Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Ben senin kadar vicdansız olamadım!

Ben senin kadar vicdansız olamadım!
 

Resim: Milliyet fotogaleri.


Tozlu ve eski bir mektup gibi say beni. Tıpkı eskiden gelen, okuduğun ve bir kenara attığın bir mektup gibi say... Sen beni okudun ama hiçbir zaman anlamadın. Oysa ben sana neler neler anlatmıştım açık açık. Anlayacağını sanmıştım. Sevdiğini sanmış ve vicdanına güvenip kendimi sana anlatmaya çalışmıştım.

Oysa senin aklın başka yerlerdeymiş. Sevgi ve insanlık senin için çok da önemli değilmiş. Sorun çözmektense arkanı dönüp gitmek sana daha kolay gelmiş. Oysa ben senin sorun çözeceğine inanmıştım. Ben sana güvenmiştim. Dertler dağ gibiyken üzerimde, bana bir şey olmaz demiştim. Çünkü sen vardın. Biz bir olup dağları devirebilir, dertleri bir çırpıda yok edebilirdik ve geleceğe hep birlikte uzanabilirdik. Lakin öyle olmadı.

Senin derdin ben oldum. Sen benimle bir olmak yerine, bana yardımcı olmak yerine hep karşı tarafta durdun. Yanında onlarca kişi vardı. Elinde çiçekler, arılarla koklaşıyordun. Bilmiyordun ki; ağzında bal olan arının kuyruğunda da iğnesi olduğunu. Bilmiyordun ki; yanındakilerin aslında seni her an sokacak arılardan daha beter olduğunu.

Bana güldün hep karşı taraftan. Ben halime yanarken, sen zevk-ü sefa içindeydin. Sen haline yanarken, bense yanındaydım sana destek olmak için. Sen benim sana yaptığım iyilikleri görmek istemedin. Ben seninle kahkaha attım, hoşuna gitmedi. Ama sevdiğini sandıklarınla kavga etmek bile senin için dünyalara değecek kadar güzeldi. Oysa ben senin yüreğin olmak, en iyi dostun olmak istedim. Sana senden daha yakın bulunmak benim için dünyalara değerdi. Ama senin değerlerin bunların hiçbirine değmezmiş.

Sana hep ikinci bir şans verdim. Her zaman alttan aldım. Belki de çekip vurmam gerekiyordu, geçmişi de geleceği de; sevmişi de seveceği de... Fakat geçmişi yüreğimden söküp atmaya vicdanım el vermedi. Çünkü ben gelecek hayallerimi hep seni de içine katarak kurmuştum. Sen ve ben yoktu bende, bende sadece biz vardı. Ama sende ne ben, ne de biz, sadece sen ve sen...

Yıllara meydan okuyorum artık. Elimde olan çok şey var. Sana karşı olmak istemiyorum. Seni unutmak ve silmek de istemiyorum. Her zaman değişmeni bekliyorum. Gelecekte düzelir diyorum. Silinecekse geçmişteki olumsuzluklar birlikte sileriz diyorum.

Ama sen geçmişte olduğu gibi, bugün de olumsuzluk üstüne olumsuzluk ekliyorsun. Doyumsuzluğundan mıdır bilinmez, bu oyunu kötü oynuyorsun. Kuralları yıkıyor, çiğniyorsun. Beni oyun bozmaya sevk ediyorsun. Sana uyacağımı sanma: Ben oyunu, ne olursa olsun kuralına göre oynarım.

Artık çok eskidi bu mesele. Daha da eskiyecek, belli... Ama ben eskimesine izin vermeyeceğim. Yüreğimi senin vicdansızlığın yüzünden eskitmeye devam etmeyeceğim. Ben hep senin için, bizim için fedakarlıkta bulundum. Artık son noktayı koydum. Noktanın yanına iki nokta daha koymak ve bizi ve hikayemizi üç nokta ile uzatmak senin elinde. Bir kez daha bu hikayeyi okumak ve bu senaryoyu izlemek istemiyorum. Bu film beni korkulara sevk ediyor.

Gel, hep birlikte bu senaryoyu değiştirelim. Mecburen ve yazılması gerektiği için yazılan bu senaryo artık yeni bir senaryoya gebe. Bu filmin sonu kötü bitti. Hem sen ağladın, hem ben. Bizim gülmeye ihtiyacımızı olduğunu sen çok iyi biliyorsun ama yine vicdansızlığından vazgeçmiyorsun.

Ben senin kadar vicdansız olamadım! Ne sensiz olabildim, ne de senle kalamadım. Ben vicdanımı senin gibi satamadım. Uyan artık uykudan, ben sensiz uyumadım. Sen beni sevmemişsin, ben seni sevdim ama işte bu yüzden sayamadım.


 
Toplam blog
: 301
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.05.07
 
 

"1988 Adana doğumluyum. Oldukça başarılı bir öğrencilik serüvenimin ardından eğitimimi noktaladım..