 

S: Ben de hiçbir yere gitmeyeceğim. 

E: Sen bilirsin. Bekle o zaman. 

Esma içeriye girdi.Son bir kez baktı Selim’e ve perdeyi çekti. 

…………………………… 

Gün ağarmaya başlamıştı.İstanbul yeni bir güne merhaba diyordu. 

Ç: Esma… Koş koş. Gel. 

Ç: Selim hala orda. 

Esma baktı. 

E: Selim. 

Ç: Seni bekliyor olmalı. 

E: Daha çok bekler. 

Ç: Yapma Esma. İnsaf et. Daha ne yapsın çocuk? Ona acımaya başladım. 

E: Ya bana? Bana da acıyor musun Çiçek? Aylardır neler çektiğimi biliyor musun o evde? Canımın nasıl yandığını? Selim’in çektiği ne ki? Ona inanmıyorum. O ünlü çapkın bu basit numaralarla beni kandırabileceğini sanıyor. 

…………………………. 

Esma aşağıya indi. 

E: Musa Abi. Dışarıda bekleyen beye kahvaltı götürün. 

M: Peki Esma Hanım. 

……………. 

C: Esma. 

E: Günaydın babacığım. 

C: Günaydın. Kızım… Konu komşuya rezil olduk. Daha ne kadar bekleyecek bu çocuk orda. Belli ki yaptıklarına çok pişman olmuş. 

E: Neden bana herkes Selim’i müdafaa ediyor? Ben mi dedim gel evimin önüne çadır kur diye. 

S: Neler oluyor burada? 

E: Selim, bekliyor ya dışarıda… 

S: Kızım bir konuşsan. Seninle konuşmadan gitmeyeceğe benziyor. 

E: Of... Tamam. Tamam. Musa Abi. 

M: Buyurun Esma Hanım. 

E: Kahvaltı hazırsa ben götüreceğim. 

M: Hemen getireyim Esma Hanım. 

……………….. 

Esma elinde kahvaltı tepsisi ile ilerliyordu Selim’e doğru. Esma’yı görünce yüzü gülmüştü Selim’in. 

S: Esma. 

E: Sana kahvaltı getirdim. 

S: Ben kahvaltıyı ne yapayım. Sen gel yeter. 

E: Bak Selim. Ailem çok rahatsız oldu. Onları rahatsız etmeye hakkın yok. Daha önce de söyledim sana. Artık seni sevmiyorum. Seninle sürdürmek istemiyorum hayatımı. Bu ısrar niye? Çık git hayatımdan. 

S: Gözlerime bak Esma. Dudaklarından dökülen bu sözler gerçek değil. Gözlerin yalan söylemeyi beceremiyor. Sadece öfken geçmedi yoksa sen de beni seviyorsun. 

E: Sevmiyorum. Git buradan. 

S: Gitmeyeceğim. Benimle evimize gelene kadar gitmeyeceğim. 

E: Sen bilirsin. Boşuna bekliyorsun ama. 

……………………. 

 

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..