Ben seni tanımadan sevmişim

Ah İstanbul!Ben seni tanımadan sevmişim. Bu sene yaz tatilinde nihayet tanışma şerefine nail oldum zat-i alinizle. Gördüm, gezdim, pek beğendim. Ama size tamamen vakıf değilim efendim, af buyrunuz. Şimdilik en beğendiğim yanınız Sultanahmet. Orada Topkapı sarayını gezdim. Ben tarihi çok severim, biraz da bilgim vardır tarihle ilgili. O yüzden bir nevi geçmişe yolculuk yaptım sizinle. Gözlerimi kapadım.

İstanbul’a ilk girdiğim an Fatih Sultan Mehmet’i gördüm. Kulağıma Arif Nihat Asya’nın şu dizeleri çalındı.” Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!”

O haşmetli haliyle atının üstünde Constantinople surlarının önünde 29 Mayıs 1453, 21 yaşında genç bir adam dalgalı, fırtınalı bir deniz kadar hırçın gözleriyle bana bakıyor. Ben haşmetiyle titriyorum. Delice sağa sola emirler savuruyor, belli ki çok sinirli Haliç’e giremediği için. Nasılsa biliyorum sonunu. İçimden “Sinirlenmeyiniz Haşmetli Padişahım zafer sizindir demek geçiyor, tutuyorum kendimi. ”Tarihçilerimizi kızdırmamak lazım. Sonra Topkapı Sarayı’nın kapısında buluyorum kendimi, nasıl gelmişsem hatırlamıyorum. Tarihte beni en etkileyen kişinin yanına götüreceğim sizi acele edin! Hani rivayete göre Kanuni Sultan Süleyman’a yakın olmak için Harem ‘in yanmasına sebep olan kadın. Oğlu “Sarı Selim”i tahta geçirmişti hani. Hadi zihninizi yorun birazcık. Kanuni Sultan Süleyman’ın veliahtı Şehzade Mustafa’ yı, birçok entrikayla boğdurtan kadın…Neyse aklınıza gelmediyse biraz sabredin. Harem’in “GÜL BAHÇESİ”nde dinlenelim.Birazdan gelecek buraya. İşte bakın, mermer merdivenlerden iniyor. O an içim cız ediyor. Yüzyıllar önce Osmanlı’nın kaderini çizen insanlarla, aynı mekanda olmak… Denizin sesini dinliyorum o kadar güzel ki… Roxelana (Hürrem Sultan)bahçede dolaşıyor. Bir şarkı söylemeye başlıyor. Deniz de ona eşlik ediyor. O kadar mağrur, kendinden emin bir duruşu var ki… Saçlarının ateşini gözlerinden almış sanki. O bu şarkıyı söylerken orada bizden başka kalp atışlarını sayan biri var.. Kim mi ?Kanuni. Onu izlerken aşık oluyor Roxelana’ya. ”Cihan padişahı” Hürrem Sultan’ın karşısında “Muhibbi” oluyor. Neyse biz onları yalnız bırakalım. Anlatacak çok şey var ama gitmem gerek. Sonra görüşürüz. Bu arada Can ATİLLA’nın Aşk-ı Hürrem ve 1453 cd lerini dinleyin buraya gelmeden, sadece bir tavsiye….:)